Erdoğan'ın ilk müsteşarı ve eski AKP'li bakan Ömer Dinçer: AK Parti'nin teklifi de sorunlu

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu dönemde müsteşarlığını üstlenen Ömer Dinçer, 'başörtüsüne güvence' tartışmasını yorumladı; yasal düzenlemeye ihtiyaç olmadığını dile getirirken, AKP'nin teklifini de sorunlu bulduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde danışmanlığını yapan, daha sonra Başbakanlık Müsteşarlığı görevinde bulunan, 2009 ile 2011 yıllarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik, 2011 ile 2013 arasında da Milli Eğitim bakanlıklarını üstlenen Prof. Dr. Ömer Dinçer, 'başörtüsü' tartışmalarını yorumladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne yasal güvence talebiyle başlayan polemikte Erdoğan, el yükselterek 'anayasa değişikliği' çağrısı yapmıştı.

Dinçer, Karar gazetesi yazarı Elif Çakır'a verdiği demeçte şunları söyledi:

“Son zamanlarda benim görebildiğim kadarıyla AK Parti mensupları arasında, AK Parti iktidarları döneminde elde edinilen kazanımların kaybedileceği endişesi var. Başörtü yasağının, İmam Hatip Okullarıyla ilgili kat sayı ve diğer başka engellerin ortadan kaldırılması, Ayasofya Camii'nin açılması gibi... AK Parti tabanında böyle bir endişenin oluşması, Altılı Masa’yı ve özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'ni bu tedirginliği giderecek bir tedbir almaya sevk etti. Altılı Masa diyorum çünkü Altılı Masanın bir toplantısından bu endişeyi gidermeye yönelik mutabakat metni çıktığını hatırlarsanız.”

'BAŞÖRTÜSÜ VB. MESELELER ANAYASADA DÜZENLEME YAPILACAK MESELELER DEĞİL'

CHP liderinin başörtüsü hamlesinin doğru ama sorunun çözümü için önerdiği yöntemin yanlış olduğunu savunan Dinçer’e göre AKP'nin "Anayasada düzenleme yapalım" teklifi de sorunlu:

“Başörtüsü vb. meseleler anayasada düzenleme yapılacak meseleler değildir. Anayasanın mantığına uygun düşmediği gibi hukuk açısından da doğru değil.

Anayasalar toplumu bir arada tutacak temel ilke ve değerler üzerine yapılır. İçerik olarak bu tip tali meselelerin anayasa da yer almaları doğru bir yöntem değildir. Bunun sonu da olmaz. Önceki dönemlerde YÖK’ün, RTÜK’ün anayasa konulması ve bu kurumların anayasal kuruma dönüştürülmeleri bu ülkenin önünü tıkayan etkiler yaratmıştır. Yasal düzenlemeye de ihtiyaç yok çünkü bu sorun çözülmüştü. Kaldı ki başörtüsü yasağının en şiddetli ve yoğun olduğu dönemlerde bile aslında başörtüsünü yasaklayan ne anayasal bir hüküm ne de kanuni bir düzenleme yoktu, siyasi aktörlerin ve arka planda da askeri bürokrasinin başörtülülere tahammülü yoktu sadece, başörtüsüyle ilgili tavır bütünüyle ideolojikti.

Bu nedenle, siyasetçilerin temel politika olarak toplumu rahatlatacak teminatlar vermeleri; toplumsal uzlaşıyı sağlayacak tavır içinde olmaları, başka inanç ve yaşam biçimlerini saygı yerleştirmeleri yeterli olurdu.”

Yazının tamamı.

ÖMER DİNÇER KİMDİR?

Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitiren Dinçer, 1980 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Yüksek Lisans Programını, 1984 yılında da doktora programını tamamladı. 1980 yılında Marmara Üniversitesi’ne asistan olarak girip 1988 yılında doçent, 1994 yılında da profesör oldu. Bu dönemler içerisinde ayrıca uzmanlık alanı olan Stratejik Yönetim, Yönetim ve Organizasyon, Değişim Yönetimi ve Örgüt Geliştirme gibi alanlarda seminerler verip kitaplar yazdı. Beş kitabı bulunan Dinçer’in çok sayıda makale ve söyleşisi bulunuyor.

ABD Drexel Üniversitesinde misafir araştırmacı statüsünde çalışmalar yaptı. Marmara Üniversitesi Orta Doğu Ülkeleri Enstitüsünde Müdür Yardımcılığı yapıp, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim Programlarına başkanlık yaptı. Birleşmiş Milletler Habitat II Konferansı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Koordinatörlük görevini icra etti.

Beykent Üniversitesi Rektör Yardımcılığı, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü oldu. Başbakanlık Başmüşavirliği ve Müsteşarlığı görevini yerine getirdi.

'İNTİHAL' İDDİASI

Ömer Dinçer, 2005 yılında YÖK Genel Kurulu tarafından, hakkında "İşletme Yönetimine Giriş isimli kitabında intihal yaptığı" gerekçesiyle, üniversite öğretim üyeliği mesleğinden çıkarıldı. 2008 yılında yaptığı itirazı reddedildi. Ancak 29 Aralık 2010 tarihli YÖK Müşterek İnceleme Raporu’nda Ömer Dinçer'in intihal yapmadığı rapor edildi.

BAKANLIK GÖREVLERİNDE BULUNDU

1 Mayıs 2009 tarihli kabinede "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı" olarak göreve başladı. Bu görevini 2011 yılında Ömer Çelik’e devreden Dinçer, o yıl Nimet Çubukçu’nun yerine "Milli Eğitim Bakanı" olarak göreve başladı. Lakin bu görevi de 2013 yılında Nabi Avcı’ya devretti.

'MUHALİF YAKLAŞIMLI YAZILARI AKP'DE RAHATSIZLIK YARATTI'

Daha sonra bir süre Habertürk gazetesinde köşe yazarlığı yaptı ancak, Aralık 2017'de buradan da ayrıldı. O dönem gazeteci Yavuz Oğhan, gelişmeyle ilgili şu iddiayı ileri sürdü:

"Bizim çevreye sorduğumuzda son dönemde yazdığı, biraz muhalif yaklaşımlı yazılar nedeniyle AK Parti’nin bundan rahatsız olduğu ve kurumla temasa geçtiği, kurumun bunu aslında Ömer Dinçer’e hissettirmediği ama Ömer Dinçer’e de bunların geldiği ve Ömer Dinçer’in 'Yazmayayım bu kadar zor durumdaysanız' diyerek yazılarına son verildiğini görüyoruz. Çok yakın bir isim bu Ömer Dinçer içeriden dostça bir uyarıda bulunuyor. Ama bu uyarılara bile tahammül edilmediğini görüyoruz."

Dikkat: Ankara’da bu yollar trafiğe kapatıldı Gündem Tunceli'de '5 adet portatif tuvalet için resmi açılış töreni düzenlendi'; Valilik haberi yalanladı Gündem Yargıtay'a 10 yeni üye; Zindaşti davasında adı geçen savcı da listede Gündem Cem Vakfı yöneticisi Ersin: Erdoğan’ın reformundan memnun olduğum için görevden alındım Gündem