Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz isyan etti: Herkese ve her şeye öfkeliyim
Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili davanın Suudi Arabistan'a devredilmesine yönelik itirazı reddedilen Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz, karar nedeniyle “herkese ve her şeye öfkeli olduğunu” belirtti.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili davanın Suudi Arabistan’a devredilmesine yönelik tepkiler sürüyor.
2 Ekim 2018'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda katledilen gazeteci Cemal Kaşıkçı davasının önceki hafta Suudi Arabistan'a devredilmesi tartışma yaratmıştı. Avukatı aracılığıyla karara yaptığı itiraz reddedilen Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, karardan dolayı büyük üzüntü duyduğunu belirterek “Yargıç sanki anlaşılamaz bir dilde konuşmuş gibi hissediyorum” dedi. Cengiz, karar nedeniyle “herkese ve her şeye öfkeli olduğunu” belirtti.
"BU, BAŞKA BİR GEZEGENDE YAŞAMAK GİBİ"
Sözcü'nün İngiliz The Times gazetesinden aktardığı habere göre; Cengiz, ilk şaşkınlığı geçtikten sonra çok öfkeli olduğunu kaydederek “Bu, başka bir gezegende yaşamak gibi. Acınız azalmasa da bu konunun anlaşılmasını istiyorsunuz. Sonra bu olanları kabul edemeyeceğinizi haykırmak istiyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Öldürülen nişanlısı için adalet aramanın kendisi için ahlaki ve insani bir görev olduğunu söyleyen Cengiz, “Zaman geçtikçe bu işin ne kadar uzun süreceğini görmeye başladım. Umutsuzluğa kapıldığım zamanlar oldu, hala da oluyor” dedi.
KARARA İTİRAZ ETMİŞTİ
Hatice Cengiz, Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili davanın kapatılmasıyla ilgili daha önce yaptığı açıklamada da “Alınan karar siyasi bir karardır. Hukuki sürece aykırıdır” diye konuşmuştu.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 7 Nisan tarihli duruşmada, Adalet Bakanlığı'nın da olumlu görüşüyle davanın durmasına ve dosyanın Suudi Arabistan'a devredilmesine karar vermesi muhalefetin ve insan hakları örgütlerinin de tepkisini çekmişti. Hatice Cengiz'in avukatı Gökmen Başpınar’ın sunduğu itiraz dilekçesinde Suudi Arabistan’da yargılamanın bittiği ve karar verildiği hatırlatılarak ““Artık mevzu bahis Türkiye Cumhuriyeti devletinin egemenliğidir” denmişti.