KESK'ten 'kur korumalı TL vadeli mevduat' düzenlemesine tepki: Kazanan ve kaybedenin adresi değişmedi

Abone ol

KESK Genel Merkezi'nde yapılan açıklamada, "Dövizde tarihi düşüşe yol açan yöntem' olarak pazarlanan bu yöntemde kazananların ve kaybedenlerin adresi değişmemektedir" denildi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı 'kur korumalı TL vadeli mevduat' düzenlemesine tepki göstererek, 6 maddelik talep listesini kamuoyuyla paylaştı.

Basın açıklaması KESK Genel Merkezi'nde, Eş Genel Başkan Şükran Kablan Yeşil ile MYK üyeleri Gönül Kural Şimşek, Varol Öztorun, Döne Gevher Koyun ve Zeynep Erkan Korkmaz’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Açıklamasına başlarken yeni sisteme ilişkin, "'Ekonominin kitabını yazan Cumhurbaşkanı’nın büyük keşfi' olarak pazarlanan bu yönteme göre; bankalarda vadeli TL hesabı olanlara 'sen hesabını bankada TL olarak tutmaya devam et. Eğer faiz getirin kur farkının üstünde ise onu alacaksın. Ama altında kalırsa hiç endişe etme, farkı Hazineden karşılayacağız. Üstelik elde ettiğin kur farkı faizi üzerinden her hangi bir gelir vergisi de ödemeyeceksin' denilmektedir" değerlendirmesinde bulunan KESK, şöyle devam etti:

'KAZANANLARIN VE KAYBEDENLERİN ADRESİ DEĞİŞMEMİŞTİR'

"Birkaç gündür 'dövizde tarihi düşüşe yol açan yöntem' olarak pazarlanan bu yöntemde kazananların ve kaybedenlerin adresi değişmemektedir. Hazine garantisi ile kazanan yine bankalarda milyarları bulunan rantiyeciler, tefeciler olacaktır. Mevcut koşullarda bırakın bankada mevduatı olmasını, borçlanarak ayakta kalmaya, kırk kanaat geçinmeye çalışan milyonlar ise kaybetmeye devam edecektir."

'SİYASİ İKTİDARIN ÖMRÜNÜ NE KADAR UZATACAĞINI BİLMİYORUZ'

"Son kullanma tarihini, raf ömrünü çoktan tamamlamış olan yöntemlerin, araçların siyasi iktidarın ömrünü ne kadar uzatacağını bilmiyoruz" diyen KESK, memur maaşlarına yapılacak zam görüşmelerine ilişkin de şunları kaydetti:

"Öncelikle kamu emekçileri ve emeklikleri nezdinde 'büyük bir memnuniyet yaratan' bir mutabakattan bahsetmek yılardır yaşanan gerçekleri tamamen ters yüz etmektir.

Kendi sorumluluklarını kapatmak için sürekli bahanelerin arkasına saklananların, altı milyon kamu emekçisinin ve emeklinin yıllardır birikmiş sorunlarına kulak tıkayanların gölgesidir.

Böyle bir tablodan çıkacak olan memnuniyetin sadece o mutabakatlara imza atanlarda ve dar çevrelerinde yaratılandan ibarettir. Nitekim hangi sendikanın üyesi olursa olsun ya da herhangi bir sendikaya üye olması tüm kamu emekçileri bu mutabakatların bedelini daha fazla yoksullaşarak, daha fazla güvencesiz hale gelerek ödemeye devam etmektedir."

'6 MİLYON KAMU EMEKÇİSİ ÜCRETLERİNİN ARTIRILMASINI BEKLEMEKTEDİR'

KESK'ten yapılan açıklamada, "Altı milyon kamu emekçisi ve emekli asgari ücret artışından sonra maaşlarının ücretlerinin artırılmasını beklemektedir. Yılan hikâyense dönen 3600 ek gösterge, sözleşmelere kadro, sorunlarının artık çözülmesini istemektedir. Açlık sınırının altında bir yaşama mahkûm edilen, harçlık veremediği için torunlarından kaçar hale getirilen emekliler yılardır verdikleri emeğin karşılığını istemektedir" denildi.

6 MADDELİK TALEP LİSTESİ

Açıklamada, "Ağırlaşan kriz koşullarında biraz nefes alabilmek için" denilerek 6 maddede talepler de özetlendi:

"- Öncelikle tüm kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaşları Ocak ayından itibaren en az asgari ücrete yapılan artış oranında artırılmalıdır.

- Elbette ki bu artış maaşları TÜİK’in sanal rakamlarına endekslenen kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı kayıpları gidermeye yetecek bir artış değildir. Kamu emekçilerimin insanca yaşamasını sağlayacak bir maaş için formül açıktır. Bunun tek yolu eşi çalımlayan, iki çocuklu bir kamu emekçisinin maaşında ve kira yardımı, ulaştırma yardımı, yemek yardımı gibi kalemlerde yapılan artışla dört kişilik ailenin yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasından geçmektedir.

- Üç buçuk yıl önce bizzat Cumhurbaşkanı tarafından söz verilen ama aradan geçen zamanda yılan hikâyesine çevrilerek unutturulmak istenen 3600 ek gösterge konusu tüm kamu emekçilerini kapsayacak şekilde çözülmelidir.

- Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmeli, tüm kamu emekçileri güvenceli-kadrolu istihdam edilmelidir.

- Hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerin görevlerine iade edilmeli, geriye dönük tüm hak kayıplarının karşılanmalıdır.

- Kamu emekçilerinin bugün önündeki en büyük engel adına toplu sözleşme dense de onları kapı kulu olarak gören mevcut sistemdir."

Suriyelilerin dönüşü başlıyor mu? Suriye'den 'af' açıklaması Güncel Dolar düştü ama pahalılık bitmedi: 'Hakkımızı helal etmiyoruz' Güncel Yüksek ÖTV dayatmasının faturası: Alkol hiç bu kadar öldürücü olmamıştı! Güncel Yurt dışına kaçmaya çalışan 51 FETÖ şüphelisi yakalandı Güncel