Yargıtay Man Adası belgeleri sahte değil dedi, Kılıçdaroğlu haklı çıktı!

24 Temmuz 2020 tarihinde bu köşede ‘’Man Adası belgelerinde şaşırtan tazminat’’ başlıklı yazım yayınlanmıştı. Konu 2017 yılından beri tartışılmaktaydı. CHP...

Sabri Arpaç Yazar sabriarpacymm@gmail.com

24 Temmuz 2020 tarihinde bu köşede ‘’Man Adası belgelerinde şaşırtan tazminat’’ başlıklı yazım yayınlanmıştı. Konu 2017 yılından beri tartışılmaktaydı. CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, ‘’yerli ve milli’’ iddiasında bulunan ve karşısındakileri ‘’gayri millilikle’’ suçlayan Sayın Cumhurbaşkanı’nın yakınlarının İngiltere’nin Man Adası’nda kurdukları şirketlerle ilgili Halk Bankası dekontlarıyla aktarılan paraları açıklamıştı. Cumhurbaşkanı ve yakınları belgelerin sahte olduğu gerekçesiyle Sayın Kılıçdaroğlu’na tazminat davası açmıştı. Dava İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından Genel Başkan’ın tazminat ödemesine karar vermiş, bir üst mahkeme olan istinaf da kararları onamıştı. Ama Yargıtay bu kararları bozarak belgelerin ‘’sahte olmadıklarına’’ karar verdi. Üç yıl önceki yazımda; Bakalım Yargıtay bu ayıba ne diyecek!’’ diye yazmıştım. Bakalım şimdi ne olacak?

OLAYLARIN GELİŞİMİ VE DAVALAR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 21 Aralık 2017 tarihinde partisinin TBMM’deki grup toplantısında, 2011-2012 tarihleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kardeşi Mustafa Erdoğan ve oğlu Ahmet Burak Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu yakınlarının] Türkiye'den İngiltere’nin Man Adası’ndaki Bellway Limited adlı şirkete 15 milyon dolar aktardıklarını, bu yolla Devleti vergi kaybına uğrattıklarına ilişkin Halk Bankası dekontlarını kamuoyu ile paylaşmıştı.

Sayın Kılıçdaroğlu ‘’sen yerli ve milli olduğunu söylüyorsun ama oğlun, kardeşin, enişten ve diğer yakınların vergi cenneti ve kara para aklayan Man Adası’nda şirket kurup vergi kaçırıyorlar bu nasıl ‘milli ve yerlilik’ oluyor’’ diyerek siyasi bir hamle yapmıştı.

Sayın Erdoğan, oğlu, kardeşi, eniştesi ve yakınları ile AKP yetkililerinin ‘’yalan, iftira, sahte belge’’ söylemleri hiçbir belge, bilgi sunmadan hamasetle suçlamalarda bulunuyorlardı.

Konu kamuoyunda günlerce tartışılmış karşılıklı suçlamalar yapılmış; soruşturma ve davalar açılmaya başlanmıştı.

İlk önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından "suçtan kaynaklanan mal varlığını aklamak veya yurt dışına çıkarmak", "gelirin beyan edilmemesi suretiyle vergi ziyanına sebebiyet vermek" ve "vergi kaçakçılığı" suçlarından resen soruşturma başlatılmış ancak, Başsavcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti. Savcılık kararında, iddia olunan para transferlerinin gerçekleşmediği ve kamunun vergi kaybına uğramadığı ifade edilmiştir.

Yetmedi bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve şirket tarafından gösterilen belgelerin sahte olduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmuştu. Davalar aşağıdaki gibi sonuçlandı. Temmuz 2020'de İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde sonuçlanan davanın kararında Kemal Kılıçdaroğlu'nun toplamda 359.000 TL, İstanbul 5’nci Asliye Hukuk Mahkemesi ise 197.000 TL manevi tazminat ödemesine karar vermişti.

Buna göre 20’nci Asliye Mahkemesi; R Tayip Erdoğan'a 150 bin, Özdemir Bayraktar'a 60 bin, Esra Erdoğan’a 22 bin, Sümeyye Erdoğan’a 22 bin, Bilal Erdoğan'a 20 bin, Ahmet Burak Erdoğan’a 16 bin, Mustafa Erdoğan'a 15 bin, Sadık Albayrak'a 14 bin, Ziya İlgen'e 14 bin, Orhan Uzuner'e 13 bin, Osman Ketenci'ye 13 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmişti.

5. Asliye Hukuk Mahkemesi ise Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Recep Tayyip Erdoğan'a 110 bin, Ahmet Burak Erdoğan’a 15 bin, eniştesi Ziya İlgen'e 17 bin, kardeşi Mustafa Erdoğan'a 25 bin, dünürü Osman Ketenci'ye 20 bin TL, iş insanı ve arkadaşı Mustafa Gündoğan'a ise 10 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmişti.

HÂKİM FETÖ'DEN SUÇLANMIŞTI

Cumhurbaşkanı ve yakınlarının açtıkları davalar nedeniyle CHP Genel Sayın Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Man Adası’na ilişkin yaptığı açıklamalar nedeniyle tazminata mahkûm eden hakimlerinden birisi FETO davalarından tutuklanıp, daha sonra serbest bırakılan ve göreve geri dönen Ülkü Ergin’dir. Adeta diyetini öder gibi karar verdiği görülmektedir! Sayın Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, ‘’yargıda kritik birçok noktada halen FETO’cü yargıç ve savcıların olduğunu, bunları bilerek temizlemiyorlar çünkü biliyor ki ne isterlerse yaptıracaklar” diye açıklamalarda bulunmuştu!

YARGITAY KARARI ŞAMAR GİBİ SURATLARDA

İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu tazminat ödemeye mahkûm ettiği kararları Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafında İstinaf Mahkemeleri kararlarının ortadan kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının da tamamen bozulmasına hükmetti. Yargıtay’ın bozma kararının gerekçeleri aşağıda başlıklarda kısaca özetlenmiştir.

KONUŞMA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDADIR

Davaya konu edilen ifadeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde bir bölüm değer yargısı, diğer bölümleri ise olgusal temele dayalı değer yargısı mahiyetindedir. Siyasi ortamda kullanılan söz ve ifadeler, maddi temelleri olmasa bile ifade özgürlüğü kapsamındadır. Bu nedenle davalı yanı Sayın Kılıçdaroğlu tarafından iddia olunan hususların ispatı gerekmemektedir.

BELGELERİN SAHTELİĞİ HUSUSUNDA DA HERHANGİ BİR TESPİT BULUNMAMAKTADIR”

İddialar, davacı Sayın Cumhurbaşkanı yakınları ile diğer aile yakınları davacıları ilgilendiren bir kısım swift gönderimleri içeren banka, para hareketlerine ilişkin bilgi ve belgelere dayandırılmaktadır. Bu husus;

  • Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı Halk Bankası Galata Ticari Şubesi’nce verilen cevabi yazı,
  • Man Adası’nda faaliyet gösteren Bellway Limited şirketinin belirtilen banka şubesinde bulunan hesabından yüksek miktarda yabancı paraların bir kısım davacıların banka hesaplarına aktarıldığı,
  • Mali Suçlar Araştırma Kurulu Başkanlığı’nın yazısı ekinde gönderilen raporda belirtilen para hareketlerinin banka cevabi yazısı ile aynı olduğu,

Kanıtlıdır.

DAVACILARIN KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI OLMAMIŞTIR

Buna göre davaya konu söz ve ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kamu yararı içeren siyasi açıklamalar olup baskın şekilde politik alanda kalmakta, demokratik toplumun korunması ve çoğulculuğun sağlanması için ifade özgürlüğü kapsamındadır. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin istikrar bulmuş içtihatlarına göre de ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı ve davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı, Kılıçdaroğlu’nun tazminat ile sorumlu tutulmasının yerinde görülmediği, davanın tümden reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Yeni bir mecraya doğru giden konunun yargı ve siyasi sonuçlarını bekleyip göreceğiz!

Tüm yazılarını göster