MEB'de bir dönemin sonu mu?

Başkanlığın Bir Getirisi Olarak, MEB’deki Daire Başkanlığından Sonraki Tüm Bürokratik Yapı Değişiyor Mu?Geleneksel Bürokratın Çalışma Yaşamının Yarısı Bir Üst...

Başkanlığın Bir Getirisi Olarak, MEB’deki Daire Başkanlığından Sonraki Tüm Bürokratik Yapı Değişiyor Mu?
Geleneksel Bürokratın Çalışma Yaşamının Yarısı Bir Üst Makama Gelmek, Diğer Yarısı da Orada Kalmak İçin Geçer

Ülkemizde başkanlık sistemine geçilmesiyle beraber, doğal olarak yeni bir yönetim sistemine geçiliyor. İşte bu yenilik ve değişim, kendini eğitimde de kuvvetli bir şekilde hissettirecektir. Başkanlığın bir getirisi olarak, yeni bir bürokratik örgütlenme modeline geçiş için uzunca bir süredir komisyonlar çalışıyordu.

MEB’de De Bir Dönemin Sonuna Gelindi

Peki, tüm bu değişim, MEB’i ve MEB’in bürokratik yapısını nasıl etkileyecek sorusu, uzun süredir gündemde olan bir soruydu. Devletin tüm kurumlarında olduğu üzere, MEB’de de bir dönemin sonuna gelindi. Yani bürokratik yapılanmanın daire başkanlığından sonraki tüm bürokratik yapısının değiştirileceği konuşuluyor. Anlaşılan yeni bürokratik yapı ve personel rejimi eskisinden çok farklı olacak.

Reformist Ekip ve Ankara Bürokrasisi Tartışması Hep Vardı Aslında

Cumhurbaşkanının ilk göreve geldiği günden bu yana aslında bu bürokrasi tartışmaları pek çok farklı yönüyle hep vardı aslında. Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’dan getirdiği ve reformist diye nitelenen ekip, Ankara bürokrasisinden farklı olarak “özlük hakları, makam, ek gösterge” gibi kavramları pek bilmezdi. Bu vb. pek çok nedenden bürokrasinin değişme direnişini de işin içine koyduğumuzda, birazdan aşağıda ifade edeceğimiz üzere Cumhurbaşkanı da defalarca bürokrasiyle ilgili şikâyetlerini gündeme getirdi.

Geleneksel Bürokratın Çalışma Yaşamının Yarısı Bir Üst Makama Gelmek, Diğer Yarısı da Orada Kalmak İçin Geçer

Şimdi bu konuyu tamamen teorik olarak ele alalım. Bürokrasi kuramlarına göre; geleneksel bürokrat, çalışma yaşamının yarısını bir üst makama gelmek, diğer yarısını da orada kalmak için geçirir. Şimdi durum ve kaygı bu olunca bürokrat, statükodan yana olur, kim güçlüyse ondan yana olur ve o koltukta kalmak için her yolu dener. İşte bu anlayış da reformları ve hızlı hareket etmeyi engeller. Böyle bir yerde kurumsallaşmanın yerini keyfi uygulamalar alır. Buradaki mesele kişilerin değişmesi değildir; sistemi oturtup kurumsallaşmayı sağlamadığınız sürece gelen yeni bürokratlar, bu çarkın bir parçası olup klasik bürokrata dönüşeceklerdir. Ve mevcut sisteme ne kadar nitelikli yeni bürokratları getirseniz de maalesef onları da öğüteceklerdir.

Statik ve Çıkarcı Bürokrasi Yerine Dinamik ve Reformcu Bürokrasi

İşte bu statik ve çıkarcı bürokrasinin yerine dinamik ve reformcu bürokrasiyi oturtabilmek için aylardır komisyonlar çalışıyordu. Ve yine bu klasik bürokrasinin en çok beslendiği noktalardan biri çift başlılıktır. En yukarıdaki çift başlılık anında, aşağıda farklı çıkarlar üzerine kurulu yeni bürokratik kliklere dönüşmektedir. Ve ardından gelsin yeni oyunlar, entrikalar. İşte tüm bunlar; yukarıdaki geleneksel bürokratın çalışma yaşamının yarısı bir üst makama gelmek, diğer yarısı da orada kalmak için geçer sözünü doğrulamaktadır.

Denetimin Tek Elde Toplanması Gibi Bir Yapı

Komisyonlardaki çalışma gruplarının, çalışmalarını bitirmeleriyle sıra uygulama aşamasına geldi. Bu uygulamalarla, üzerinde pek çok tartışmanın yaşandığı, dönem dönem şaibelerin olabildiği, bakanlıklardaki “Teftiş Kurulu Başkanlıkları” nın kaldırılıp farklı bir denetim modeline geçilmesi de gündemde. Denetimin tek elde toplanması gibi bir yapılanmaya gidilebilir.

Bürokratik Oligarşi ve Obez Devlet

Yardımcı statüsündeki kadroların kaldırılabileceği, müsteşarların görevlerini bakan yardımcılarının yapabileceği, Cumhurbaşkanı’nın sık sık gündeme getirdiği bürokratik oligarşiyi ve obez devleti engellemek adına “Genel Müdürlük” vb. tüm kadroların kaldırılması gündemde. Doğal olarak tüm bu değişimler MEB’e de yansıyacak. Yani MEB’de de bürokratik oligarşiye izin vermemek, bürokratik devlet aklını korumaya yönelik olarak tüm genel müdürlük statüleri kaldırılabilecek. Ve bu sistem içerisinde müsteşarlık ve bakan yardımcılıkları, başka bir formata kavuşturulacak.

Daha önceden Cumhurbaşkanı’nın; “Yetersiz kalan hiçbir bürokrat, makamı fuzuli yere işgal etmesin, şahsım üzerinden bürokratik oligarşi inşa edilmeye çalışılması asla kabul edilemez. Bizi bahane ederek kendini kurtarmaya, temize çıkarmaya çalışan herkes, benim gözümde başarısız kişidir. Açık söylüyorum; kurallar, kaideler dışında iş yapan bürokratik oligarşideki herkes sahtekârdır, dolandırıcıdır; bunlara yol vermeyin” sözlerini hatırladığımızda, bu yeni bürokratik sisteme geçilmesi an meselesidir ve bu sistem MEB’e de yansıyacaktır. Yani MEB’de bir dönemin sonuna geldik. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…