Erdoğan'dan Kasım Süleymani açıklaması: İtidal tavsiye ettim

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk-Kanal D ortak özel yayınında gündeme dair sorulara yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk-Kanal D ortak özel yayınında gündeme dair sorulara yanıt verdi.

Sadece Irak’ta meydana gelen bu olay değil, bölgenin şu anda çok ciddi sıkıntılar yaşadığını, Ortadoğu’nun adeta “kaynadığını” dile getiren Erdoğan, “Bir taraftan malum bizler Suriye’de belli sıkıntıları yaşıyoruz, öbür tarafta Libya ile ilgili gelişmeler… Tabii bütün bunlarla uğraştığımız bir anda böyle bir olayın patlak vermesi gerçekten düşündürücü. Herkes şu soruyu soruyor: Bu nereye gider?” ifadelerini kullandı.

ABD-İran gerginliğinin çeşitli vukuatlar üzerinden hep dönemsel olarak tırmandığına işaret eden Erdoğan, “Bu gerginliğin kontrol altında tutulması, azaltılması ve bunun yanında diplomasi usulüyle geride bırakılması için bugüne kadar biz Türkiye olarak çok ciddi gayretler gösterdik, hala da gösteriyoruz.” dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bu konuyla ilgili olarak gerek Batı ülkeleriyle yaptığımız görüşmeler var. İtidalli ve serin kanlı hareket edilmesi yönündeki telkinlerimizi her vesileyle dile getirdik ve buna da mecburuz. Çünkü işin bir yanında da biz varız. Bu konuda benzer endişeleri paylaştığımız ülkelerle yakın eşgüdüm içerisinde hareket etmemizin gerekliliği üzerinde durduk, duruyoruz. Tüm gayretlere ve uluslararası girişimlere rağmen ABD-İran gerginliğinin arzu edilen çözüme kavuşturulması şu an için mümkün olamadı. Krizin son dönemde özellikle Irak üzerinden tekrar tırmanmaya başladığını gördük. Yerin de Irak olarak seçilmiş olması manidar.”

“OPERASYONLA KRİTİK AŞAMAYA GELDİ”

Irak’ın çatışma alanı haline getirilmesinin hem Irak’ın hem bölgenin barış ve istikrarına zarar vereceği belirten Erdoğan, “Zira Astana sürecinde biz tabii İran ile Rusya ile beraber hareket ediyoruz. Bütün bunlarla beraber Irak ile yaklaşık 350 kilometre sınırımız var. Onlarla da ilişkilerimiz gerek tarih itibarıyla gerek fiziki olarak bunu da bir kenara koymak mümkün değil” diye konuştu.

“Bütün bunlara rağmen Irak’taki bazı Amerika hedeflerine yapılan saldırılarla başlayan gerginlik, yani bununla büyükelçiliği kastediyorum, bu gerginlik Kasım Süleymani’nin de öldürüldüğü ABD’nin operasyonuyla kritik bir aşamaya geldi” diyen Erdoğan, Türkiye olarak bölgede her zaman dış müdahalelere karşı durduklarını ve bu saldırıyı da bu bakışla değerlendirdiklerini vurguladı.

“BU İŞ BURADA BİTMEYECEK”
Erdoğan, “Kasım Süleymani’nin Bağdat’ta öldürülmesinin Irak başta olmak üzere, bölgemizin huzur ve istikrarı açısından yarattığı yakın riskleri de kaygıyla takip ediyoruz çünkü bu iş burada bitmeyecek. Bunun muhakkak bir takip eden süreci de olacak. Nitekim burada Hamaney’in yapmış olduğu açıklamayı bir kenara atamayız. Kimse de atmamalı. Bunun yanında Trump’ın ’50 küsür noktayı tespit ettik, herhangi bir şeyin olması halinde biz bu 50 küsür noktaya gerekli olarak her türlü vuruşu yaparız.’ Tüm tarafların zarar göreceği bir noktaya gelmeden bu gerilimin kontrol altına alınması lazım. Ortadoğu çok yoruldu. Ortadoğu’yu sürekli olarak adeta kan gölü haline getirilmesi için ellerinden geleni yaptılar, yapıyorlar. Şu anda bir tarafta bakıyorsunuz Barış Pınarı harekatında Amerika bölgede. Ciddi manada buraya silah yatırımları yaptı, üsleri var. Öbür tarafta Fırat’ın batısına bakıyorsunuz, orada Rusya. Güneye iniyoruz orada rejim aldığı çok büyük desteklerle ki bu desteğin içerisinde ABD’nin verdiği destek var, İran’ın verdiği destek var Rusya’nın verdiği destek var. Çok açık net söylemem lazım. Artık bundan geri duramam, İdlib gibi bir yerde şu anda 300 bini aşkın insan bizim sınırlara doğru yükleniyor. Peki biz bunların altından nasıl kalkacağız? Bu insanları kendi topraklarında iskan edebilmenin hesabı içerisindeyiz ama kış mevsimindeyiz. Kızılayımız AFAD’ımız hepsi elinden gelen gayreti gösteriyor. Nereye kadar? Mevsim koşulları ne getirecek ne götürecek, bütün bunlarla beraber biz insani ve vicdani şu ana kadar her türlü adımı attık. Bugün de yine 10’u aşkın İdlib’de insan öldürüldü. Bizim amacımız, bunlar sivil, ülkemiz ve bölgemiz için en olumlu sonucu ortaya çıkarmak. Bu adımları tespit edebilmek için de uluslararası toplumla eşgüdüm halinde, gereken gayreti gösteriyoruz, göstermeye de devam edeceğiz” dedi.

“İTİDAL’DAN BAŞKA ÇÖZÜM YOK”

Erdoğan, bu süreçte bazı ülkelerin liderleriyle görüşmeler yaptığını, başta Hasan Ruhani ile görüştüğünü aktararak, “İtidal. Başka bir çözümümüz yok. Aynı şekilde Irak Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşme var. Yine aynı durum. Bunun yanında Batılı ülkelerle örneğin Macron ile yaptığım görüşme var. Katar Devlet Başkanı Şeyh Temim ile yaptığım görüşme var. Aynı şekilde yanımdaki arkadaşlarımın muhataplarıyla yaptıkları görüşmeler var. Dışişleri Bakanım, Rus Dışişleri Bakanıyla görüşme yaptı. 8’inde Sayın Putin buraya geliyor. Burada bütün bu konuları, bölgesel ve aynı zamanda Türk Akım ile ilgili konuları enine boyuna masaya yatıracağız” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Kasım Süleymani’nin önemli görevler üstlendiğini ifade ederek, “Bir insanı durup dururken korgeneralliğe yükseltmezler, buraya kadar yükseltmişler, böyle bir insan” dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada bu tür bir insanın seçilmesi, tabii bazı benzetmeler de yapıyorlar, malum DEAŞ’ın başındaki kişiyle ilgili yaptıkları benzetmeler türünde benzetmeler. Kasım Süleymani aslında olayın onların heveslendiği gibi bir halifelik şeyinde olan bir insan değildi. Çünkü oranın zaten o makamında sayılabilecek kişi zaten belli Hamaney’dir. Ama komuta dediğimiz zaman o noktada da şunu çok açık net söylemek lazım Kasım Süleymani bir defa bu noktada kendini ispat etmiş ve Hamaney tarafından da kendisine istisnai bir değer verilmiş olan bir kişi. Böyle bir noktada ABD’nin onu seçmiş olması özellikle bölgede ne yazık ki gerginliklerin artmasına vesile olmuştur. Şu anda bir ülkenin, bir devletin en üst kademesindeki bir komutanını tabii ki öldürmek herhalde karşılıksız bırakılmaz diye düşünüyorum. Bundan dolayı da buradaki seçicilik bana göre isabetli olmamıştır diye düşünüyorum Bu bölgedeki gerginliği maalesef artıran bir adım olmuştur” diye konuştu.

“NEREYE KOYACAKSINIZ?”

Trump ile görüşmelerine değinen Erdoğan, “Eğer bir terörist gözüyle bakıyorsan peki o zaman bu teröristlere verdiğiniz desteği nereye koyacağız? Ama eğer terörist olarak değil de İran’ın generali olarak değerlendiriyorsan bunu nereye koyacaksın?” diye sordu.

Bunların anlamlandırılmasının da kendisine zor geldiğini belirten Erdoğan, “Bir de enteresan yanı biz o akşam Trump ile bir görüşme yaptık, 4-5 saat sonra bu olay patlak verdi. Demek ki mesele planlanmıştı. Haberi alınca şok olduk. Ben özellikle kendisine (Trump) İran’la gerilimin tırmandırılmaması telkininde bulundum” dedi.

Diplomasi ile sürecin yürütülmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, “Bu istikrar bozulduğu anda İran bundan zarar görür, Irak görür, Türkiye görür. Bu bölgede hepimiz bundan zarar görürüz. Zaten şu anda sen İran’a yaptırımlar uyguluyorsun. Uyguladığın bu yaptırımlar sebebiyle zaten böyle bir zarar söz konusu. Şu anda mesela bize yaptırım uygulamıyor diyebilir miyiz? İşte F35’ler konusunda ‘Vermeyeceğim’ diyor. Burada Sayın Trump’ın direnmesi lazım, hala 1 milyar 400 milyon dolar ödemesini yaptığımız F35’lerimizi alamıyoruz. Yani bizim daha yapmamız gereken 1 milyar dolarlık bir ödeme var ama biz buna rağmen uçaklarımızı alamıyoruz. Peki bunu uluslararası ilişkilerde veya ticarette nereye yerleştireceğiz? Bu doğru bir yaklaşım mı dürüst bir yaklaşım mı? Ama görüşmelerimizde de söylenen şey ‘Biz Türkiye’yi seviyoruz. Bu düzelecek, bunların hepsi yoluna girer.’ Girer de bizim canımız çıktıktan sonra bu yoluna girse ne olur. Mesela bir S400 olayı bahane edildi iş buralara getirildi. ‘Bize Patriot verin, biz onu da alalım onu da alalım.’ Buna da olumlu bakılmıyor, buna da sıcak bakılmıyor. Böyle bir durum içerisinde biz şu anda bir denge politikası içerisinde Türkiye olarak süreci işletiyoruz” dedi.

İDLİB

İdlib’de Rusya ile olan mutabakatımız çok farklı. Ne yazık ki rejim burada sivil katliama devam ediyor. Geçen pazartesi bir heyeti Moskova’ya gönderdik. Buradaki insanları, dünyaya bu acı içinde kış mevsiminde bırakamayız. Gelin plan yapalım, ateşkesi yapalım…. Sayın Putin ile biz bunu görüşeceğiz. Temennim o ki sayın Putin ile olan görüşmede biz ateşkes sağlayalım. bu bombalar sivillerin üzerine inmesin.

“YARIN MERKEL İLE GÖRÜŞECEĞİM”

Şuanda her an harekat halindeyiz. Sayın Trump bu durumu gördü. Bana telefon görüşmemizde diyor ki, YPG/PYD ne yazık ki hala bu koridorun içinde duruyor buna mutabık mıyız? ‘Maalesef’ dedi. Münbiç’ten çıkacaklardı çıkmadılar. Tel Rifat’dan çıkacaklardı çıkmadılar. Rusya’nın da verdiği sözler vardı onlar da çıkaramadılar. Yarın Merkel ile görüşmem var. Görüşmede biz tabi Irak, İran olayını konuşacağız ama o önemli bir konu olarak da Berlin sürecini önümüze getirecek. Berlin süreci ile de Libya’yı masaya yatıracağız. Liderler seviyesinde Berlin sürecini devam ettirmek istiyor. Biz sayın Merkel’e şunu söyledik. Sayın Putin gelecekse ben de gelecekse ben de gelirim. Ancak gelmeyecekse bizim kendi özel temsilcilerimiz gelsin. Yarın konuşacağız ve duruma bakacağız. Tabi bizim bir dörtlü zirvemiz vardı. Bu zirveye daha önce Putin katılmıştı. Şimdi katılacağını sanmıyorum. Şimdi yeni bir aktör Johnson var. Londra’da konuştuk. Orada böyle bir mutabakat ortaya çıktı. İstanbul’da dörtlü zirveyi yapacağız. Bu konuda güzel gelişmeler var. Bunun adımını atacağız. Böyle bir harekat olacak mı olmayacak mı deyince. Şuana kadar yaptığımız harekatlar neticesinde Suriye’de 8200 kilometre kare alanı terörden arındırdık. DEAŞ’ı yenilgiye uğratarak sahadan silinmesine giden yolu açtık. Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve muhafazasına katkı sunduk.

Onlar sözlerinde dursaydılar Resuylan’dan Irak sınırına kadar bölgeyi temizlemiş olacaktık. Tel Abyad’dan Rusya sınırına kadar temizleyecektik. Cerablus şuanda tertemiz. Münbiç meselesinde de ABD’den bunun sözünü almıştık. Münbiç’i temizleyecek ve oradaki Arap aşiretlere teslim edeceğiz. Ama başaramadı. Biz de Rusya ile yaptığımız görüşmeyle sabırla orayı takip ediyoruz. Cerablus’a her türlü desteği veriyoruz. El Bab’da aynı şekilde. Deyr-i Zor ve Kamışlı petrol yataklarının olduğu yer. Peki bu petrol kaliteli mi? Hayır. Kim bundan istifade ediyordu. Aşağıda bunlardan PKK’nın yan kuruluşları istifade ediyor. Bunu zaman zaman alıp sattıkları rejim. Kamışlı’nın petrolü yine aynı. Benim de sayın Putin’e söylediğim şu. Kamışlı petrolünü kaliteli hale getirelim ve burayı biz Güvenli Bölge’de yapacağımız konutlarda kullanalım.

ABD İLE İLİŞKİLER

ABD ile ilişkilerde zor bir dönemde geçtiğimizi inkar edemeyiz. Ama telefon görüşmelerimizde falan filan, güzel görüşmeler yapıyoruz. Umutlanıyoruz da ama sonra boşa çıkıyor. Sayın Trump aleyhinde bir süreç yürütülüyor. Türkiye’yi hedef tahtasına oturtan beyhıda çabaları reddediyoruz.

Egemen bir ülkeyiz. Kendisi bana hak verdi. Kendisi bunu kamuoyunun önünde açıkladı. Niye açıkladı? haklı gördü bizi. Geçen son yaptığımız telefon görüşmesinde iyi temennilerini yine söyledi.

YERLİ OTOMOBİL

İlk arkadaşlar tasarımını getirdikleri zaman bana heyecan vermişti. Bu 5 babayiğitte ülkemizde hatırı sayılır iş adamları. Bu beş babayiğit bu işe girdi. CEO arkadaşımızda yurt dışında kendini kanıtlamış bir arkadaşımız. Bu 5 ayrı tasarımda da, şu anda 3 tasarım ortaya çıktı. Lacivert olan bayağı şık. İçinde hakikat, bir iç rahatlık var, konfor var. İçinde rahat oturabiliyorum.

Tam manasıyla testler bittikten sonra hız konusunda iyi bir mesafe alabilir. Bu yılın sonu itibari ile testte daha iyi bir adım atılacak.

Şimdi fabrikanın yerini falan belirledik. Bir milyon metrekarelik bir yerde, deniz kenarında yer veriyoruz. İhracata dayalı olması lazım. İhracat alt yapısı iyi olursa hem kazandıracak hemde dünya piyasasında yer edinecek.

Halkımızın cebini sıkıntıya sokmadan alabileceği şeklinde düşünüyorum. O olmazsa sürümden kazanmaz. İlk dönemlerde çok daha önemli.

Biz şimdi elektrikli bir otomobil yapıyoruz. Tamamen çevreci. Hem ön, her arka koltuklarının olduğu yerde iyi bir konfor var. Ses yok, gürültü yok.

Şimdi o gün o sunumu yaptığımız yerde bilim araştırma merkezinin de açılışını gerçekleştirdik. Bu ilk defa, elektrikli olunca bir farklılık ortaya koyduk. Bu kadar cazibesi olmazdı. Artık nereye gidiyorum, gideceğim demeyeceksin. Navigosyana bütün haritalar girilecek ve şu nerdeydi demeye gerek yok. Batı bunu halletti. Bizde bunu halledeceğiz. Logo da Lale.

CHP İstanbul'da kongrede Altan Öymen sürprizi Siyaset CHP Beşiktaş İlçe Örgütü seçimini yaptı! 2 aday yarışıyordu... Siyaset Kılıçdaroğlu'ndan şehit ailelerine başsağlığı telefonu Siyaset CHP İstanbul'da Ümraniye ve Kağıthane'de son durum Siyaset