'Yarasa Kadın' sessizliğini bozdu!

Wuhan Viroloji Laboratuvarı'nın sorumlusu Prof. Shi Zhengli, sessizliğini bozdu.

'Yarasa Kadın' sessizliğini bozdu!

İlk olarak 2019'un son günlerinde Çin'in Wuhan kentinde görülen ve buradan dünyanın dört bir yanına yayılan koronavirüs (Kovid-19) dünya genelinde 4 milyona yakın insanın canına mal oldu.

Gezegenimizin bir numaralı ortak gündemi olmaya devam eden virüsü yenmek için çalışmalar sürüyor. Ancak virüsün nereden ve nasıl ortaya çıktığı sorusu hala cevap bekliyor.

Bu konuda pek çok iddia ve teori ortaya atılsa da virüsün Wuhan'daki bir laboratuvardan sızdığı iddiası son günlerin en çok konuşulan konusu.

Söz konusu iddianın merkezindeki isim olan Wuhan Viroloji Laboratuvarı'nın sorumlusu Prof. Shi Zhengli, sessizliğini bozdu ve iddialar hakkında net açıklamalarda bulundu.

The New York Times'ta yer alan habere göre, hakkındaki iddialar nedeniyle 'yarasa kadın' olarak da anılan Shi, laboratuvarlarda yeterince güvenli olmayan yarasa koronavirüsleri ile riskli deneyler yapıldığı suçlamasını reddetti.

Wuhan Viroloji Enstitüsü'nün birkaç çalışanı arasında erken Kovid-19 enfeksiyonları olduğunu öne süren ABD istihbarat raporları hakkında da konuşan Shi bu iddiaların kanıtının bulunmadığını iddia etti ve şu ifadeleri kullandı;

'Kanıtın olmadığı bir iddianın doğru olmadığını kanıtlamak için nasıl bir kanıt sunabilirim ki?'

Shi bu süreçte yaşadıkları için 'Dünyanın nasıl bu hale geldiğini bilmiyorum, masum bir bilim insanının üzerine sürekli iftira atılıyor' dedi.

'Laboratuvarında pandemi patlak vermeden önce yeni koronavirüsün herhangi bir kaynağı var mıydı?' sorusuna Shi'nin yanıtı ise 'hayır' oldu.

Ancak Çin'in laboratuvarında bağımsız bir soruşturmaya izin vermeyi veya araştırmasıyla ilgili verileri paylaşmayı reddetmesi, Shi'nin iddialarını doğrulamayı zorlaştırıyor.

ÇİN'İN KORONA BELGELERİNDEKİ ŞOKE EDEN İFADELER

Önceki haftalarda ise Çin'in 'Koronavirüs belgeleri' ABD'li yetkililer tarafından ele geçirilmiş ve Çin'in sır gibi sakladığı proje deşifre olmuştu.

ABD basınında geniş yer bulan söz konusu belgelere göre, Çinli bilim adamları son altı yıldır koronavirüs dahil biyolojik ve genetik silahlar üzerinde araştırmalar yürütüyor.

Aynı belgelere göre, 2015'ten beri SARS koronavirüslerinin askeri potansiyelini değerlendiren Peki yönetimi bu projeyi olası bir 'Üçüncü Dünya Savaşı' senaryosu için hazır tutuyor.

Söz konusu belgelerde bu proje bir savaş durumunda 'zaferin temel silahı' olarak adlandırılıyor ve detaylı incelemeler sunuyor. Belgelerde Üçüncü Dünya Savaşı'nın beklenenin aksine kimyasal ve nükleer silahlar ile değil, biyolojik silahlar ile yapılacağı tezi yer alıyor.

ABD tarafından Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan iki atom bombasına atıfta bulunan belgelerde biyolojik silahların yeni bir dünya savaşında 'zafer için temel silah' olacağının altı çiziliyor.

Halk Kurtuluş Ordusu'nda görev alan bilim adamlarının hazırladığı dosya, hastalıkların 'daha önce hiç görülmemiş bir şekilde' silah yapmak için manipüle edilmesini incelediğini iddiası yer alıyor.

Belgelerde biyolojik silahların maksimum etkiyi göstermesi için gereken koşullar da özetleniyor. Belgelerde 'biyolojik saldırı gece veya şafak vakti sabit rüzgar yönü olduğu zamanda yapılmalı' ifadesi yer aşıyor.

DSÖ MERCEK ALTINA ALMIŞTI

Pandeminin başladığı günden beri defalarca ortaya atılan bu iddia ile ilgili geçtiğimiz aylarda Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) önemli bir açıklama gelmişti.

DSÖ tarafından yayınlanan raporda koronavirüsün yarasalar dahil başka bir hayvan yoluyla insanlara bulaşabileceği riskinden söz edilirken, komplo teorilerinin yaygın olduğu laboratuvar sızıntısının ise son derece düşük olduğu kaydedilmişti.

BİDEN'DAN 'KORONA' TALİMATI

ABD Başkanı Joe Biden geçtiğimiz haftalarda virüsün ortaya çıkışı ilgili kritik açıklamalarda bulunmuştu.

İstihbarat yetkililerinin iki ihtimal üzerinde durduğunun altını çizen Biden, 'Çabalarını iki katına çıkararak 90 gün içinde son bilgileri bizimle paylaşmalarını istiyorum' demişti.

Biden aynı açıklamasında 'ABD, Çin’e tamamen şeffaf ve kanıtlara dayalı bir soruşturma yapmak için baskı kuracak tüm partnerlerle iş birliği yapmaya devam edecek' ifadelerine yer vermişti.

Çin ise bunun üzerine ABD'nin Irak işgali öncesinde öne sürdüğü 'kitle imha silahları' argümanına atıfta bulunarak açıklamaya tepki göstermişti.