Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi: Duruşma 22 Nisan'a ertelendi!

Abone ol

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararının bozulmasının ardından iş insanı Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davada, tek tutuklu sanık Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşma 22 Nisan'a ertelendi.

Gezi ana davasının tek tutuklu sanığı Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Avukatlara mütalaaya karşı süre veren mahkeme, bir sonraki duruşmayı 22 Nisan'a erteledi.

İstinaf Mahkemesi'nin beraat kararlarını bozmasının ardından yeniden görülen 17 sanıklı Gezi ana davası İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya Ayşe Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman'ın arasında bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar katıldı. "Adil yargılama yapıldığına inancı kalmadığını" açıklayarak bir süredir duruşmalara katılmayan Osman Kavala ise Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Duruşmada tek tutuklu sanık Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Avukatlara mütalaaya karşı süre veren mahkeme, bir sonraki duruşmayı 22 Nisan'a erteledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Osman Kavala'nın tek tutuklu olduğu Gezi Parkı davasında beşinci duruşma başladı. Savcı Edip Şahiner'in 4 Mart'ta Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istediği mütalaasının ardından görülecek davada taraflar savunmalarını sundu.

Savcı tutukluluğa devam kararı istedi ve tanıkların dinlenmesi isteğinin kabul edilmesini önerdi.

Davaya Osman Kavala, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katılıyor. Diğer sanıklar Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ali Ekmekçi ise mahkeme salonunda hazır bulundu.

BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI

Gezi Dayanışması, duruşma öncesi Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya çok sayıda siyasi parti temsilcileri ve STK katıldı. Açıklama yapan Akif Burak, “Gezi, ülkemizin toplumsal tarihinin en parlak ve onurlu sayfasıdır. Gezi Direnişi Anayasal bir zeminde gerçekleştiği yargı kararlarıyla iki kez tescil edilmesine rağmen, hukuka ve gerçeğe aykırı, tümüyle mesnetsiz iddialarla, üçüncü kez yargılanmak isteniyor. Toplumsal muhalefetin en temel hak ve talepleri suç unsuru gibi gösterilmek, barışçıl direnişin tarihsel ve meşru gerçekliği ısrarla çarpıtılmak, karalanmak isteniyor. İstedikleri sadece bu değil. Gezi'nin Haksızlığa, adaletsizliğe, keyfiliğe, dayatmaya, baskıya karşı direnmenin adı olduğu, bir parktan tüm ülkeye ve dünyaya yankılanan; kente, doğaya, yaşama sahip çıkanların hep bir ağızdan, bir arada söyledikleri şarkı olduğu unutturulmak isteniyor” dedi.

Açıklama ara ara atılan sloganlarla kesildi. Adliye önünde "Gezi umuttur yargılanamaz" sloganları atıldı.

SAVUNMALAR ALINDI

Can Atalay usule ilişkin beyanda bulunmak istedi: "Esas hakkında savunma yapabilmem için iddia makamının mütalaasını salonda okuması gerekir. Bir yargılama yapmanız için heyete usul taleplerimi iletmek istiyorum. Bizim bu yargılamayı uzatmak gibi bir amacımız yoktur. Biz Gezi’yi savunduk. Soruşturma aşamasında da kovuşturma aşamasında da memleketimizi terk etmedik. Yargılamayı uzatmayla ilgili en ufak çıkarımız yok. Biz suçlamalara yanıt vermek istiyoruz. Ama önce bir yargılama yapalım.

Bir düğmeye basıldı, Gezi davası bozuldu. Bir düğmeye basıldı, Yargıtay 16. Ceza Dairesi Çarşı davasını kendi dosyası içinde bulunmayan Gezi davası ile birlikte değerlendirme yaparak bozdu. İstanbul 30. ACM alelacele dosyayı başından attı ve size gönderdi. Bir üyenizin muhalefet şerhi ile dosyalar birleştirildi. Yine bir anda düğmeye basıldı, dosyalar tefrik edildi. Ara kararla, daha önceden hazır edilmiş bir metin ile mütalaa alındı.

İstinaf kararı gerekleri yerine getirilmeden nasıl hükme gidiyorsunuz? Yargıtay 16. Ceza Dairesinin bozma kararı ne oldu? Türkiye’de ceza yargılaması, işkence ile delil elde etme dönemini yaşadı. Ceza yargılaması AKP seçkinleri tarafından Fethullahçı çeteye anahtar teslim emanet edildi, imal edilmiş delil dönemi yaşandı. Bu yargılama ile “delilsiz” yargı dönemi mi başlıyor? Ortada delil yok, akla ziyan komplo teorileri var. Heyetiniz eğer bir provokasyon arayacaksa birilerinin bizi telefonla aramasına değil Fethullahçı çete mensubu polis şeflerinin halka zulüm provokasyonuna bakmalıdır.

Deliller CMK’nın 206. maddesi hükmü uyarınca ikame edilip tartışılmadan hüküm kurulamaz. Esas hakkında mütalaanın 6. sayfasında bahsedilen 5 DVD’yi kim gördü? Kim inceledi? Bu görüntüleri kim kaydetmiş? Bu görüntüler hangi hukuki dayanak ile elde edilmiş de biz ona delil diyoruz? Bu dijital delillere sonradan müdahale olup olmadığına baktınız mı? Savcılık Fethullahçı polislerin ve hakimlerin işlerini sahipleniyor. Gerçekten cesaret işidir. Tebrik etmiyoruz. Bu yargılamayla ilgili her şey siyasi iktidarın sürekli gündeminde. Düzenli olarak sizin hakkınızda sizden önce hüküm veriliyor. Bizle ilgili değil sizle ilgili.

Çeşitli haberlerle ilgili kısmi de olsa tekzip geldi ama Beştepe’de bu yargılama ile ilgili bir toplantı yapıldığı ve bu toplantı sonucunda Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün istifa ettiğini artık biliyoruz. Adalet bakanını istifa ettiren bir dosya bu.Siz bu dosyada bir yargılama dahi yapmadan salt mevcut siyasi konjonktür gereği karar veremezsiniz. O konjonktür yarın değişir. Siyasette güçler dengesi değişir öyle olur böyle olur, bizi sizi korursa hukuk korur. Bu yükün altına girmeyiniz, yargılama yapınız. Biz buradayız. Eşitliği, özgürlüğü, adaleti ve demokrasiyi savunduk, savunacağız."

KAVALA'NIN AVUKATI SÖZ ALDI

Can Atalay'ın ardından Osman Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar söz aldı: “Birleştirme kararından sonra dosyaların ayrılmasına karar verdiniz. Siz bu durumda ayrılma sonrasında dosyayı esas mahkemesi olan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesine göndermeliydiniz. Bütün mücadelemize rağmen işin esasına girmediniz, bir tane bile tanık dinlemediniz, tevsii tahkikat taleplerini reddettiniz. Yasal olarak burada sanıkları dinlemeye hakkınız yok. İstinaf mahkemesi ne dedi? "Dosyalar birleştirildikten sonra iki dosyanın bağdaşan tarafları var mı bak" dedi. Siz sadece 30. ACM'de yargılanan sanıkların ifadelerini tekrar ettirdiniz. İşin esasına girmediniz."

"Davayı esas mahkemesine göndermeniz gerekir" diyen Av. Köksal Bayraktar tevsii tahkikat taleplerine geçti. Bayraktar: "Baz istasyonu ve HTS kayıtlarına bakarak bizim tahliye taleplerimizi reddettiniz. Yargıtay HTS kayıtları kesin delil değildir diyor. Siz buna rağmen Henry Barkey hangi otelde kaldı sormadınız. Osman Kavala ile Henri Barkey lokantada karşılaştı deniyor. Hangi lokanta diye sormadınız. O lokantadaki garsonları çağırmadınız. Çünkü şaka değil, ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyoruz. Yargıtay, tanıklar ve müştekiler dinlenmediği için bir dosyada verilen kararı bozdu. Hal böyleyken karara gitmek doğru değil. Davayı esas mahkemesine göndermenizi, bu talebin reddedilmesi halinde Henri Barkey hangi otelde kaldı, Kavala ile hangi lokantada karşılaştılar, bu hususların tespit edilmesini talep ediyoruz."

ALTINAY'IN AVUKATI TORA PEKİN SÖZ ALDI

Ali Hakan Altınay’ın avukatı Tora Pekin söz aldı: "Dosyada hiçbir delil tartışılmadığı gibi hiçbir delil de toplanmadı. Delil toplanması talepleri de peşinen reddedildi ve dosya bu şekilde mütalaaya gitti. Sıfır delille bir an önce karara çıkalım mantığı sanıklar ve müdafiler üzerinde nasıl bir etki yaratır? İstinaf mahkemesinin bozma kararı doğrultusunda tevsii tahkikat taleplerimizin kabul edilmesini istiyoruz. Dosya tanık dinlemeye elverişli bir dosya. Fakat dosyada tanık dinlenmedi. Tevsii tahkikat talebimiz kabul edilmezse esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre talep ediyoruz."

Bir kısım sanıklar müdafii Evren İşler de tevsii tahkikat talebinde bulundu: "Dinleme kararları ve fiziki takibe ilişkin kararlar mahkemenizin dosyasında yok. Sadece tapeler var elinizde ve dikkatle okuduğunuzda arada kesintiler olduğunu görüyorsunuz. Dosyada ses kayıtları yok. Bu ses kayıtlarının getirilmesi zorunluluktur, dosyadaki tapelere bakarak herhangi bir işlem yapmak mümkün değildir." Dosyanın tanık dinlemeye oldukça uygun olduğunu söyleyen Av. Evren İşler, mahkemeden tanık dinlenilmesi yönünde talepte bulundu.

HASAN FEHMİ DEMİR SÖZ ALDI

Yiğit Ali Ekmekçi avukatı Hasan Fehmi Demir söz aldı: “Cumhuriyet savcıları ve yargıçların alanı son derece daraltılmış kolluk ise alanını genişletmiş durumdadır. Kolluğun hazırladığı fezlekeler savcılar tarafından iddianame olarak mahkemeye sunuluyor, mahkeme müzekkere yazıyor. Mütalaada 'illegal ve legal görünümlü illegal yapılar' deniyor. Ne demek legal görünümlü illegal? Bunu cumhuriyet savcıları mı tespit ediyor? Hukukta böyle bir şey var mı? Osman Kavala Ermeni ve Kürt yurttaşlarla' diyor mütalaada savcı. Hem yurttaş diyor hem ötekileştiriyor Ermeni ve Kürtleri. Ermenilerle, Kürtlerle dostluk kurmakta bir problemi mi var savcının?" Demir, tevsii tahkikat taleplerinde bulunarak beyanını sonlandırdı.

MÜVEKKİLİM KAÇAK DEĞİL

Hakkında yakalama kararı bulunan İnanç Ekmekçi’nin avukatı Aynur Tuncel Yazgan: "Benim müvekkilim kaçak değil. Anayasa'daki hakkını kullanarak yurt dışına yerleşmiştir. Mahkeme, istinabe ile ifadesinin alınmasına karar vermek yerine hakkında yakalama çıkarmıştır."

ÇİĞDEM MATER'İN AVUKATI SÖZ ALDI

Çiğdem Mater’in avukatı Hürrem Sönmez söz aldı: "Biz hala hukukla bağlı, bağımsız mahkemelerin yargılama yapacağına inanıyoruz. Müvekkilin 'Ermenistan Erivan film festivaline götürülen ve hükümeti yıkmak için çektiği’ iddia edilen videonun ne olduğunun tespit edilmesini ve iddia makamının iddiasını somutlaştırmasını talep ediyoruz."

Kavala tahliye talebine ilişkin beyanda bulundu:

"Beraat ettikten sonra 2 suçlamadan tutuklandım. Önce resen tahliye edilmiş olduğum 15 Temmuz sonra da casusluk suçlaması. Casusluk suçlaması ve Henri Barkey ile görüşmeye dair herhangi bir somut bilgi, belge ortaya konmamıştır.

Mütalaada casusluk suçlamasından bahsedilmediği gibi benim casusluk suçundan tutuklu bulunmamın hukuk dışı olduğu tamamen aleni hale gelmiştir."

SON DURUŞMA 21 ŞUBAT'TA YAPILDI

Gezi davasında son duruşma 21 Şubat'ta yapılmış, daha önce Çarşı davası ile birleştirilen Gezi davasının bu davayla ayrılmasına karar verilmişti.

Bu kararın ardından savcılık, 4 Mart'ta Gezi davası ile ilgili esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.

Savcı, Mücella Yapıcı ve tutuklu bulunan Osman Kavala hakkında ‘cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Diğer sanıklar Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin de ‘cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme' suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmalarını istedi.

ARA KARAR: SON KEZ SÜRE VERİLDİ

Mahkeme, Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Tevsii tahkikat taleplerinin dosyaya bir katkı sağlamayacağı gerekçesiyle reddine karar veren mahkeme, esas hakkında savunmalar için son kez süre verilmesine ve davanın 22 Nisan'a ertelenmesine hükmetti.

İKİ KERE BERAAT ETMİŞLERDİ

Gezi davasında yargılanan sanıklar 2015'te beraat etmiş, ardından 2019'da bir dava daha açılmıştı.

Aynı sanıklar, bu davada da beraat etmelerine rağmen savcılık karara itiraz etti ve davanın yeniden görülmesi kararlaştırıldı.

Dava yeniden görüşülmeye başlandı ve Çarşı grubu üyelerinin yargılandığı dava ile birleştirildi.

Birleştirme kararına avukatlar tarafından itiraz edilse de dört duruşma yapıldı ve sonucunda, 21 Şubat'taki son duruşmada bu iki davanın ayrılmasına hükmedildi.

İmam Hatip mezunu yurttaş nasıl deist olduğunu anlattı Gündem Çanakkale Köprüsü açılışında gösterilmeyen görüntüler: 'Ayıp ya vallahi ayıp!' Gündem Bir kitap daha 'muzır' ilan edildi: Satışı kısıtlandı! Gündem 'İstek parça' kavga çıkardı: Ortalık savaş alanına döndü! Gündem