Hangi Erdoğan? Hangi Bahçeli?

Recep Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen 2003-2012 döneminde Türkiye'yi birlikte idare ettiler. Gülen cemaati kuruluşundan sonra tüm siyasi hedeflerine bu dönemde kavuştu. Yargıda, askeriyede, emniyette ve bürokraside altın çağını yaşadı.
Ergenekon, balyoz, casusluk, amirallere suikast kumpasları kurularak "Askerî vesayeti kaldırıyoruz" gerekçesi ile AKP+FETO+ Amerika iş birliği ile Atatürk'ün ordusu zafiyete uğratıldı.

Hain terörist başı, 10 Şubat 1998'de Fetullah Gülen ziyaret ettiği Papa ile "Dinler Arası Diyalog" çağrısı yaptılar.

Erdoğan bu çağrıyı yumuşatıp, "Kültürlerarası Diyalog" adı vererek katıldı.
Gel zaman git zaman Erdoğan ile Fethullah hoca efendilerinin, AKP ile FETO Cemaatinin arası açıldı.

- Şubat 2012'de MİT Müsteşarı Hakan Fidan KCK soruşturmaları bağlamında ifadeye çağrıldı,

- Dershanelerin AKP tarafından kapatılma kararı alındı,
- 17 Aralık 2013'de dört bakan hakkında görevi kötüye kullanma ve rüşvet ile suçlandığı soruşturmalar başlatıldı.

- Dönemin Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan ile Rıza Sarraf "rüşvet" suçlaması ile gözaltına alındı.

***

Tekrar Papa konusuna gelelim.

Erdoğan 17 Kasım 2016'da Fethullah Gülen için diyor ki;

- "Bakıyorsunuz rahatlıkla Vatikan ile dinler arası diyalog kurabiliyor. Dinler arası diyalog nasıl olabiliyor? İslam ile diğer dinler arasında bir diyaloğu nasıl ortaya koyabiliriz, bu mümkün mü? Ama bu zat bunu koyabiliyor..."

Erdoğan bu sözlerden sonra sanırsınız ki Papa ile bağlantıları, diyalogları koparacak.
Hayır, elbette koparmıyor tam tersi olanı yandaş medya şu başlıkla duyuruyor;
- "59 yıl sonra bir ilk! 05.02.2018 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Papa ile görüştü..."
Haber de şöyle;

- "Erdoğan, Papa'ya eski İstanbul'u 24 parçada tasvir eden minyatür İznik çinisi ile Mesnevi'nin İtalyanca ve İngilizce baskılarını hediye etti.
- Papa da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a barışı simgeleyen madalyon takdiminde bulundu.

- Erdoğan ile Papa görüşmesinde, Kudüs'ün, BM kararları ve uluslararası hukuk tarafından belirlenmiş statüsünün muhafaza edilmesi gerektiği vurgulandı. Yabancı düşmanlığı ve İslamofobi ile ortak mücadeleye değinildi, dinleri terörle ilintilendirmenin yanlış olduğu belirtildi."
Peki, "Dinler arası diyalog" konusu nerede?
"Tık" yok...
***
Irak ziyaretinde bir stadyumda 10 bin kişilik ayin düzenleyen Papa'ya, tören öncesi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani ve Başbakanı Mesrur Barzani tarafından hatıra pullar verildi.

Papa figürüne yer verilen bir pulda, Papa'nın başının arkasındaki "Sözde Büyük Kürdistan" haritasına Hatay, Sivas, Erzurum, Kars gibi birçok kentimiz dahil edildi.
Erdoğan'ın 2018'de ziyaret ettiği Papa ile Irak'ı ziyaret eden aynı Papa:

- Yani Papa Françesko aynı Papa...

Türkiye'nin topraklarının işgalini gösteren pulu alan Papa'dan tepki var mı? Yok…
AKP iktidarına bakalım:

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan tepki var mı? Yok…
- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan tepki var mı? Yok…
- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan tepki var mı? Yok…
AKP'nin kayıtsız şartsız destekçisi olan MHP'ye bakalım;
- Devlet Bahçeli'den tepki var mı? Yok…
Peki;
Erdoğan hangi Erdoğan? Bahçeli hangi Bahçeli?
Neden sessizler?
***
Anayasanın, "Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri" başlıklı 104. Maddesini dikkatle okudum, aradığımı maddenin olmamasına da çok şaşırdım.
"And içme" başlıklı 103. Maddesinin girişinde bulduğum cümle şu:
- "Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma..."
And'ın "tarafsızlık" ilkesine uymayan ve "Türkiye'yi bölen haritalı Papa puluna" neden sessiz kaldığını anlayamadığım Erdoğan'a çağrım var.

"Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruma" andının gereği olarak;
- Papa'ya; "Aldığın o pulu derhal yırt at" demelisin...

- Barzani'lere ise; "Türkiye'den özür dileyin, yoksa o pulu da o haritayı da kafanıza çakarım" demelisin...
Ayrıca demem o ki;
- Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan bürokratik açıklama öfkemi asla dindirmez.