İşte 2023 bütçesi ile ilgili bilinmesi gerekenler: 'Ülke olarak KKM kıskacındayız'

Abone ol

TBMM 2023 bütçesi için yoğun bir mesaiye hazırlanırken, muhalefet partileri eleştirilerini sürdürüyor. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Kamil Okyay Sındır, 2023 bütçesini bir "seçim bütçesi" olarak tanımlıyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, geçtiğimiz hafta 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin sunumunu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptı. Oktay, 2023 bütçesinde giderlerin 4,47 trilyon TL, gelirlerin 3,81 trilyon TL olarak öngörüldüğünü açıkladı. Bütçe açığının GSYH'ye oranı yüzde 3,5 olarak öngörüldü.

Türkiye’nin seçime gideceği 2023 yılının harcama ve gelirlerini planlayan bütçeye ilişkin, hükümete yakın medyada büyük övgü sesleri yükselirken, muhalefet de eleştirilerini sıralıyor.

Meclis, 2023 bütçesi için önümüzdeki günlerde yoğun bir mesaiye başlayacak.

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Kamil Okyay Sındır, 2023 bütçesini Gerçek Gündem’e anlattı. Sındır bütçenin bir seçim bütçesi olduğuna işaret ederek Kur Korumalı Mevduat konusunda da değerlendirmelerde bulundu.

“BU BİR HEM SEÇİM BÜTÇESİ HEM DE FAİZ LOBİLERİNİ, DOLAR BARONLARINI MEMNUN EDEN BÜTÇE”

2023 bütçesini değerlendiren Sındır; “Bu bütçeye bakarsanız bunun bir seçim bütçesi olduğunu net olarak görebilirsiniz. Hem seçim bütçesi hem de yukarıdakileri yani faiz lobilerini, dolar baronlarını ve yandaş müteahhitleri memnun eden bir bütçe de diyebiliriz. Ayrıca yüzde 137’lik bir bütçe açığının olduğunu da göz önüne aldığımızda 2023 bütçesi için; kesenin ağzının açıldığı, bütçe açığının umursanmadığı, ülke ekonomisinin nereye gideceğinin de önemsenmediği bir transfer bütçesi diyebiliriz. Bu transfer bir yandan sermaye gruplarına aktarılan sermaye, diğer yandan da çalışanların ağzına bir parmak bal çalma hedefi olan bir transfer gibi görünüyor.” dedi.

“TÜRKİYE EKONOMİSİ GİTTİKÇE ENFLASYON ALTINDA EZİLEN BİR EKONOMİ HALİNE GELDİ”

Sındır, “Vatandaş olarak benim 2023 bütçesiyle ilgili bilmem gerekenler neler?” sorusunu şu ifadelerle yanıtladı:

“Bir kere her şey bir yana, 2022 yılında enflasyonun tek rakamlara ulaştırılması hedefi vardı. 2022 Eylül sonunda TÜFE’ye baktığımızda 83.45 olduğunu görüyoruz. Kaldı ki bu TÜİK’in açıkladığı makyajlı enflasyon. ENAG Grubu’nun yaptığı çalışma, bu enflasyonun en az 100 puan üstünde bir enflasyondan söz ediyor.

ÜFE’ye baktığımızda TÜİK rakamlarının yüzde 151.5 olduğunu görüyoruz. ÜFE dediğimiz şey, henüz tüketiciye ulaşmamış ürünlerin üretilirken girdi maliyetlerinde yaşanan artışa bağlı üreticiden çıkan paranın artış oranını ifade eder. Bunu da TÜİK yüzde 151.5 olarak açıklıyor. Bu da 2-3 ay sonra doğrudan tüketici enflasyonuna da yansıyacak bir rakam. Yani Türkiye ekonomisi gittikçe enflasyon altında ezilen bir ekonomi haline geldi.”

“GELİR BÜTÇESİNİN 20-25 MİLYAR DOLAR EKSİDE OLDUĞUNU GÖREBİLİYORSUNUZ”

Yıl yıl gelir bütçelerini değerlendiren Sındır, yaptığı hesaplamaları aktararak “19 Ekim 2020 tarihinde açıklanan 2021 yılı bütçesi 133.85 milyar dolarmış. O zamanki Merkez Bankası dolar kuru 7.91’di. 2021 yılında açıklanan 2022 bütçesine bakılınca; 153.5 milyar dolar ve ek bütçe 62.56 milyar dolar; toplamda 216 milyar dolar olduğunu görüyoruz. 2023 bütçesine baktığımızda ise 197.2 milyar dolar, Merkez Bankası dolar kuru ise 18.627 seviyesinde. Bu saydıklarımın gelir bütçesi olduğunu göz önüne aldığımızda, bütçenin gelir anlamında küçüldüğünü görebiliriz. Rakamlara baktığınızda yüzde 49.2 artış deniyor ama kur üzerinden baktığınızda gelir bütçesinin 20-25 milyar dolar ekside olduğunu görebiliyorsunuz.” ifadelerini kullandı.

VERGİ ADALETSİZLİĞİ 2023 BÜTÇESİNDE DE DEVAM EDİYOR

Vergilerle ilgili de değerlendirme yapan Sındır, şunları kaydetti:

“Bir başka konu; vergi konusu. Vergi gelirlerine baktığımızda dolaysız vergiler yüzde 32.27, dolaylı vergiler ise yüzde 67.73’ünü oluşturuyor. Diğer bir ifade ile gelirden alınan vergiler yüzde 32.27; KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiler ise vergi gelirlerinin yüzde 67.73’ünü oluşturuyor.

İster zengin ol ister sokakta yaşayan gariban vatandaş ol dolaylı vergi hepimizden eşit alınıyor. Yani eşit ödediğimiz vergilerin, vergi gelirlerine oranı yüzde 67.73 olarak açıklanmış. Bu da vergide ne kadar adaletsiz bir ülke olduğumuzu gösteriyor.

Bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 70’e yüzde 30 civarında, yani Türkiye’deki durumun tam tersine bir durum var. Bu nedenle vergide adaletsizliğin bu bütçede de devam ettiğini görüyoruz. Ülke KDV, ÖTV, Şans Oyunları Vergisi, Özel İletişim Vergisi gibi vergiler ve harçlar üzerinden elde edilen gelirlerle yönetilmeye çalışılıyor.”

“KUR KORUMALI MEVDUAT KISKACINDAYIZ”

Kur Korumalı Mevduat hesaplarına dikkat çeken Sındır, ekonomi yönetimine yönelik eleştirilerini şöyle dile getirdi:

“Ciddi anlamda Kur Korumalı Mevduat (KKM) kıskacındayız. Bu belki de manşet olacak bir konu, KKM kıskacındayız. Biliyorsunuz 2023 sonuna kadar uzatıldı, daha doğrusu uzatılmak zorunda kalındı. Çünkü KKM üzerinden kuru ve enflasyonu baskılamak durumundalar. Bir yandan da politika faizi 150 baz puan daha indirildi. Diğer bir deyişle bankalara verilen paranın faizi yüzde 10.5’a indirildi. Oysa ki bankalardan kredi almaya gitsek yüzde 25-30 arasında kredi faizi uygulanıyor. Bundan sonra 10.5’la hazineden aldıkları parayı yüzde 30’a yakın kredi faiziyle vatandaşa verecekler. Ciddi anlamda bir kârdan söz edebiliriz, zaten BDDK açıklamalarıyla bankaların ne kadar kâr ettiği de ortaya çıkıyor.

“DEVLETİN KASASINDAN ALIP KKM HESABI OLAN ZENGİNİN BANKA HESABINA KAYNAK AKTARILIYOR”

KKM konusuna geri dönecek olursak; mart ayında başlayan KKM için, yaklaşık 7 aylık bir dönemde Hazine’den 84.9 milyar lira faiz ödendi. Yani hepimizin devletin kasasında hakkı olan paradan hükümet olarak alıp, KKM hesabı olan zenginin banka hesabına kaynak aktarıyorsun. İnanılmaz adaletsiz bir uygulama ama adaletsizlikten öte; yarın bu KKM’ya son verildiğinde döviz kuru ne olur bunu bir düşünmek lazım. O hesapların hepsi bir anda dövize yöneldiğinde, bugün 18.50 olan kur 30’lara 40’lara bir anda çıkacaktır. Dolayısıyla KKM, Türkiye ekonomisini mahkûm ettikleri bir faiz ödemesine dönüştü.

“MERKEZ BANKASI’NDAN YAPILAN AKTARIMLA SÖZ KONUSU MEBLAĞ 200-250 MİLYAR LİRAYA ULAŞIYOR”

Komisyonda Merkez Bankası’na sorduk, ‘Hazine’den aktarılan 84.9 milyar iken Merkez Bankası’ndan aktarılan nedir?’ dedik ve cevap alamadık. Cevap gelmeyince biz komisyon olarak Meclis’in iradesine ve saygınlığına olan sorumluluğumuz gereği salonu terk ettik. Bir bürokrat Plan Bütçe Komisyonu’na hesap vermiyor ki yılda 2 kez resmi olarak hesap vermek zorunda. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil. Belli ki Merkez Bankası’ndan da çok yüksek oranda bir aktarım var.

Bizim tahminimize göre Hazine’den yapılan 84-85 milyarlık aktarıma ek olarak Merkez Bankası’ndan yapılan aktarımla söz konusu meblağ 200-250 milyar liraya ulaşıyor. Bu asla kabul edilebilir bir şey değil ve bu tahminimizi yalanlamak ya da verileri ortaya koymak Merkez Bankası’nın sorumluluğu. Bu sorumluluğu en kısa sürede yerine getirmelerini bekliyoruz.”

“TÜRKİYE EKONOMİK ANLAMDA BİR FAİZ CENNETİNE DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA”

KKM konusunun çok önemli olduğunu ifade eden Sındır, Türkiye’nin bir faiz cennetine dönüştürüldüğünü belirtti. CHP’li vekil, faiz giderlerinin yüzde 71.5’lik artışla 565,6 milyar liraya yükseltildiğini kaydetti.

Sındır, görüş ve tespitlerini şöyle aktardı:

“KKM’nın bankalarda toplam miktarı yaklaşık 1 trilyon 422 milyon lirayı bulmuş durumda. Bunun üzerinden sürekli faiz ödemesi yapılıyor. Türkiye ekonomik anlamda bir faiz cennetine dönüşmüş durumda, bu faizin durdurulması için bir çaba gösterildiğini de görmüyoruz. 2022 yılı faiz giderleri KKM hariç 330 milyar lira iken, 2023’te 565.6 milyar lira. Yüzde 71.5’luk bir artıştan bahsediyoruz. Yani gelir bütçende yüzde 49.2, faiz giderlerinde ise yüzde 71.5 artış öngörüyorsun. Ki daha önce de söylediğim gibi burada KKM giderleri yok, artan KKM de eklenince Türkiye anaparayı da aşan bir faizin altına girmiş bir ekonomiye mahkûm edildi.

2022 yılında 330 milyar lira bir faiz gideri öngörüsü varken, ilk 9 ayda 311 milyar liralık bir faiz gideri var. Şu ana kadar 311 milyar liralık bir faiz gideri var; çiftçiye 30 milyar, esnafa 7 milyar, sosyal desteklere 31 milyar lira aktarılmış. Toplamda halkın refahına olacak 68 milyar lirayı bulan bir transfer var. Faize ise ilk 9 ayda 311 milyar, KKM de eklenince 500-600 milyarlık bir transfer var. Bu da kabul edilebilir bir şey değil. Bütün bunlar Türkiye’nin nereye doğru sürüklendiğini gösteriyor.

Olaya rakamlara boğulmadan biraz daha yukarıdan bakmak lazım. Hükûmetin şu an para basarak piyasaya sürdüğü açıkça belli. 2023 bütçesinde giderlerde yüzde 57.8, gelirlerde yüzde 49.2 artış öngörülüyor. Yani bütçe açığını gittikçe büyüten bir ekonomi ile karşı karşıyayız. Bunun yanında bütçe açığını da umursamayan bir hükûmetle de karşı karşıyayız.”

EK BÜTÇE GELİR Mİ?

2023 bütçesine ek bütçe gelip gelmeyeceği ile ilgili de konuşan Sındır “Bu ülkede artık her şey çalakalem yapılıyor. Günü kurtaran, bırakın önümüzdeki yılı önümüzdeki haftayı bile kurtarmayacak hamlelerle ilerliyoruz. Plan Bütçe Komisyonu’na gelen torba kanunlara da bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Ülkede her an her şey olabilir. 2023 bütçesine seçim bütçesi derken birtakım rakamları iyileştirme, daha doğrusu makyajla iyileştirilmiş gibi göstererek seçimi alıp sonrası Allah kerim diye ilerleyen bir süreçten bahsediyorum. Bir yandan kara para cennetiyiz, 2011’den beri 79 milyar dolar kaynağı belirsiz para girişi var. Bu paralar rüşvetçilerin mi, kaçakçıların mı, hırsızın mı bu konuda da bir şey söyleyemiyoruz.” dedi.

“TÜRKİYE BIRAKIN İLK 10 EKONOMİ OLMAYI İLK 20’DE BİLE KALAMADI”

“AKP’nin 2023 hedefi Türkiye’yi dünyanın en iyi 10 ekonomisinden biri yapmaktı.” diyen Sındır “O zamanlar Türkiye 17’nci sıradaydı. Şu anda ise 20’nci sıradan 21’inci sıraya düşme eşiğinde. Öngörü o ki, önümüzdeki yıl Türkiye 22-23’üncü sıralara düşecek. Şu anda Türkiye bırakın ilk 10 ekonomi olmayı ilk 20’de bile kalamadı. Türkiye böylesi bir seçim ekonomisi ile, geleceği büyük bir risk altına sokan bir ekonomik tercihle, israftan kaçınmayan bir iktidarın yönetimiyle şu anki pozisyonunda. Yani iktidarda kalayım da maliyeti ne olursa olsun anlayışı ile ilerliyorlar. Faiz sebep enflasyon sonuç anlayışıyla, ülke ekonomisinin bir kişinin hırs ve ihtirasıyla yönetilmesinin sonucunu ülke yurttaşları olarak hepimiz ödeyeceğiz. O nedenle dileğimiz odur ki, günün sonunda bu iktidardan kurtulacağız. Bırakacakları bir enkaz bütçesi ve ekonomisi ile karşı karşıya kalsak da biz onu da aşarız. Bizim yandaş çetelerimiz yok, faiz lobileri ve dolar baronları ile iş tutmuyoruz. Biraz önce bahsettiğim faiz ödemelerini vatandaşın huzuruna, refahına ve geleceğine yatırma kararlılığı ile yolumuza devam ediyoruz. İnşallah bu düzeni bu iktidarın elinden kurtaracağız” diye konuştu .

Dev fabrika üretime ara veriyor: Çalışanlar zorunlu yıllık izin kullanacaklar Ekonomi CHP'li Sümer'den ekonomi yönetimine sert tepki: "Cepleri dolar dolu olanlar vatandaşa tasarruf öneriyor" Ekonomi IPSOS araştırması: Veliler eğitim için nelerden tasarruf ediyor? Ekonomi Bakan Nebati: Hazine Faiz Destekli Kredi Paketi yürürlüğe girdi; gençler için yaş sınırı ve limit yükseltildi Ekonomi