Hem Sürü Hem Bağışık Olmak Kolay değil İşimiz

KAYDA GEÇSİN En çok satan, en çok izlenen , en çok adı geçen, en çok kazanan , en çok nefret edilen, en çok saçmalayan, en çok yüzsüz Ne varsa son yıllarda...

KAYDA GEÇSİN

En çok satan, en çok izlenen , en çok adı geçen, en çok kazanan , en çok nefret edilen, en çok saçmalayan, en çok yüzsüz

Ne varsa son yıllarda , gözden geçirsek iyi olacak , onlarla yatıp kalktık bulaştık maç maç.

Acaba insanlığın ve bizlerin ne hale getirileceğinin işaretlerini ve azmettiren failleri böylece bulabilir miyiz ? Buradaki acentaları zaten belli ne oldu da ;

Bizden artık sürü olarak bahsediliyor , sürü bağışıklığı pek yakıştırıldı , sonunda Prof Ahmet Saltık isyan etti haklı olarak ve insanlığımızı hatırlattı .

Hakikaten ne oldu ‘Eşrefi mahlukat’ iddiaları , aşk olsun vaz mı geçildi ?

Öte yandan ‘Sürü Bağışıklığı’ ; insan olmamıza rağmen bizde çok güçlü olduğumuz bir nokta gibi gözüküyor ,

Sayın Saltık bağışlasın sürü bağışıklığımız olan bazı konuları sıralamak isterim ;

Maaşallah saçma sapan dizilere karşı sürü bağışıklığı oluştu , öyle ki bilmem ne akşamının vaz geçilmezi deniyor kısa birsüre sonra bir başka vaz geçilmez karşısında dayanamayıp kaldırılıyor , haydi yepyeni bir ‘vazgeçilmez ‘ geliyor , öbürü yolda biri biterken öbürü başlayan dertler gibiler. Övgüler bile aynı sözlerle yapılıyor!

Bizi artık zerra kadar etiklemeyen bu diziler imalatına devam ediliyor.

Tek işine devam eden iflas etmeyen sektör bunlar . Bizde alıştık dizilere karşı sürü bağışıklığımız oldu . Ama maalesef setlerde ekmek parası uğruna çalışanlardan gelen haberler çok hemde çok acıklı ne oldu başkanlar , temsilciler ? Onlarda sürü bağışıklığı oldular herhalde.

Akım derken bokum diyen televizyon şahsiyetlerine karşı da sürü bağışıklığımız oluştu , hatta ne dediği zor anlaşılan artikülasyon bozukluğu olanlara daha önce sürü bağışıklığımız olmuştu , şimdi bir de maske takınca hiç anlaşılmıyorlar ama artık anlaşılmaz sözler söyleyenlere karşı da sürü bağılıklığımız oluştu , hiç etkilenmiyoruz hamdolsun.

Bir müddet kapanma yasağını savunup sonra dizi çekimine giderken trafikten şikayet eden öküzlere de sürü bağılıklığımız oldu, bütün çarklar duracak ama diziler devam edecek sonra trafiğe kızıyor , onada bağışıklık kazandık hala seveni var.

Bütçe görüşlerinde ise haklı eleştirileri sıralayıp sonra konuşmayı bütçeye ‘Hayırlı Olsun, Esenlikler Getirsin’ diye kapatmak devlet rutini diye mi geçiştirilecek yoksa dilini kaybetmiş bir milletvekillerinin hezeyanı mı , madem hayırlı esenlikli neden eleştiriyorsun o zaman? Böyle devlet terbiyesi , böyle muhalefete de sürü bağışıklığı kazandık!

Peki bizler nasıl oldu da böyle bir sürü bağışıklığı ‘olduk’ ?

Mesela son 10 yılda hangi kitaplar satmış , araştırsak bulur muyuz okuduklarımızdan , ya alıp okumuyorlarsa?

Malum her kitap neredeyse artık okunmak değil geliri hayır hasenat , bir kurumu ayakta tutmak için yazılıyor ! hayırsever bir edebiyat bizlerin eseri.

Acaba bu saçmalıklardan olabilir mi , kendi dertlerimize bu kadar uzak kalmış olmamızın nedeni…

Veya Kore Dizi Sanatları olabilir mi , pek yaygın dizi epidemisi Kore apartmaları , dersiz, yazarsız.

Ya da çok kahve içmemiz , malum her yer kafe oldu , son yıllarda menülerde kullanılan soslar da olmasın sakın.

Şeyma’nın Miami’de yaşıyor olması gerçeğini kabullenememek hala orada tatilde demek yani gerçekleri inkar olabilir mi ?

Bizden beter durumda olanları gördükçe rahatlama hissini de kaybettik , kimse yerinde saymıyor ileri gidiyor biz sürü bağışıklığımıza güvenip daha ne kadar yerimizde sayacağız acaba ?

Netflix ‘de harbiden International Emmy Award kazanmış Delhi Crime izledim , bir web televizyon serisi , konu 2012 de Delhi’de haberi dünyaya kapak olan , dehşet saçan hain tecavüz çetesinin hikayesi.

Delhi güvenli bir şehir değil , o nüfusa hiç bir şey yetmez halde üstüne üstlük aymazlık , kötü yönetilme, yoksulluk , kaytarmacılık ve bu koşullarda emniyet güçlerinin adli araştırma için bilimsel , teknik açıdan yok denilecek kadar az imkanlarla bir kadın Polis Komiserinin başkanlığında ekibinin imkansızı başarmasının, faillerin kısa bir sürede yakalanmasının gerçek hikayesi .

Polisler kahraman bu dizide .

Bir otobüs içinde erkek arkadaşıyla birlikte dövülüp tecavüze uğrayıp iç organları deşilerek yol kenarına atılan kurbanın bir istisna olmadığını da öğreniyoruz.

İstisna olan görev sırasında böyle bir hain saldırıyı hazmedemeyen bir kadın emniyet görevlisinin işi biraz da onur meselesi yapıp görevini zorluklara rağmen yerine getirmesi ,

Kanada’ya okumaya ve yerleşmeye gitmeye kararlı kızını ülkesini terk etmemeye iknaya çalışırken üstelik , mesajlar net.

Bu olayların içinden çıkmak kolay değil , dizide aslında toplumun sağlığı , esenliği , güvenliğinin tecavüze uğramayan tam aksi bu davranışları cezalandırma yetkisinde bir kadın kahraman görünce , silikonsuz, makyajsız, marka giysisiz bir oyuncu tarafından canlandırılan ,

meselenin evrensel can alıcı noktasını sinemalarında , dizilerinde yansıtmalarını kıskandım .

Kadın , mesele kadın .

Oyunculuklar, yönetim , çekimler her ödülü övgüyü hak ediyor , Yazan, yöneten yapımcı Richie Mehta , Kanada’lı bir yönetmen !

Umarım bir gün Kabataş’ın yalancılarını filim yapacak bir Kanada’lı yönetmen çıkar , bizden zor, bizimkiler malum kızını , kocasını , karısını kaptıran insan hikayeleriyle ya da psikolojik sorunlarla boğuşan bireylerin çözümlemeleriyle pek meşguller, ekranlar psikiyatri kliniğine döndü ama olsun onlara da sürü bağışıklığı kazandık

Artık bizim adımız Tomas Bunlar Bize Komaz.

Hem sürü hem bağışık olmak ; kolay değil yükümüz .

Sürü Bağışıklığımız Saygıyla Kayda Geçsin Efendim necefugurlu@gmail .com