Her gün yeni bir tarihi zirve: Durdurun doları inecek var!

Abone ol

Dolar TL kuru, her gün yeni bir tarihi zirveyi görüyor.

GERÇEK GÜNDEM / ANALİZ

Dolar TL kuru 2002 ile 2010 arasında önce 1,5’ten 1,2’ye geriledi, sonra yeniden 1,5’le sekiz seneyi kapadı.

Türkiye’yi ‘‘ileri demokrasi’’ ile tanıştıran 2010 Referandumu sonrası yukarıya doğru gidişin ilk önce işaretleri görülmeye başlandı.

Genel seçimlerin olduğu 2011 yılını 1,6 ortalama ile tamamlayan kur, 2012’yi 1,8 bugün iktidarın her sorunun kaynağı olarak gördüğü Gezi Direnişinin damga vurduğu 2013 yılını 2,1’den bitirse de yıl ortalaması hala 1,9’lardaydı.

Erdoğan’dan Merkez Başkanı’na ilk sert müdahale

Ancak 17/25 süreci ile birlikte siyasi riskler ekonomiyi olumsuz etkilemeye başladığı o günlerde dönemin Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın başkanlık ettiği Para Politikası Kurulu Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 4,5’ten yüzde 10’a yükseltti. Bu hamle kuru 2014 Ocak sonunda 2,40’lara tırmanan turu, 2,30’lara çekse de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şimşeklerini Merkez Bankası’nın üzerine çekiyordu.

Cumhurbaşkanı’nın kapalı kapılar ardında sürekli dile getirdiği faiz indirimi talebi Mayıs 2014’te sadece 0,5 puanlık bir indirimle sonuçlanınca Erdoğan, bu kez açıktan Başçı’ya tepki gösterdi:

‘‘Sen dalga mı geçiyorsun? Yükseltirken beş puan birden yükseltiyorsun, şimdi yarım puan indiriyorsun. Kendine çeki düzen vermesi lazım.”

Bu sözleri sonrasında çok tekrar edecek; önce Erdem Başçı, sonra Murat Çetinkaya, Murat Uysal, Naci Ağbal Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eleştirilerinden nasiplerini alacaklardı.

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı süresinde görev süresini tamamlayan son Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, guvernörlük koltuğunu yardımcısı Murat Çetinkaya’ya teslim ettiğinde Amerikan doları/Türk lirası kuru 2,86 idi.

Erdem Başçı

15 Temmuz sonrası dış dengelerin bozulması kuru hareketlendirdi

O dönem yıldızı yeni parlamaya başlayan ve henüz Enerji Bakanlığı görevinde bulunan Berat Albayrak’ın tam desteğine sahip olan Murat Çetinkaya’nın Merkez Bankası başkanlığında enflasyon artarken dolar kuru da yerinde durmayacaktı. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin olduğu gün 2,86 olan dolar kuru, 2016 yılını 3,51’den kapattı.

Rusya ile yaşadığı uçak krizini bitirse ve Suriye’de bir biçimde işbirliği yapan Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin sonraki beş yılı başta Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere özellikle dış politikada yaşadığı krizlerle geçecekti.

Bu sorunların hem enflasyon hem de faiz ve kur cephesinde çeşitli maliyetleri oldu. 2017’de Türkiye anayasa referandumu ile Türk tipi başkanlık seçimine geçince, Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanlığı’na döndü.

Referandumun ertesi günü 17 Nisan 2017’de 3,65 olan dolar kuru, CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanması sonrası CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüş başlatması, Man adası belgelerinin yayınlanması, aralarında Kadir Topbaş ve Melih Gökçek’in de bulunduğu belediye başkanlarının görevden alınması, Rıza Zarrab’ın itiraflarına sebep olan mahkemenin başlaması ile 3,95’i görerek 4 lira barajını zorlayacağı mesajını verdi.

Şimşek ve Babacan oyun dışı Albayraklı yıllar başlıyor

2018 yılı dolar kuru zembereğinin boşalmasının başlangıcı olarak nitelenebilir. Zira başkanlık seçimleri sonrası Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturan Berat Albayrak artık ekonominin tek patronuydu.

Zaten oyundan çıkmış olan Ali Babacan’dan da sonra uluslararası piyasaların ‘‘güven’’ duyduğu Mehmet Şimşek de oyunda yoktu.

Ali Babacan ve Mehmet Şimşek

Cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana Türk Lirası Amerikan dolar karşısında yüzde 101 değer kaybetti

Dolar kuruna gelince, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinden beş gün önce ‘‘Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil. Bizim geleceğimizi, biz belirleyeceğiz. 24'ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz’’ demesinden sonra yeni Türkiye’nin ilk gününe (25 Haziran 2018) 4,58’den başlangıç yapıyordu.

Cumhurbaşkanı ‘‘siz bu kardeşinize yetkiyi verin’’ dedikten sonra 40 ay sonra bugün dolar kuru 9,22’yi gördü.

Türk lirasının Amerikan parasındaki değer kaybı, Cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana yüzde 101’i aştı.

Trump ile yaşanan kriz doları zıplattı

Peki ne oldu?

Öncelikle başta Fetullah Gülen’in durumu, PYD ve Suriye’deki farklı tercihler olmak üzere Amerika ile bozulan ilişkiler Rahip Brunson’ın tutuklanması sonrası dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın twit atmasıyla tavan yapması ile dolar kuru bir anda 6,57’ye zıpladı. Daha Şubat ayında 3,57’lerde olan dolar kurundaki değer kaybı altı aydaki kayıp yüzde 80’leri bulmuştu. Brunson’ın serbest bırakılması sonrası kur, yıl sonunu 5,37’lerde kapasa da bir kere dalga boyunu görmüştü.

2019 yılı 5,35-5,95 seviyelerinde geçti. Bu arada baskılara rağmen politika faizini yüzde 24’te aylarca sabit tutan Murat Çetinkaya da görevden alındı. Bu kez Berat Albayrak’ın çok güvendiği bir başka isim Murat Uysal göreve geldi.

Murat Uysal

Milyarlarca dolar satıldı ama doların yükselişi engellenemedi

İlk PPK toplantısında faizi yüzde 24’ten yüzde 19,75’e düşüren sonraki aylarda da faizi düşürerek faizi yüzde 8,25’e kadar çekti. Ancak 24 Eylül 2020’de piyasadaki beklenti bir puan iken faizi iki puan yükselten Uysal, bir sonraki ay en az iki puan artış beklenirken faizi sabit tutunca kuru tutamadı.

Uysal döneminde satılan yaklaşık 100 milyar dolara rağmen 7 Kasım 2020’de kur 8,55’i görünce Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Uysal ile yollar ayrıldı.

Ancak bu hamle başka bir krize daha neden oldu ve Berat Albayrak da instagram hesabından görevinden ayrıldığını duyurdu. Hükümet içi kriz sonra toparlansa da Albayrak artık oyun dışındaydı.

Berat Albayrak

Ağbal’ın parlayan yıldızı 132 günde söndü

Uysal sonrası Merkez Bankası’nın fabrika ayarlarına dönmesi için tercih edilen isim eski Maliye Bakanı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal oldu.

Ağbal’ın ‘‘bağımsız’’ Merkez Bankası vurgusu başta bankacılar olmak üzere piyasa aktörlerini tarafından inandırıcı bulundu.

19 Kasım 2020’de politika faizini yüzde 10,25'ten yüzde 15'e yükselten bununla da yetinmeyerek 24 Aralık'taki PPK toplantısında iki puan daha artış yaparak faizi yüzde 17'ye yükselten Ağbal, 21 Ocak ve 18 Şubat'taki PPK toplantılarında faizi sabit tutarak, riskler sürdükçe faiz indirimine gitmeyeceği yönünde mesaj verdi.

Naci Ağbal’ın bu kararlı tutumu sonrası Dolar/TL kuru 8,55’lerden 7,20’lere kadar geriledi. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaşadığı sıkıntılar su yüzüne çıkmadan 18 Şubat’ta kur 6,98’e kadar çekilmişti.

18 Mart 2021’de faizi yüzde 17’den yüzde 19’a yükseltince ipler koptu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasanın çok başarılı bulduğu ama faizleri indirmek konusunda kendisinden çok farklı düşünen Ağbal’a sadece 132 gün sabredebildi ve yine bir gece yarısı kararnamesiyle Merkez Bankası Başkanı’nın görevine son verdi.

Naci Ağbal

Kavcıoğlu döneminde TL yüzde 18 eridi

Faiz indirimini elzem gören yeni başkan Şahap Kavcıoğlu beş PPK toplantısında faizi indirmedi ancak 23 Eylül’deki son toplantıda bir puan indirime gitti.

Bu indirime karşı olduğu söylenen ikisi başkan yardımcısı biri PPK üyesi üç üyenin görevden alınmasının ardından bu ayın 21’inde yapılacak PPK toplantısında yeni bir indirim beklentisi piyasada oluşmuş gözüküyor.

Kavcıoğlu göreve geldiğinde 7,80 olan kur ise bugün 9,22’yi gördükten sonra 9,20’lerde seyrini sürdürüyor. Türk Lirası’nın Amerikan parası karşısında Kavcıoğlu dönemindeki yedi aya denk düşen değer kaybı ise yüzde 18.

Şahap Kavcıoğlu

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç: Kurları, enflasyonu azaltmanın başka kalıcı yolu yok Ekonomi Sabah yeni 'asgari ücret'i duyurdu: Milyonlarca çalışanı ilgilendiren rakamlar Ekonomi Sayıştay raporlarında ortaya çıktı: Hazine ve Maliye Bakanlığı anlaşmalarında çarpıcı detaylar Ekonomi Durdurulamıyor: Dolardan bir zirve daha Ekonomi