Metin Lokumcu'nun oğlu Ulaş Lokumcu: Polisler işine geleni hatırlamıyor, bunun sebebi yargı sistemi

Abone ol

Hopa’da öldürülen Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu “Polisler işine gelmedikleri sorularda ‘bilmiyorum, üzerinden yıllar geçti’ diyorlar ama bu uzun yılların sebebi biz değiliz, yargı sistemi” diye konuştu.

GERÇEK GÜNDEM-FİLİZ GAZİ

Dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 Haziran 2011 seçimi kampanyası için Artvin’in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011 günü miting yapacağını öğrenen Hopalılar, Hidroelektrik Santrallerinin bölgenin doğası üzerinde yarattığı tahribata ilgili itirazlarını duyurmak üzere basın açıklaması yapmak istediler.

Henüz Erdoğan Hopa’ya gelmemişken basın açıklaması için toplanan Hopalılara, kolluk kuvvetlerinin sert müdahalesi başladı. Hatta öyle ki takviye güç olarak Artvin, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Rize, Ardahan ve Kars’tan çevik kuvvet polisleri getirildi. Hopa’ya giriş çıkış yasaklandı, ilçe abluka altında alındı. Gün boyu süren müdahalede kullanılan kimyasal gaz nedeniyle Hopa İlçesinde gaz stoklarının tükendiği açıklandı.

Protesto hakkını, yaşadıkları coğrafyayı koruma refleksini kullananlar arasında emekli öğretmen Metin Lokumcu da vardı. Lokumcu, kolluğun müdahalesi sırasında maruz kaldığı yoğun gaz nedeniyle fenalaştı. Kaldırıldığı ambulansa dahi gaz atıldı. Lokumcu, aynı gün Hopa Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti.

POLİSLER HATIRLAMIYOR, BİLMİYOR…

Lokumcu’nun ölümüne ilişkin soruşturma dokuz yıl sonra tamamlandı. Metin Lokumcu davasının 7. duruşması bugün Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.

Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu bugüne kadar görülen duruşmaları şu sözlerle anlattı:

“Şu anda bütün sanıkların ifadeleri bitti. Polisler işine geleni biliyorlar, işine gelmedikleri için ise ‘ben bilmiyorum, görmedim, üzerinden yıllar geçti’ diyorlar ama bu uzun yılların sebebi biz değiliz, yargı sistemi. Biz zaten adalet arıyorduk, sürecin başlamasını istiyorduk. Sanıkların duruşma salonunda olmasını istedik ama her zaman taleplerimiz reddedildi. Aile olarak, tüm duruşmalarda olduğu gibi eksiksiz 7. duruşmada da olacağız. Adalet arayışımıza devam ettireceğiz.”

ULAŞ LOKUMCU: DOĞAYI ISLAH EDEMEZSİNİZ

Ulaş Lokumcu, babası Metin Lokumcu’nun doğanın talan edilmesine karşı mücadelesini şu sözlerle anlatıyor:

“Babam 2011’de ölmeseydi, 2013’te Cerattepe’de de olacaktı. Babam bütün doğa talanlarına, gençliğe, yaşam alanlarına sıkıntı olacak yerde her zaman söz sahibi olmaya çalışır, protesto hakkını kullanırdı. O gün de orada bunu dile getirdi. Neticesinde öldürüldü. Sonrasında Karadeniz’de birçok insan HES’ler yüzünden hayatını kaybetti. Bunu doğa olayı olarak söylediler. Dereleri ıslah edemezsiniz, doğayı ıslah edemezsiniz. Bizim politikacılarımız da bundan ders çıkaramadı. Hala doğa katliamına devam ediyor.”

“YAZLARI TÜM AİLEYİ BİR ARAYA GETİRİRDİ’

Lokumcu ailesi için Metin Lokumcu’nun ölümünden sonra ne, neler değişti? Şöyle yanıtlıyor Ulaş Lokumcu:

“Babam aile üyeleriyle, memleket içinde de birlik beraberlik içinde yaşamayı çok seviyordu. Kucaklayıcı bir insandı. Babam bütün kardeşlerine ısrar eder, köye çağırırdı. Köy evimiz atadan kalma, babam onu tamir ettirmişti. Yazın toplanıp, 30 kişi bir arada yaşardık. Ölümünden sonra ailemizde kopukluk oldu. Hopa, Kemalpaşa’da da eksikliği belli. Toplumsal olaylarda babam en önde konuşurdu. Mikrofonu bırakmazdı kimseye.”

‘NE MUTLU Kİ BİZE EŞKIYA DEDİ’

Ulaş Lokumcu’ya dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hopa’ya eşkıya inmiş” sözünü hatırlattığımızda ise şöyle konuştu:
“Eşkıyalık bir onurdur. Tarihte zulme karşı adaleti aramışlardır, aradıkları için de dağlara çıkmışlardır. Tarihimizin onurlu kelimelerinden biridir eşkıyalık. Ne mutlu bize ki, bize de eşkıya dedi. Hopa, eşkıyalığa da devam ediyor.”

METİN LOKUMCUNUN SÖZLERİ HALEN HAFIZALARDA

Lokumcu, hafızalara polise karşı “Haydi al götür beni, al götür kurtar memleketi” sözleri ile kazındı.

Aynı gün Trabzon mitinginde Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada “Ben Hopa’ya eşkıyaların indiğini bilmiyordum. Meğerse eşkıya Hopa’ya da inmiş. Eli taşlı eşkıyalar oraya da inmiş” dedi.

1 Haziran 2011’de yaptığı bir konuşmada ise “Tabii bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durma gereğini de duymuyorum, kalp krizi sonucu ölmüş” ifadelerini kullandı.

10 Haziran’da ise NTV yayınında Ruşen Çakır, Erdoğan’a “Sayın başbakanım bir öğretmen arkadaşımız öldü. Benim de memleketlimdi… Ailesine baş sağlığı dileseniz olmaz mıydı?” diye sordu. Erdoğan, “Ses kasetlerini dinlediğiniz zaman ve resimleri gördüğünüz zaman acaba emekli bir öğretmene bunlar yakışır mı diye herhalde siz de akrabanız bile olsa hakkı teslim etmeniz gerekir” dedi. Bahsi geçen “bazı resimler ve ses kasetleri” ise bugüne kadar ortaya çıkmadı.

Kemal Kılıçdaroğlu: Yorulmak bize haram Gündem TESK Başkanlığına Bendevi Palandöken yeniden seçildi Gündem Polis müdürü Hanifi Zengin'e soruşturma açılmasına gerek yokmuş! Gündem İsmailağa'dan Mesut Demir, Atatürk'ü hedef aldı Gündem