ABD'de yaşayan Türk profesör tarih verdi: Aşıyla ilgili ne kadar sürede sonuç alınabilir?

Abone ol

ABD'de yaşayan Türk Prof. Dr. Derya Unutmaz, koronavirüs aşısıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Dünya küresel bir salgınla mücadele ederken, insanlar aşı ve tedavi yöntemleriyle ile ilgili gelecek güzel haberleri bekliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, şu an dünyanın farklı ülkelerinde yüze yakın aşı çalışması sürüyor, bunlardan bazıları ümit verici.

Örgütün açıklamasına göre bir çalışma Faz 2, iki çalışma ise Faz 1 test aşamasında. Peki, nedir Faz 1, Faz 2 aşamaları? Aşı üretimi için hangi aşamalardan geçilmeli? Bu aşamalar ne kadar sürer?


ABD’de yaşayan Jackson Laboratuvarı baş araştırmacısı, Prof. Dr. Derya Unutmaz euronews Türkçe'nin sorularını yanıtladı. İmmünoloji (Bağışıklık Bilimi) Uzmanı Unutmaz, aynı zamanda Kovid-19 üzerine de çalışmalar yürüten bir isim.

(Prof. Dr. Derya Unutmaz)

'AŞI GELİŞTİRMEYİ İNSANLAR BİRAZ HAFİFE ALMIŞ GİBİ'

İnsanların aşı geliştirme sürecini hafife aldığını vurgulayan Prof. Dr. Unutmaz, bu durumu şöyle açıklıyor: "Daha bu virüsü henüz anlamamış durumdayız. Henüz nasıl bir bağışıklık yaptığını, geliştirdiğini dahi bilmiyoruz. Ama şunu biliyoruz; birçok insan bu virüsü atlatıyor ve vücudunda bir şekilde bir bağışıklık oluşuyor. Bu bağışıklığın bir kısmı antikorlar ve akıllı füzeler dediğimiz başka savunma mekanizmalarından oluşuyor. Bunları önce çok iyi anlamamız lazım ki aşının prensibi budur. Yani eğer siz virüsü vücudunuzdan atamıyorsanız, o virüs için aşı geliştirmek çok zordur."

İmmünoloji uzmanı Unutmaz şu anki yapılan aşı çalışmalarının mantığını şöyle anlatıyor:

"Örnek vereyim HIV virüsü, yani AIDS virüsü. Kırk yıl oldu ve inanılmaz çalışmalar yapıldı. Biz de bu konuda baya çalıştık henüz aşısı geliştirilemedi. Çünkü vücut bu virüsü nasıl atacağını bilmiyor. Yani o savunma mekanizmamız yok. Fakat Covid-19 için böyle bir şey olduğunu düşünmüyoruz. Önce bunu anlamamız lazım. Şu an yapılan aşı çalışmalarının çoğunluğu şöyle; virüsün yüzeyinde bir anahtar var buna yüzey proteini diyoruz. Bu anahtarın hücrenin kilidini açıp hücrenin içine girmesi lazım. Eğer siz vücudun savunma sistemini aşılarsanız, diyelim ki vücudunuzun savunma sistemi bu akıllı füzeleri üretsin ve bu anahtara bağlansın hücrenin içine girmesini önlesin bu prensip bildiğimiz bir prensip bu bakımdan insanlar bunu deniyorlar."

Aşı ne kadar zamanda üretilebilir? Hangi aşamaların tamamlanması gerekir?

Aşının geliştirme aşamasını birçok şirketin aştığını belirten Unutmaz, potansiyel aşıların yan etkileri üzerinde durulması gerektiğinin altını çiziyor ve şu an yaklaşık beş klinikte denemelerin başladığını söylüyor.


Unutmaz şu an denemelerin Faz 1 aşamasında olduğunu ancak, 50, 100 kişilik gruplarda aşının test edildiğini belirtiyor: "Bu Faz 1 dediğimiz çalışmalar şu anda yapılıyor. Ondan sonra Faz 2, Faz 3 çalışmaları yapmamız lazım. Bunları on binlerce insan üzerinde denememiz gerekiyor. Çünkü şöyle yapacaksınız; on bin kişiye aşıyı vereceksiniz, diğer on bin kişiye aşı içinde olmayan formülü vereceksiniz. Ve bir süre bekleyeceksiniz. O aşı verdiğiniz on bin kişiden sonra kaç kişi tekrar kapacak. On bin aşı verdiğiniz kişiden beş kişi enfekte oldu, vermediklerinizden elli kişi enfekte oldu. O zaman istatistiksel olarak aşı gerçekten bu virüse karşı koruyormuş diyebilirsiniz. Bir de beklemeniz lazım ne kadarlık bir süreçse. Yani özetlemek gerekirse bu aşı çok yönlü. Dünyada bir çok ülkenin ortak olarak çalıştığı bu süreç içerisinde umut verici çalışmalar var. Ama birisi size derse ki biz aşıyı bulduk, üretiyoruz ve bunu uygulayacağız bu kesinlikle mümkün olmayan bir şey."

'AŞININ ÜRETİM SAFHASI ÇOK PAHALI BİR SÜREÇ'

Denemelerin Faz 3 sürecini bitirdikten sonra bir de üretim süreci olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Unutmaz, sürecin ekonomik boyutundan ve risklerinden bahsediyor:

"Bu çok pahalı bir süreç. O yüzden şu an Amerika’ da Johnson & Johnson şirketi bir yatırım yaptı ve 2 milyar dolarlık bir fabrika kurdu. Ama aşının çalışacağını dahi bilmiyorlar. Böyle bir riske girdiler ve Amerikan Hükümeti de destekliyor. Yani aşı çıkmazsa o fabrika yani 1 milyar dolar çöpe gidecek ve biz bunu göze alıyoruz diyorlar. Milyarlarca doz nasıl yapacaksınız? Onun için büyük fabrikalara ihtiyacınız var."

Antikor tedavisi olarak da bilinen 'İmmün plazma' tedavisi nedir?

Bir yandan aşı çalışmaları sürerken, öte yandan Covid-19 hastalarının tedavisine yönelik farklı uygulamalar deneniyor. Antikor tedavisi olarak da bilinen 'İmmün plazma' tedavisi Türkiye'de de uygulanıyor.

Prof. Dr. Unutmaz, tedavinin detaylarını şöyle anlatıyor: "Siz virüsü atlattıktan sonra vücudunuzda antikor, akıllı füzeler oluşuyor. Biz onları birisinin kanından alır, hasta olan kişiye verirsek ona destek sağlamış oluruz. Ama işin komplike kısımları var. Bir kere o kan aldığınız kişide o virüsün hiç olmadığından emin olmanız lazım. İkincisi o kişinin kanında bu akıllı füzelerden yeterli miktarda var mı yok mu onu bilmeniz lazım. Kendine yetecek bir miktar vardır ama siz onu hastaya verdiğiniz zaman yeterli olmayabilir. Bir de hastanın hangi sürecinde bunu vermek gerekiyor? En son süreçte mi, daha erken süreçte mi... Bu çalışmalar ABD’de de 5-6 merkezde başladı. Önümüzdeki haftalar, aylar içerisinde bu çalışmaların sonuçları çıkmaya başlayacak. Çin’den bir iki umut verici küçük çalışmalar çıktı."

'AŞIYLA İLGİLİ İYİ İHTMALLE 1 YIL İÇİNDE BİR SONUÇ ALINABİLİR'

Süreçle ilgili uzun vadede iyimser olduğunu söyleyen Prof. Dr. Derya Unutmaz, aşıyla ilgili 1 yıl içinde bir sonuç alınabileceğini söylüyor. Unutmaz, "Bilim ortamında 30 yıldır bu işlerle uğraşıyorum bu şekilde bir seferberlik ve hızlı ilerleme görmedim. Kendi laboratuvarımızda tamamen yüzde yüz diğer bütün çalışmalarımızı durdurup Covid-19 üzerinde çalışmaya başladık ve gerçekten büyük bir ilerleme var bu konuda çünkü bilgimiz de çok fazla. On yıl, beş yıl öncesinden bile çok daha fazla bu bakımdan hızlı ilerliyoruz ve ben buna uzun vadede yani uzun vade derken bir belki en fazla iki yıl içinde kesin sonuca ulaşacağımızı inanıyorum." diyor.

Prof. Unutmaz, sosyal izolasyonun ve 'seferberliğin' önemini vurguluyor: "Bizim en büyük sıkıntımız şu kısa süre, kısa süre derken önümüzdeki aylar bunu kontrol edebilirsek, bunun içinde herkesin desteğine ihtiyaç var yani bir seferberlik ruhu gerekiyor. Bu sosyal izolasyona uyanlar, bunun bilincinde olan ve bu virüsten gerçekten korkan ülkelerin halkları kontrol etmeyi başardılar. Demek ki bu şekilde de kontrol edilebiliyormuş ama bazı şeylerden fedakarlık yapacağız. Bu bir savaş, insanlığın savaşı, başka seçeneğimiz yok. Eğer bunu başarabilirsek uzun süreçte bu virüsü kesinlikle alt edebileceğimizi düşünüyoruz."

'SİGARA VİRÜSÜN HÜCRELERE GİRMESİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR, RİSKİ 10 KAT ARTIYOR'

Son olarak sigara içenlerin ciddi risk grubunda olduğunu belirtiyor Prof. Dr. Unutmaz. Sigaranın bu hastalıkta birebir bir risk faktörü olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Eğer önemli bir şey yapacaksanız hayatınızda, sigara içiyorsanız, bırakmak olur. Diğer her şey sekonder diyebilirim, birçoğu zaten bizim kontrolümüzde değil. Ama sigara şöyle kötü; iki taraftan kötü birincisi tabi direk olarak Akciğeri etkileyen, sizin solunum hücrelerinizi negatif etkileyen toksin bir madde, yani iki cephede birden savaşmış oluyorsunuz. İkincisi de sigaranın başka bir etkisi var. Virüsün daha iyi replikasyonunu sağlayacak etkisi var bu da şu; bu virüsün kilit kısmı ACE2 dediğimiz bir reseptör var, sigara içenlerde ACE2 reseptöründe artış oluyor. Bu sefer virüsün hücrelere girmesi kolaylaşıyor. Kendi kopyasını yapmasını kolaylaştırıyorsunuz bir yerde. O bakımdan da sigara içenlerde riskin 10 misli daha fazla olduğu söyleniyor. Hem daha ağır hasta olma bakımından hem de bulaşma riski bakımından."

Araştırma: Sigara içenler arasında Kovid-19'a yakalanma oranı daha az

KKTC Sağlık Bakanı: 'Maalesef pozitif vakamız yok' Dünya Trump, kendisini eleştirdiği için doktoru görevden aldı Dünya Merkel'den endişe veren açıklama: Uzun süre bu virüsle yaşamak zorundayız Dünya ABD’de koronavirüs nedeniyle 47 binden fazla kişi öldü Dünya