Marksist Erdoğdu, Devrimci ROK, Fenerbahçe Senden Başka Kimim Var Benim?

Berat Albayrak’ın istifası sonrası konuşmalar bitmiyor, istifa toplumumuzda sıkça rastlanan bir eylem olmadığı için bir de o yönden heyecan verdi, ‘aa istifa etti, o ne ki ‘ olduk kayalara yapışmış midyeler metaforuna alışığız gelince gidilmez yapışılır .

Ve şimdi herhalde halimize ağlamamız istendiğinden ‘dizi yırtıcıları pardon yaratıcıları’ tarafından imal edilen göz yaşlı traji komediler izliyoruz aslında Borat’tan beter bir durum kendi toplumuna hakaret !

Dizilerde bütün oyuncular paylarına düşen tekli sahnelerde sırayla fik fik ağlatılıyorlar , kimi kuru hıçkırık , kimi hınkırarak , kimi burnunu çekerek , kimi böğürüp , kimi salya sümük , erkek kız fark etmiyor ‘ağla ‘ komutunda başlıyorlar hüngür şakır ağlamaya bu nedir yahu.

İzlemeye çalıştığım bir dizide yatakta yatan cenaze başında sırayla ağladılar , yarı bunak anne geldi üstünü örttü kızının üşür diye , yetmedi defin sonrası mezarı başına tavuklu pilav götürdü ayakları üşür diye yine örttü bu zırvaları 80 milyon beğendi mazeret mi , şayet 80 milyon beğeniyorsa hiç yapmayın zaten , ve hesap yanlış neyse ki kimsenin iplediği yok bu kepazelikleri , sadece oyuncular her rolü oynamazlar hatırlamakta yarar var diyeceğim ama oyuncu olmayanlar için böyle bir sorun da yok.

Bir başka beğenildiği düşünülen format güya birbirine fikren karşıymış gibi yapanların insanlık dersleri verdikleri ‘biz bile bakın helalleştik demeleri , ee siz helalleştiysenizse bize ne kamu yayıncılığında böyle laubaliliğin tanımı bile yok.

Kimileri geri dönmek istiyor ve fakat her yerde iş bulmasına, çalışmasına rağmen kalplere geri dönemiyor , devam etmek istiyor istifa kavramından uzak .

Ve yepyeni numaralarla karşımızda .

Ona bir şey olmadı dediği Özkök gibi.

Ne ilginç bu sözlerin benzeri Bildirici’nin yazısında da var, herkes gitmiş Özkök kalmış nasıl oluyor anlamamış Bildirici !

ROK Helalleşmiş Özkök ile telefonda, ‘telehelal’ , çok tatlılar .

Liberal demokratım diyeceksin sonra helalleşeceksin , ‘ Müslüman Liberal Demokrat Sarıksız Sakallı Devrimci ‘ bu kadar uzun ünvanla siyasi literature geçmek zor .

Aykut Erdoğdu da ROK’dan payını aldı , CHP’nin koyu marksist’i imiş ve çok güzel tartışmışlar , neyi acaba kaçırdım.

Kerensky’nin New Yok Mount Sinai Morningside Hastanesinde ölmeden Hoover enstitüsünde çalıştığını Sovyet Devrimi Wall Street finansörlerini mi tartıştılar da , ben kaçırdım mı Hay Allah.

Kendi ifadesine göre ROK , ordu vesayetini ortadan kaldıran bir devrimciymiş, asker çocukları gelip yalvarmışlar ROK’a adam hapiste yatmasın diye , bunlar söylenmez diyip söyledi .

Yahu ne diyeceğini şaşırıyor insan elimde arşiv var diyor ROK Ergenekon üzerine , vesayeti kaldırmanın sembolüymüş böyle tarifliyor kendini .

Lakin bırak ordu vesayetini ortadan kaldırmayı karı koca Ajda Pekkan ile Semiramis Pekkan vesayetini ortadan kaldıramadınız be , atmayın bu kadar .

Çok acınası bir durum .

Karma ise müthiş ;

Aykut Erdoğdu ,

Özkök ,

Rok

Bir İçim Su Hanım Hadi Özışık başkanlığında bir programda aynı cümlede aynı mevzuu ve fasılda nasıl biraraya gelir demeyin geldiler !

Her diziye lazım mağdur kız çocukları gibi bağrımıza basmamız mı gerekiyor hepsini tam anlayamadık .

Özkök masum demek mi istediler onu da anlayamadık .

Vallahi bu ROK iyi ki bir tane , daha fazla olsa hakkından gelecek mum edecek kaç tane Saffet Sancaklı bulunabilir ki asıl Sancaklı bir tane .

Dert bir değil , Bir de ‘Ulvi Emel’ lerle uğraşıyoruz.

İkide bir ulvi emeller’ lafı da anlaşılır gibi değil hele kamu görevlilerinin ‘ulvi emelleri ‘ görevlerini doğru yapmaktan başka ne olabilir , gizli kapaklı ‘ulvi emeller ‘ ne ola ki , Cumhuriyetin temel prensiplerini korumak yerine kim ne halt karıştırıp ulvi hareket etmiş oluyor, kim bu Ulvi ve Ulviye’ler.

Selahaddinin Kılıcı metaforu ise her derde deva, ama artık kesmeyen , ne kılıcı ne Selahaddin’i….. ABD elçiliğini Kudüs’e taşıdı .

Neyse konu değişsin , genel bir hava var , o da şu :

Ortak suçların, yanlışların, yanılgıların çakma kavgalarının adamlarının bir şekilde birleşip devam etme arzusu derinleşiyor ortamda ,

istifa , ayrılma bunlara yabancı kavramlar hep devam istiyorlar , iyi kazanıyorlar yıllardır .

İstifa bu yüzden telaşlandırdı pek çok odağı . Kimseyi kastetmiyorum ama hepimizin gördüğü bir köy bu .

Ve elbette bu karmaşada en şok edici görüntü Sadık Albayrak’ın Trabzon Sporlulara ayar verdiği masalara vurduğu ‘Benim oğullarım’ başlıklı fevkalade entelektüel bağrışma idi .

Korktuk yahu , Saymaz’ın anlattığı bilge adam kişliğiyle pek uymuyordu.

En iyisi , siz gelin Fenerbahçe TV’de ‘Bizbize programını izleyin , sözünü sakınmayan , ölçüyü seviyede tutan bir program , rahmetli olmuş ve tanıdığım Fenerbahçeli büyüklerin (Amcam ve Babam Akra’lar başta ) izleseler gurur duyacakları ruhlarını şad eden Fenerbahçeli olmaya yakışan bir program.

Fenerbahçe’nin eski yöneticileri , Başkanın başına gelenlerden sonra bir bir ortaya çıkan gerçekleri unutmamak lazım hepsini hatırlatıp taşları yerine koyuyorlar genç adamlar . Bravo .

Fenerbahçeliler sadece sahada top oynayanları izleyen insanlar değildir , gelmiş geçmiş en önemli sivil toplum hareketidir uğraşmak kimseye hayır getirmez, Fenerbahçe birbirini koşulsuz kucaklamış halktır , internet ortamıyla bir harekete dönüşecek filan diyen salaklara mikrofon tutmadan bunu öğretmek yararlı olur . Marka yaratacağız diye saçmalamanın da alemi yok , Fenerbahçe markasının ötesi marka yok , ne Mohikan’ı kardeşim .

Fenerbahçe diyince ben kendimi kaybederim kusura bakmayın bu ortamda ‘Fenerbahçe Senden Başka Kimim Var Benim’ demiyeyim de ne halt edeyim.