Aziz Nesin'in bir hayali daha gerçekleşiyor

Abone ol

Nesin Lisesi kuruluyor. 2020’nin eylül ayında açılması planlanan lisede felsefeye, sanata ve matematiğe özel önem verilecek.

Liseden çok bir “köy”’, bir “yaşam alanı” kurmak isteyen Ali Nesin, Nesin Lisesi'ni anlattı.

Cumhuriyet'ten Figen Atalay'a konuşan Ali Nesin söyleşisi şöyle:

Aziz Nesin’in vasiyeti

-Neden lise açmaya karar verdiniz?

Babamın hayallerinden biriydi. Nesin Vakfı’nın son Yönetim Kurulu’nda “Yapmamız gereken en elzem, en önemli iş nedir” diye sormuştu. Kimse cevap veremeyince kendi vermişti cevabı: İlkokul kurmak.

Babamın vasiyetini harfiyen yerine getirdik. Şimdi hayallerini gerçekleştiriyoruz. Neredeyse hepsini gerçekleştirdik. Bir matematik enstitüsü istemişti mesela. Matematik enstitüsü olmasa da Matematik Köyü kurduk, daha da iyi oldu. Vakfın karşısındaki ve yanındaki arazileri almak istemişti ama parası çıkışmamıştı. Onları da aldık.

Yayınevi kurmak istiyordu kitaplarını basmak için, ama zaman ayıramıyordu. Onu da kurduk. Vakfa havuz istiyordu, tiyatro salonu istiyordu, spor salonu istiyordu. Hepsini yaptık.Türkiye’ye döndüğümün ilk yıllarında ilkokul işine el attım. Hatta arsası, projesi bile hazırdı. Ama fizibilitesini tutturamadım.

İlkokul da sırada...

O yıllardaki Çatalca şimdiki Çatalca değildi. Özel ilkokul o yıllarda Çatalca’da varlığını sürdüremezdi. Bunu tez zamanda anlayıp projeden vazgeçtim. Başarısızlığa hakkım yoktu çünkü. Başarısız olma gibi bir lüksüm yoktu. Bir yandan para kazanmak için cesur olmalıydım, diğer yandan da para kaybetmemek için korkak. Çok zor bir durum. Sanırım alnımın akıyla vakfı yaşattım, üstelik büyüterek, geliştirerek, zenginleştirerek yaşattım.

İlkokul projesini tamamen rafa kaldırmadık. İleride onu da yaparız. Benim zamanımda olmasa da benden sonra yapılır. Şimdilik lisede karar kıldık. Babamın vasiyetini, arzularını, hayallerini, babam diye yerine getirmedik. Çünkü bu hayaller olması gereken hayallerdi, “aklın yolu bir” dedirtecek hayallerdi. Yani hayallerimiz buluştu.

Niye lise? Çünkü 32 yıldır liselilere kitaplar yazıyorum, 23 yıldır liselilere ders veriyorum. Bunu da -ayıptır söylemesi- iyi yapıyorum. Gençleri seviyorum, onlar da beni seviyor. Onlarla iletişimim çok iyi. Ama onlarla bir iki hafta beraber olabiliyorum, sonra ayrılıyoruz, belki bir sonraki yaz yine görüşüyoruz. Ayrıca iyi bir lise de Türkiye’nin bir ihtiyacı. Bu durumda bir lise kurmak kaçınılmaz oldu.

Dünya çapında...

-Toplam maliyet ne kadar olacak? Ne kadar bağışa ihtiyacınız var?

Son dost mektubumda 4-5 milyon lira demiştim. Yanılmışım meğer, 8-9 milyon liraya ihtiyacım varmış. Vakfa komşu araziyi almak için halkımız 10 günde 3 milyon lira bağışta bulunmuştu. Bir lise için bu para toplanır sanıyorum.

-Okulun statüsü ne olacak? Öğrenciden ücret alınacak mı?

Normal lise olacak. En üst seviyeden eğitim vereceğiz, vizyonumuz dünya çapında olmak. Üniversite hocaları da ders verecekler. Felsefeye, sanata ve matematiğe özel önem vereceğiz tabii. Ücret tabii ki alacağız, başka türlü nasıl döndürebiliriz ki, ama ayrıca elimizden geldiğince burs da vereceğiz. Kâr amacı gütmeyen bir kurum olacak, ama kendi kendini döndürmesi lazım. Bir kurumun sonsuza kadar bağışlarla yürümesi çok zor, çok yorucu, ayrıca doğru da değil.

Açılış Eylül 2020

-Açılış tarihi için bir plan var mı?

2020’nin eylül ayında.

-Eğitim felsefeniz ne olacak?

Önce eğitimin amacından söz etmemiz lazım. Her okulun eğitim amacı aynı olmayabilir. Bizim amacımız, öğrencinin içindeki erdemi, cevheri, yeteneği çıkarmak olacak. Tam donanımlı karakterli kişiler yetiştireceğiz. Her ne iş yapacaksa, elinden geldiğinin en iyisini yapmaya çalışacak

Başarıya önem vermeyeceğiz, başarıya ulaşma çabasına önem vereceğiz. Buradan çıkan öğrenciler sadece Türkiye’ye değil, dünyaya değer katan, renk getiren kişiler olacaklar.

Bu amaçlara ulaşmak için her şeyden önce özgürlük lazım. Olabildiğince özgür bir ortam yaratacağız. Sonra öğretmenlerle öğrenciler aynı mekânları paylaşacaklar, dost olacaklar. Aralarında arkadaşça bir usta çırak ilişkisi olacak.

Hobileri olacak

Aslında bir lise değil, bir köy, bir yaşam alanı kurmak istiyorum. Öğrenciler ve öğretmenler ve hatta yöneticiler lisede (yani Köy’de) dönüşümlü olarak çalışacaklar, bulaşıktan temizliğe, bahçeden mutfağa kadar her alanda yardım edecekler. Öğrenmek, anlamak, sorgulamak, düşünmek hayatın bir parçası olacak, bir varoluş biçimine dönüşecek.

Her öğrencinin çok yakından neredeyse profesyonelce ilgilendiği bir alan olacağı gibi (mesela tarih, mesela biyoloji) bir de ayrıca bir hobisi olacak (mesela keman ya da bitki koleksiyonu). Bunlar hayallerim. Gerçekte ne olur, bilmiyorum, göreceğiz.

‘Kendi sınavımızı kendimiz yapacağız’

-Öğrenciler nasıl alınacak? Hangi kriterlere bakılacak? Türkiye’nin her yerinden 8. sınıf mezunlarına açık olacak mı başvuru?

Tabii herkese açık olacak. Kendi sınavımızı kendimiz yapacağız. Şimdilik şöyle düşünüyorum: Normal sınavlarda belli bir puanın üstünde not alan diyelim 150 öğrenciyi Köy’de bir hafta boyunca ağırlayacağız. Onlara çeşitli dersler vereceğiz bu süreçte ve sonunda bir ya da birkaç sınav yapacağız. Başarılı olanları alacağız. Bu yöntemin gerçek hayatta uygulanıp uygulanamayacağını bilmiyorum. Yasal ya da fiziksel imkânsızlıklar olabilir. Ama şimdilik, bu ya da bunun türevleri olan bir sistem düşünüyorum.

Van'da 3, Bitlis ve Hakkari'de 1'er ilçede okullara kar tatili Güncel Palu Ailesi hakkında ürküten tespit: Daha çok örnek göreceğiz Güncel Pozantı'da eğitime kar engeli Güncel Adana'da şaşırtan görüntü Güncel