İsmail Saymaz Van Gölü gerçeğini yazdı: Bütün bağlantıları açığa çıkarmak için ne bekliyorsunuz?

Abone ol

Sözcü Gazetesi yazarı İsmail Saymaz, Van Gölü'ndeki insan kaçakçılığını bugünkü köşesine taşıdı.

Sözcü Gazetesi yazarı İsmail Saymaz, Van Gölü'ndeki insan kaçakçılığını bugünkü köşesine taşıdı.

Van Gölü'nün yaklaşık 15 yıldır kaçakçılık rotası olarak kullanıldığını ve fakat son yıllarda trafiğin arttığını belirten Saymaz, "Daha çok kazanmak isteyen tekne sahiplerinin kapasitenin üzerinde mülteci taşıdığı, kaçakçıların organize şekilde çalıştığı ve kara taşımacılığıyla bağlantılı oldukları ifade ediliyor" diye yazdı.

Saymaz, "Vatanımızı mülteci akınına uğratan insan kaçakçılarının üzerine gitmek ve İran dahil, bütün bağlantılarını açığa çıkarmak için neyi bekliyorsunuz? Van Gölü'nün Ege gibi mülteci mezarlığına dönmesini mi? Bir Aylan Bebek'in daha Van Gölü kıyısında bulunmasını mı?" diye sordu.

İsmail Saymaz'ın Sözcü'deki "Van Gölü’nde insan yiyen canavar" başlıklı yazısı şöyle:

İçlerinde kadınlar ve çocukların da bulunduğu mülteci kafilesi, 23 Aralık 2019 gecesi yalçın dağlarla çevrili İran sınırından geçerek, Van'ın köylerine ulaştı.

Çoğunluğu Pakistanlılar ve Afganlardan oluşuyordu.

Bangladeşliler, Hindistanlılar, Suriyeliler ve İranlılar da kafiledeydi.

Tastamam 81 kişi!

İki gün bir evde tutuldular.

Kendilerine yalnızca yemek ve su verildi.

25 Aralık'ta saat 19.00 sularında koltukları sökülmüş vaziyetteki iki minibüs eve yanaştı. Mülteciler minübüslere tıkıştırıldı. Bir buçuk saatlik yolculuktan sonra Van Gölü kenarına geldiler. Yolcular kıyıda bekleyen tekneye bindirildi.

“Hani kurşun sıksan geçmez geceden” diyor ya şair, tekne kaskatı bir ayazı yara yara Bitlis'in Adilcevaz İlçesi'ne ilerliyordu.

Artık 26 Aralık'ın ilk dakikaları…

Beş saatlik yolculuğun sonuna gelinirken, Erikbağı Köyü'nün sahiline yirmi metre kala tekne alabora oldu.

Yedi mülteci boğularak öldü.

Kaçakçılar gölden çıkardıkları 71 kişiyi kıyıdaki minibüse doldurdu.

Ardından bir petrol ofisine terk edip kaçtı.

Jandarmada verdikleri ifadeye göre mülteciler, İstanbul'da çalışmak için gelmişlerdi. İlk önce İranlı kaçakçılara kişi başı 400-700 dolar arasında para ödemişlerdi. Türkiye'ye geçince en az beş kaçakçı tarafından bir noktadan diğerine aktarılmışlardı.

Bu kaçakçıların kimlikleri saptandı.

Evde sayım yapanların Cüneyt, Rasim ve Suvat Akbaş olduğu saptandı.

Beş şüpheli yurt dışına çıkış yasağı konarak, serbest bırakıldı.

Şu an kimse tutuklu değil.

Dava bile açılmadı.

Ne bu soruşturma genişletildi, ne de şüphelilerin bağlantıları araştırıldı.

Ve yedi ay sonra…

YEDİ AY SONRA 61 MÜLTECİ DAHA ÖLDÜ

Bir balıkçı teknesi, 27 Haziran 2020 akşamı Gevaş'a bağlı Altınsaç Köyü kıyısından göle açıldı. Çarpanak Adası'nda ışık yakıp söndürüldü.

Bu, “Sizi bekliyoruz” sinyaliydi.

Tekne kıyıya yanaştı. Kumsaldaki 80'i aşkın mülteciyi alıp Bitlis'in Reşadiye İlçesi'ne bırakmak üzere yola çıktı. Hava sakin, göl dingindi. Bitlis'e döndüklerinde birden bire göl dalgalandı. Tekne alabora oldu. Dalgalar 61 insanı yuttu.

Yalnızca bir kişi kurtuldu: Kaçakçı Medeni A.!

Medeni A.'a göre tekneyi kuzeni Sedat A. kullanıyordu. Kendisi 750 TL karşılığında yardım etmek üzere bu işe “evet” demişti.

Sedat faciada öldü.

Medeni ise tutuklandı.

Ardından faciayla bağlantılı görülen Cüneyt ve Mehmet Sami A. da cezaevine konuldu.

KAÇAKÇILAR AYNI AİLEDEN

Bu veriler gösteriyor ki…

Adilcevaz'da 26 Aralık 2019'da yedi mültecinin ölümü sonrası gözaltına alınıp serbest bırakılan, aralarında Cüneyt A.'nın olduğu A. Ailesi üyeleri hakkında kapsamlı soruşturma yürütülmedi. Şayet Cüneyt A. ve akrabaları tutuklansaydı, belki Gevaş'taki 61 mültecinin can verdiği facia yaşanmayacaktı. Altınsaç'ta balıkçılıkla ve taşımacılıkla geçinen A. ve diğer bazı ailelerin insan kaçakçılığına yöneldikleri saptanacak ve şebeke çökertilecekti.

Savcılığın ihmal ettiği bu görevi, Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu yerine getirdi. Komisyon raporunda Van Gölü'nün yaklaşık 15 yıldır kaçakçılık rotası olarak kullanıldığı ve fakat son yıllarda trafiğin arttığı vurgulanıyor. Daha çok kazanmak isteyen tekne sahiplerinin kapasitenin üzerinde mülteci taşıdığı, kaçakçıların organize şekilde çalıştığı ve kara taşımacılığıyla bağlantılı oldukları ifade ediliyor.

Şebekenin kaçak başına tekne sahiplerine 50-100 TL arasında ödediği kaydediliyor. Bitlis'in Tatvan, Adilcevaz ve Ahlat ilçelerine bırakılan kaçakların karayoluyla batıya taşındığı anlatılıyor.

YAZIN GÖLDE, KIŞIN DAĞDA

Öte yandan, İran sınırında 1 Nisan-6 Mayıs 2019 tarihleri arasında karların erimesiyle 25 ceset bulundu. Sınırı geçerken donarak ölen mültecilerden dördünün kimliği belirlenirken, diğerleri Van'da kimsesizler mezarlığına gömüldü. Aylarca kar altında kalan cesetlerden bazıları vahşi hayvanlarca parçalanmıştı.

Geçen mart ayında Çaldıran'da donmuş halde yedi cesede ulaşıldı.

İşte, size bulgu ve bağlantılar…

Vatanımızı mülteci akınına uğratan insan kaçakçılarının üzerine gitmek ve İran dahil, bütün bağlantılarını açığa çıkarmak için neyi bekliyorsunuz?

Van Gölü'nün Ege gibi mülteci mezarlığına dönmesini mi?

Bir Aylan Bebek'in daha Van Gölü kıyısında bulunmasını mı?

Cem Uzan, Türkiye’ye karşı açtığı davayı kazandı Güncel Yılmaz Özdil'den Lozan'ı eleştiren Mevlüt Çavuşoğlu'na tarih dersi Güncel Kulis: Sıra meslek örgütlerine geldi Güncel MSB duyurdu: İki asker şehit oldu Güncel