Merkez Bankası'nın faiz kararı AKP'yi karıştırdı

Abone ol

Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifa etmesinden sonra, ekonomi yönetimi yeniden şekillendi. Merkez Bankası’nın faiz artırım kararı ise AKP içindeki tartışmayı yeniden alevlendirdi.

Merkez Bankası, bir süredir faiz tartışması nedeniyle, gözlerin çevrildiği ve radikal değişikliklerin yapıldığı kurum oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faiz indirimi konusunda anlaşamadığı için Murat Çetinkaya’yı görevden alıp yerine Murat Uysal’ı atamıştı. Uysal, istenilen faiz indirimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen ekonomik veriler arzulanan seviyeye gelmemişti. Bir gece yarısı Uysal da görevden alındı ve Naci Ağbal Merkez Bankası Başkanı yapıldı.

Erdoğan’ın bazı danışmanları ekonominin yeni kaptanlarına olan karşıtlıklarını, Merkez Bankası’nın yaptığı faiz artırımları üzerinden dile getirdiler.

Erdoğan’ın Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem'in, Merkez Bankası’nın 24 Aralık’taki faiz kararı öncesi yaptığı paylaşım dikkat çekmişti.

Ertem, daha sonra sildiği Twitter paylaşımında “Neoliberal körlük ve saldırı yalnız akademi ve medya ile sınırlı değildir. Milli olmayan siyasetçi ve bürokratlar yüksek faizci-neoliberal politikaları ideolojik saplantı katılığında savunabiliyor” demişti.

YENİ FAİZ KARARI TARTIŞMALARI ALEVLENDİRDİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), yüzde 17 olan politika faizini dün 200 baz puan artırarak yüzde 19 seviyesine çekti.

Merkez Bankası’nın kararı AKP içindeki tartışmayı yeniden alevlendirdi.

Yeni ekonomi yönetimi, AKP içindeki bazı çevreler tarafından sıklıkla hedef alınıyor.

Merkez Bankası’nın son dönemde aldığı faiz kararlarının ardından başta Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından Cemil Ertem ve Yiğit Bulut olmak üzere birçok isim ekonomi yönetimini sert sözlerle eleştirmişti.

AKP içindeki faiz karşıtı seslerin yükselmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faize karşı olduğunu açıklamıştı.

HÜKÜMET MEDYASI TOPA TUTTU: OPERASYONU KİMİN ADINA ÇEKTİNİZ

Daha önce hükümete yakın yayın organları ekonomi yönetiminin arkasında duruyordu. Ancak yeni ekonomi yönetiminde durum farklı…

Merkez Bankası’nın faiz kararından önce hükümet medyasının gündeminde Merkez Bankası vardı.

Dün Yeni Şafak “Faizi kim istiyor” manşetiyle çıktı. Gazete, “faiz lobisine” işaret ederek, dış güçlerin “Merkez’e faiz arttır” baskısı yaptığını ileri sürdü.

Başında Berat Albayrak’ın kardeşi Serhat Albayrak’ın bulunduğu Turkuvaz Medya Grubu’nda yer alan Sabah’ın Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu ise, Merkez Bankası’nın son dönemdeki faiz kararlarını eleştirdi.

Bugün ise Yeni Şafak gazetesi manşetine Naci Ağbal’ın fotoğrafını koydu ve “Bu operasyonu kimin adına çektiniz” ifadelerini kullandı. Gazete haberinde, “Dünya, ekonomideki faiz etkisini azaltmaya çalışırken Türkiye’de Merkez Bankası, 83 milyonun sesine kulak tıkayarak faizi yüzde 17’den yüzde 19’a çıkardı.

Piyasa beklentisinin bile üzerinde yapılan 200 baz puanlık müdahale, ekonomik gerekçelerle izah edilemeyen bir faiz artışı oldu. Merkez Bankası’nın Türkiye’nin büyümesini frenleyecek bu operasyonu kim veya kimler adına ve hangi amaçla çektiği merak ediliyor." ifadelerini kullandı.

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör ise, Merkez Bankası'nın politika faizine yaptığı 200 baz puanlık artışı değerlendirdiği yazısında, "Yüzde 19 politika faiziyle Türkiye, dünya sıralamasında 7'nciliğe yükseldi. Yerini bile bilmediğim Surinam Cumhuriyeti'nin hemen altında… Kongo'yla başa baş… Haiti'nin biraz üzerinde… Sağ olsun, Para Politikası Kurulu önden bayağı yükledi!" diye yazdı.

ECONOMIST: AĞBAL İTİBARI YÜKSELTTİ

Albayrak görevden ayrıldığında yüzde 10,25 olan politika faizi bugün yüzde 19’a çıktı. Kulislerde, Erdoğan’ın grup toplantılarında Albayrak’a sahip çıkması ve eleştirilere yüksek perdeden göğüs germesi yeni ekonomi yönetimi üzerinde tedirginliğe neden olduğu konuşuluyor.

Economist dergisinde yayımlanan “Ankara'nın Cesur Bankacısı - Naci Ağbal Türkiye'de parasal disiplini yeniden tesis etmeye çalışıyor” başlıklı yazıda, Ağbal için, “son birkaç ayda TL'ye yeni bir hayat verdiğini, Merkez Bankası'nın itibarını yükselttiğini ve rezervleri yeniden doldurmaya başladığını” belirtti.

Ağbal'ın “tebriki hak ettiğini” belirten dergi TL'nin 2020'de “korkunç bir yıl" geçirdiğini ve dolar karşısında neredeyse yüzde 20 değer kaybettiğini yazdı. Dergi gelişmekte olan ülke para birimleri arasında sadece Arjantin pesosu ve Brezilya realinin daha kötü bir performans sergilediğini hatırlattı.

ERDOĞAN GÖREVDEN ALMAKTA TEREDDÜT ETMEYEBİLİR

Economist’in yazısında şu ifadeler yer aldı:

"Ağbal doğru reçeteyle geldi. Geçen Kasım ayında göreve geldiğinde, bir döviz krizi ve tahminen 130 milyar doları, TL'nin ahmakça savunulmasına israf edilmiş döviz rezervleri devraldı. Şu ana dek faiz oranlarını toplam 675 puan artırdı, bankanın rezervlerini yeniden inşa etme taahhüdünde bulundu ve Türkiye ile ülke dışındaki mali piyasalarla iletişimi iyileştirdi."

Dergi, Ağbal'ın işinin kolay olmadığı yorumun yapıyor ve "Erdoğan şimdiden son faiz artışlarından rahatsızlığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı iki yıldan kısa süre içinde, Ağbal'ın iki selefini görevden aldı. Üçüncüsünü almakta tereddüt etmeyebilir" dedi.

Derginin görüşlerine yer verdiği eski Merkez Bankası baş ekonomistlerinden Hakan Kara, "Daha tahmin edilebilir ve şeffaf bir çerçeve ortaya koydu; bu da beklentileri yönetmesine yardımcı oldu" derken, Hollandalı mali hizmetler kuruluşu Rabobank'tan Piotr Matys de "Merkez Bankası güvenilirliğinin bir kısmının geri kazanılmasında harika bir iş çıkarttı" ifadelerini kullanıyor.

“GELECEĞİ CUMHURBAŞKANININ MERHAMETİNE KALMIŞ”

Ancak Economist, Ağbal'ın işinin kolaylaşmayacağı öngörüsünde de bulundu. Dergi, Türkiye'nin pandemiyle başa çıkabilmesini sağlayan ve çoğu tahmini boşa çıkartıp ekonominin 2020'de 1,8 büyümesini sağlayan kredi bolluğunun TL ve fiyatlar üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti. Economist, Türkiye'de enflasyonun bir yıldan uzun süredir tırmanışa geçtiğini ve Şubat'ta yüzde 15,6'ya ulaştığını hatırlattı.

Economist "Ağbal üç yıldan az sürede yüzde 5'e çekmek istediğini söylediği enflasyonu boğmak için para politikasını sıkı tutacağını söylüyor" dedi, ancak Ağbal'ın bu politikayı, hatta görevini sürdürüp sürdüremeyeceğinin belirsiz olduğunu vurgulayan dergi şöyle devam etti:

"Ağbal göreve geldiğinde, işine karışmayacağına söz veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu ana kadar bu sözünü tuttu. Ancak Merkez Bankası'nın geleceği Cumhurbaşkanının merhametine kalmış. Türkiye'nin 2023'e dek genel seçime gitmesi gerekmiyor. Ancak olası erken seçim dedikoduları var.

Bu dedikodular arttıkça, Ağbal üzerindeki parasal disiplini, ekonomik büyümeyle değiştirme baskısı daha da artacak. Erdoğan şimdiden son faiz artışlarından rahatsızlığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı iki yıldan kısa süre içinde, Ağbal'ın iki selefini görevden aldı. Üçüncüsünü almakta tereddüt etmeyebilir."

“ALBAYRAK, GERİ DÖNÜŞÜ PLANLIYOR OLABİLİR”

Dergi, aynı derecede 'kaygı verici' olarak nitelediği bir ihtimalin de "2018'de Maliye Bakanlığı'nda Ağbal'ın selefi olarak göreve gelen ve rakibi Merkez Bankası'nın başına getirildiğinde dargın bir şekilde istifa eden, Erdoğan'ın kızlarından biriyle evli olan ve bir zamanlar Türkiye'nin en güçlü ikinci adamı olarak kabul edilirken, görevi bırakmasının ardından bir kez bile ortalarda görünmeyen Berat Albayrak'ın hayaleti olduğunu" belirtti.

Albayrak için "Geri dönüşünü planlıyor olabilir" diyen dergi, Şubat sonunda Erdoğan'ın damadının sicilini ve Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini bu kadar çok kullanmasını savunmasının bunun bir işareti olabileceğini vurguladı.

Economist yazıya "Piyasalar bunu Albayrak'ın siyasete geri dönebileceğinin işareti olarak gördü ve TL orta şiddette bir kalp krizi geçirip, bir günde yüzde 2 değer kaybetti" sözleriyle son verdi.

JP Morgan, faiz indirimi için tarih verdi! Ekonomi 'Türkiye, 115 bin ton mısır ithal etti' Ekonomi Kripto para piyayasında rekor kıran Chiliz, Manchester City ile anlaşma yaptı Ekonomi Ücretsiz izne çıkartıldılar, eyleme başladılar: 'Hakkımızı alana kadar buradan gitmeyeceğiz' Ekonomi