Rusya ile ittifak sürecek mi, S-400'ler kurulacak mı?

İdlib'de karşı karşıya gelen Türkiye ile Rusya, son dönemde artan ittifak ilişkisini Suriye'ye rağmen sürdürebilecek mi? Yaşanan kriz S-400'lerin kurulumunu nasıl etkileyecek?

Rusya ile ittifak sürecek mi, S-400'ler kurulacak mı?

Türkiye'nin Suriye krizinin başından bu yana karşı karşıya olduğu Rusya ile son dönemde yaşadığı yakınlaşma İdlib krizi nedeniyle yerini gerginliğe bıraktı. ABD'nin İslib krizi konusunda Türkiye'yi destekleyen tondaki açıklamaları, "Türkiye yeniden ABD'ye mi yakınlaşacak?" sorusunu da gündeme getirdi.

Habertürk Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya, bu sorunun yanıtını aradığı yazısında Rusya'dan alınan S-400'lerin konuşlandırılmasının Nisan ayından Haziran ayına ertelenebileceğini yazdı.

Sarıkaya'nın yazısında ilgili bölüm şöyle:

Rusya ile nereye kadar?

Washington’un da umutla beklediği gibi İdlib, Ankara ile Moskova ilişkilerinin tamamen kırılmasına neden olur mu?

Ya da en tehlikeli olan sorudan başlarsak, İdlib iki ülke askerlerinin çatıştığı, uçaklarının it dalaşı yaptığı sahaya döner mi?

Her iki kesimden bu sorulara gelen yanıtlar “kesinlikle hayır” yönünde…

Ancak her iki taraf da “parmak ısırma” oyununu sonuna kadar oynamakta kararlı.

Rus tarafı İdlib Mutabakatında da yer bulan M-4 ve M-5 otobanlarının aşırı muhalif güçlerden temizlenmesi ve ağır silahların geri çekilmemesini gerekçe göstererek, saldırıların devamını destekliyor.

Türk tarafı da radikal unsurları temizlemeye uğraştığı sırada Şam güçlerinin saldırılarının buna izin vermeyip tahrik ettiğini söylüyor.

Son tahlilde iki taraf da suçladığı kesimin geri çekilmesini istiyor.

Ancak sahada Türk Silahlı Kuvvetleri ile Rus askerlerinin karşı karşıya gelmesini iki taraf da istemiyor.

Zaten iki ülke askeri kesimleri arasında çatışmayı önleme merkezi de İdlib bölgesinde oldukça hassas ve duyarlı şekilde işliyor.

YENİ ÖNERİLER

Bunun yanı sıra Türkiye’nin desteğindeki rejim karşıtı ılımlı silahlı muhalifleri havadan vurması ve Şam güçlerine hava koruması altında saldırı olanağı sağlaması sorun yaratıyor.

Moskova böylece Soçi Mutabakatında da yer bulan M-4 ve M-5 otobanlarının kontrolünü tamamen Şam yönetimine terk etmeyi amaçlıyor.

Türkiye desteğindeki muhaliflere İdlib kent merkezi de dahil olmak üzere kuzeye doğru dar bir alan bırakıyor.

Böylece daha önce sunduğu Hatay sınırı boyunca uzanan 15 km derinliğindeki haritayı da revize edeceği intibaı yaratıyor.

Ankara ise karşılığında herhangi bir şey almadan böyle bir pazarlığa girme niyetinde değil…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dün açık şekilde belirttiği gibi, Soçi’deki İdlib Mutabakatı ile sağlanan gözlem noktalarının çevresindeki ablukanın Şam güçleri tarafından kaldırılmasını istiyor.

S-400 KURULUMU GECİKİR

Bu olmazsa ne olur?

Soruyu hükümet için bu konuda fikir üreten bazı isimlere yönelttim…

Şu noktanın altı özellikle çiziliyor:

“Rusya ile işbirliğinde bugüne kadar güvenimizi zedeleyen bir tutumla karşılaşmadık, o nedenle işbirliğine güvenimiz var ama ulusal çıkarlarımızı korumak için de elimizden geleni sergilemekten de geri durmayız…”

Bir süredir farklı kesimlerden de duyduğum iyi tasarlanmış cümlenin anlamı açık:

“Eğer Türkiye’nin ulusal çıkarlarına zarar verici noktaya gelirse işbirliği alanlarının hepsinden çekilmekten geri durmayacağız…”

Bu işbirliğinin en önemli tarafını aslında Suriye sahası ve ona dayalı diğer faktörler oluşturuyor.

Örneğin S-400 konusu…

Açıklamalarda S-400’lerin Nisan gibi hazır hale getirileceğinden söz ediliyordu, görünen o ki son gelişmeler ışığında süreç iki ay kaydı, Haziran’a kaldı…

Ticarette ve turizmde ise iki taraf da hiçbir şey yokmuş gibi davranmayı tercih ediyor.

Tur operatörleri ile bağlantılar kuruluyor; ticarette dün de açıklandığı gibi Türkiye’nin domates ihraç kotası %50 arttırıldı.

İDLİB DÜĞÜMÜNE ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Bir diğeri, belki de İdlib düğümüne de çözüm aracı olabilecek alan Barış Pınarı bölgesi…

Ankara’da bir süredir farklı mecralarda dile getirilen, fikir jimnastiği şeklinde ifade edilen konu, İdlib’in güneyinden çekilmek karşılığı, Çobanbey ile Talabyad arasında kalan Menbiç ve Kobani bölgesinin Türkiye’nin denetimine bırakılması…

Konu Barış Pınarı bölgesinde ortak devriye alanı kararının alındığı görüşmelerde Rusya ile masada ele alınmış, ancak Moskova soğuk yaklaşmış ve kendisinin kontrol altında tutacağı konusunda söz vermişti.

Bu kapsamda da ortak devriye kararı alınmıştı.

Hatta sonuncusu dün Kobani bölgesinde gerçekleşen ortak devriye faaliyetleri de bölgede kesintisiz devam ediyor.

İdlib sahasındaki gerilim bu bölgede hissedilmiyor.

İKİ BÖLGE BİRLEŞSİN

Bu düşünceyi dile getiren kişiler de yukarıda da belirttiğim gibi hükümete görüş bildiren önemli şahıslar.

Kendilerinin de altını çizdiği gibi bu konuda hükümetin bir kararının söz konusu olmayıp, sadece düşünce egzersizi bazında dile getirildiğini de belirtmeliyim.

Beklentileri İdlib sahasından gelenlerin Barış Pınarı bölgesine aktarılması ve burada kalıcı konutlara kavuşturulması için bir geçiş güzergahının tanınması.

Böylece İdlib kent merkezi dahil olmak üzere, Cinderes, Azez, Afrin, Çobanbey, Al Bab, Talebyad ve Resulayn bölgesine sahada bulunan 4,5 milyon kişinin kesintisiz hareketinin sağlanması ve yerleşmesinin kolaylaştırılması yönünde bir görüş…

Böylece daha önce ABD’nin söz verdiği şekilde Menbiç sahası Türkiye’nin kontrolüne terk edilirken, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgeleri de birleşmiş olacak.

Kobani ve Menbiç bölgesini ABD çekildiği için son 5 aydır Rusya kontrolüne almıştı.

Kobani’den başlayıp, doğuya doğru giden sınırın 30 km gerisine kadar da zaten YPG’nin ağır silahlı unsurlarının geriye çekilmesi yapılan mutabakat metninde yer alıyor.

Etiketler
İdlib Rusya Suriye Türkiye