Van'da martılar açlık ve stresten öldü!

Abone ol

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan,

Van Gölü havzasında toplu martı ölümleri bölge halkını endişelendirdi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, köy sakinlerinin tedirgin olmaması gerektiğini belirterek, "İnci kefalleri dönüş yaptıktan sonra yumurtlama sezonu bitti. Martıların ulaşabileceği inci kefali artık imkansız oldu. Onun için yiyecek bulamamaya bağlı olarak açlık, açlığa bağlı olarak da stresten kaynaklı ölümlerdir" dedi.

Üreme zamanlarında insan olmayan ve kendileri için risk teşkil etmeyen yerleri tercih eden martılar, Van Gölü havzasını özellikle de Çarpanak ve Adır adalarını tercih ediyor.

DHA'nın haberine göre; 'Martı adası' olarak da bilinen Adır Adası'na mart ayı başında gelen martılar, buraya yumurtalarını bırakıyor. Adır Mahallesi'ndeki kıyı şeridinde görülen martı ölüleri ise mahalle halkını endişelendirdi.

Bunun üzerine harekete geçen Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, martı ölümlerinin olduğu bölgeye gelerek araştırma yaptı. Ölü martılardan numuneler alan Prof. Dr. Aslan, mahalle sakinlerinin tedirgin edecek bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.

ADIR ADASINDA 3 MİLYON MARTI YAŞIYOR

Yaptıkları araştırmalarda martıların, hastalık nedeniyle ölmediğini tespit ettiklerini anlatan Prof. Dr. Aslan, şöyle konuştu:

"Van Gölü havzası yaban hayatı yönünde çok zengin. Bunlardan da sayıları en fazla olan kuş türü martılar. Martılar suyun, akarsuların olduğu yerde ve şehir kenarlarında yaşayan hayvanlar. Bunlar yalnız üreme zamanlarında sakin olan yerlere göç etmekte. Üremeleri için uygun ortam hazırlamakta, bunu seçerken de yiyeceğin ve güvenliğin en iyi olduğu yerleri seçmekte.

Martılar Adır Adası ve Çarpanak ve Akdamar Adası gibi yerleri tercih etmekte. Bunun sebebi de, son 5 yılda üreme yerleri Adır Adasıdır. Bu adanın olmasının sebebi, yerleşim yok ve çok sakin bir hayat var.

Bu sakin hayatı seçtikleri için ve bunların biyolojik düşmanları da yok. Kartaldır, tilkidir, yuvayı bozacak veya yumurtayı yiyecek herhangi bir hayvan da yok.Onun için martılar Adır Adası'nı daha fazla tercih etmekte. Bunun yanında yiyecek olarak da inci kefali göçe başladığında yüzeysel olarak derelere çıktığından dolayı yiyecek de var. Burada görünen manzara aslında ekolojik dengenin anlaşılabileceği ve ekolojik dengenin ne kadar önemli olduğunu anlatmak için tam bir görüntü.Çünkü buraya bir milyona yakın martı yuva yapmakta.

Adır Adası'nda kuluçkaya yatmakta. Bu 1 milyon martı ikişer yumurta bıraktığı zaman, yavru çıkarttığı zaman sayı üçe katlamakta. Mevsim çok iyi geçerse ikinci yumurtayı da yapmakta. Bu sene baharın geç gelmesi, havaların soğuk olması ve yağışların haziran ayına doğru yayması ile beraber ikinci kuluçkaya yatma olmadı ve az sayıda üreme meydana geldi. Yalnız bu martılar inci kefalinin göçünü tamamladıktan sonra eğer yavrularını büyütüp tamamlamadıysa bir yiyecek sıkıntısıyla strese kapılmakta. Bu stresle beraber ölümler gerçekleşiyor. "

MARTI ÖLÜMLERİ, AÇLIĞA BAĞLI STRESTEN KAYNAKLI

Koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl temizlik çalışmalarında geç kalındığını ifade eden Aslan, "Geç kalınınca vatandaşlar tedirgin oldu. En yakın zamanda buradaki ölü martılar temizlenir.

Martı ölümleri ile ilgili ilgili kurumlara rapor sunacağız. Ön izlenimlerimizde ve yaptığımız çalışmalarda bu yıl geçmiş yıllara göre daha az bir ölüm gerçekleşti. Buradaki martı ölümleri herhangi bir salgın hastalık veya pandemi gibi bir hastalığın olmadığını gözlemliyoruz. Ölen martılar yavru martılar. Ölü martıların numunelerini gerekli yerlere göndereceğiz. Herhangi bir olumsuzluk ortaya çıkarsa veya sezersek ufak bir ihtimal de olsa bunu değerlendirip vatandaşlarımıza, bölgeye ve ilgililere bilgi vereceğiz " dedi. (DHA)

Göç yolundaki leylekleri vurdular Çevre Kemer'de çınar nöbeti Çevre Muğla’daki yangınla ilgili Başkan Tokat'tan korkunç iddia: Bir kez su dökülmedi Çevre Dilovası, Türkiye'nin Beyrut'u olur mu? Çevre