Ebeveynlerdeki 'tükenmişlik sendromu' en az Türkiye'de görülüyor

Abone ol

Belçika'da yapılan araştırmaya göre bireyselliğin ön planda olduğu batı toplumlarında anne ve babalar arasındaki 'tükenmişlik sendromu' oldukça yüksek çıkarken, en az görülen ülke ise Türkiye oldu.

Belçika'da yapılan araştırmaya göre bireyselliğin ön planda olduğu batı toplumlarında anne ve babalar arasındaki 'tükenmişlik sendromu' oldukça yüksek çıkarken, en az görülen ülke ise Türkiye oldu.

Louvain Katolik Üniversitesi'nin 42 ülkede yaptığı araştırmada; geniş aile, komşuluk, mahalle ve dayanışma kültürlerine bağlı olarak ebeveyn tükenmişliğinin en az Türkiye, Küba, Peru ve Tayland’da yaşandığı ortaya çıktı. Ebeveyn tükenmişliğinin en yoğun yaşandığı ülkelerin ise Belçika, ABD, Polonya, Burundi, Fransa, Rusya, Finlandiya, İsviçre ve Hollanda’da olduğu tespit edildi.

“İNSAN İLİŞKİLERİNE ÇOK ÖNEM VERİYORUZ”

Tükenmişlik sendromunu, insanların yorgun ve stresli olması, günlük işlevlerini eskisi kadar yerine getirmemesi olarak tanımlayan İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Canan Tanıdır, “Belçika'da yapılan araştırmaya göre Türkiye’deki tükenmişlik sendromunun az olduğu görülmekte. Bunun nedeni ise ülkemizde büyük aile şeklinde yaşanılması. Anneanne, babaanne, dede, baba, amca, hala, teyze ve dayı gibi geniş bir aileyle yaşamaktayız. Ayrıca, ülkemizde aile apartmanı kültürü de oldukça yaygın. Akrabaların birbirine yakın oturması ve iç içe olması anne ve babaya sosyal destek sistemi sağlıyor. İnsan ilişkilerine çok önem veren bir ülkeyiz. Komşuluk ilişkileri ve arkadaş ilişkilerini de iç içe yaşamayı seviyoruz. İnsanımızın bir sıkıntısı olduğunda bir komşusu ile bir arkadaşıyla bir kahve içerek bunun paylaşıyor. Bu dertleşme kişinin bunalıma girmesini büyük oranda engelliyor” dedi.

“BATI TOPLUMLARI DAHA BİREYSEL YAŞIYOR”

Batı toplumlarının daha bireysel yaşadıklarına dikkati çeken Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Canan Tanıdır, “Avrupalılar, sosyal destek sisteminin ve aile sıcaklığının azalmış olması nedeniyle daha fazla depresyona giriyorlar. Anne ve baba yorgun görünüyorsa muhtemelen umutsuzluk da bu duruma eşlik edecek. Çocukla eskisi gibi oyun oynamayacak. Evde bir sohbet ortamı olmayacak. Anne sadece temel görevleri olan yemek yapmak, evi toparlamak gibi görevlerini yerine getirecek. Ebeveynler mutsuzsa çocuklar da mutsuz olacak. Avrupa ülkelerinde insanlar arası çok fazla temas ve vakit geçirmek yoktur. Günümüzde batılılar ebeveynliğini mükemmel yapmak adına çocuklarını sürekli kurslara götürüyorlar. Bu durum da aileyi hem maddi hem de zaman açısından yoruyor” diye konuştu.

“YAPAY EBEVEYNLİK ORTAYA ÇIKIYOR”

Günümüzdeki ebeveynlerin kitaplar üzerinden anne ve babalık yapmaya çalıştıklarını dile getiren Tandır, “Bu durum batı ülkelerinde ağırlıklı olarak görülse de bizim ülkemizde de yaşanıyor. Bu tarzın sonucunda çocuk yetiştirmede spontane dediğimiz doğal davranma kayboluyor. Aileler biraz daha mekanik davranmaya başladılar. Kitaplarla, kurallarla ve internetten araştırarak ebeveynlik yapmaya çalışıyorlar. Sanal bilgilere çok fazla takılıp kendi doğal yöntemlerinizi ve çocuğun ihtiyaçlarını görmediğinizde yapay bir ebeveynlik ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Pandemide evcil hayvan sahiplenme oranı arttı Yaşam Anne kedi enfeksiyon kapan yavrularını veterinere getirdi Yaşam Vietnam’da 17 senedir karanlık bir bodrumda tutsak tutulan 2 ayı kurtarıldı Yaşam Av cezaları belli oldu: Yaban koyunu vurana 267, yaban keçisi vurana 60 bin lira ceza Yaşam