AKP ve Saray kulisleri; Olay yaratacak iddialar

Ekonomik kriz AKP içerisinde de sarayda da büyük paniğe yol açıyor. Lider tek kişi: Recep Tayyip Erdoğan… İktidar tek kişi: Recep Tayyip Erdoğan… Sorumlu tek...

Orhan Uğuroğlu Yazar ouguroglu@gmail.com

Ekonomik kriz AKP içerisinde de sarayda da büyük paniğe yol açıyor.

Lider tek kişi: Recep Tayyip Erdoğan…

İktidar tek kişi: Recep Tayyip Erdoğan…

Sorumlu tek kişi: Recep Tayyip Erdoğan…

Tek lider, tek hükümet, tek sorumlu Erdoğan yönetimsel kusurlarını başkalarına yıkma becerisini müthiş uyguluyor…

Bakanları ve bürokratları için siyasi taktik şöyle;

- Görevden önce azlet, sonra affet…

Erdoğan; kendi eksiklikleri ile yenilgilerinin sorumluluğunu da suçunu da kadrolarına yükleyerek;

- Kendini aklamaya çalışıyor…

Kendi üslubun ve anlayacağın dille vurgulayayım;

- Yemezler Erdoğan

Kırmızı ışıkta geçen şoför "yol boştu, herkes geçti" gibi bahaneler göstererek, kendi hatasına gerekçe yaratmaya çalışır…

Suç da günah da;

- Ne Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda,

- Ne TÜİK'te,

- Ne Merkez Bankası'nda…

Tek kişidedir, tek kişide; Recep Tayyip Erdoğan…

Devleti tek kişi olarak yönetemedin Erdoğan ki çok söyledik bu ucube sistem ile yönetilemez diye ama dinlemedin…

Bu çok büyük, çok ağır sorumluluğu taşıyamadın Erdoğan.

Suçu görevden aldıklarına atma;

- Yemezler Erdoğan

Gelelim saraydaki son kulislere…

2014 ve 2018'de halk oylaması ile 2 kez cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın durumu hem AKP hem saray kulislerinde kazan kaynamasına neden oluyor…

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu durup dururken neden Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'a Suriyeli sığınmacılar politikasını bahane ederek hücum etti?

Saray kulislerinden aldığım bilgiye göre gerekçe şöyle;

- Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?

Anlatayım:

Erdoğan'ın 3. kez adaylığı deneyeceği ancak Yüksek Seçim Kurulu'nun anayasaya aykırı bularak reddedeceği saray ve AKP kulislerinde yoğun şekilde konuşuluyor.

- Peki Erdoğan kimi aday gösterecek?

İşte siyasi kulislerdeki ana çekişme bu.

- İddia o ki;

Hulusi Akar ve Hakan Fidan tarafından oluşturulan bir cephe var ki kapalı kapılar ardında Süleyman Soylu karşıtı siyaset yürütüyorlar…

Çok derin ilişkiler kuruluyor, çok önemli kulis faaliyetleri yapılıyor…

Soylu'yu hedef yapacak iddiaların başında Suriyeli sığınmacılar var.

Kulislerdeki bazı iddialar şunlar:

- Suriyeli sığınmacılara Türk vatandaşlığı neye göre veriliyor?

- 400 bin dolar verip vatandaşlığı resmî olarak alanlar biliniyor.

- Ümit Özdağ'ın iddiası o ki, "Suriyeli sığınmacılar da gayriresmî rant karşılığı Türk vatandaşlığına alınıyor…"

- İşte tam da bu noktada sarayda ve AKP kulislerinde oklar Süleyman Soylu'ya yöneltiliyor.

Bu iddiaları kendisine karşı, "Kumpas" olarak algılayan ve iddiaların kaynağının da Özdağ olduğunu düşünen Süleyman Soylu ki hakaretlerini bir kenara bırakarak yazayım şunları söylemişti;

- "Operasyon çocuğudur, Soros çocuğudur. İstihbarat elemanı olduğu apaçık bellidir…"

İstihbarat deyince akla hangi isim gelir? Arif'e tarif gerekmez…

İşte iddia odur ki Soylu'nun bu çıkışının ardında aslına Erdoğan'ın yerine kim aday olacak mücadelesi, çekişmesi ve kavgası vardır.

- Tabii ki Soylu'nun da istihbarat ağı vardır, siyasi hedefleri de vardır.

- MHP ve lideri Devlet Bahçeli'nin desteği de Soylu'nun arkasındadır.

Saraydaki kaynağım bunları anlattıktan sonra dedi ki,

- Kendisine yönelik kumpaslar karşısında nokta atış ile "farkındayım" mesajı verdi.

Gelelim bazı atama kulislerine;

Saraya yakın kaynaklardan aldığım bilgiye göre;

1. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati görevden affediliyor,

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Hazine ve Maliye Bakanı oluyor.

2. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez görevden affediliyor,

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı oluyor.

***

Değerli okurlarım,

28 Şubat Kumpas Davası sonucunda haksız ve hukuksuz şekilde yaşları 75-90 arasında olan 14 kahraman subay "Müebbet hapse" mahkûm edildi.

Dosyaları Anayasa Mahkemesi'nde, "Adalet" arayışında…

Eski Genelkurmay Genel Sekreteri Orgeneral Erol Özkasnak'ın eşi İnci hanımefendiden yüreğimi yaralayan şu mesajı aldım:

- "Sevgili Orhan Bey, eşim bugün Mevki Hastanesi göz kliniğinde bir buçuk saat süren glokom ameliyatı oldu. Ameliyat çıkışında doktorunu göremeden en alt kata mahkûm koğuşuna indirdiler.

Oraya zindan diyor ve kalmak istemiyor.

Haksız yere ve kumpas mağduru olduğumuz yetmiyor gibi ameliyatlı bir insanı dahi alel acele mahkûm koğuşuna indiriyorlar.

Zaten yanında 5 tane rütbeli rütbesiz jandarma kalıyor. Ameliyat sırasında jandarmalara devamlı telefon geldi ameliyatın bitip bitmediğini sordular. Aşağıya alınmasını takip etmiş olmalılar. Vatan sevgisinin bedeli çok ağır oldu."

Mesaj ile sordum: Sizi yanına aldılar mı? Ameliyat öncesi ya da sonrası görüştünüz mü?

Bayan Özkasnak dedi ki;

- "Sağ olun Orhan Bey, beni yanına almıyorlar, refakatçi de olamıyorum çünkü mahkûm koğuşunda kalıyor, koridorda biraz konuşabildim. Ameliyathane kapısında bekledim çıkışında narkoz etkisindeydi biraz konuşabildi etrafı jandarma ile çevriliydi hemen götürdüler zaten. Yarın tekrar gideceğim ve görmeye, durumunu öğrenmeye çalışacağım. Selam ve saygılar."

Ayıptır, günahtır…

İnsanlığınızı mı kaybettiniz?

Mahkûm da olsa insan değil mi?

Cezaevinde görüş izni veriliyor da ameliyatlı bir hasta, eşi ile neden görüştürülmez?

- Hasta hakları yok mu? Allah korkusu yok mu?

Neden yoğun bakımda değil de "zindan" denilen bölüme alınır?

Ameliyat sonrası doktorundan dahi kaçırılır mı?

Vicdansızlar…

Değerli Anayasa Mahkemesi üyeleri;

- Cezaevlerinde hayatlarını kaybetme riski olan bu kahraman Türk askerleri hakkındaki kararınızı lütfen acilen verin…

Tüm yazılarını göster