Sordunuz söyleyeyim!

Sık ve sıkı okurlar sordular, soru- cevap disiplininden gelen bir eğitimci olarak köşemden yanıtlayacağım dedim. Niye mi yazıyoruz? Memleketin iyiliği, insanımızın unutmaması için desek mi?

Koşa koşa, bağıra çağıra, göz göre göre, güle oynaya gelenleri gündemde tutmak için desek mi?

Yalnız ve güzel ülkemizde yapayalnız ve kendi başımıza olduğumuz için desek mi?

Konu bulmakta zorlanmadığımız, konu bolluğundan geçilmediği için desek mi?

Memleket sathında esmek, gürlemek, yıldırımlar saçarak konuşmak, bağırıp çağırmak, ayar verip parmak sallamak, ses yükseltip tonunu ayarlamadan bağır bağır yüklenmek son yılların siyasi ritüeli olduğundan ucundan kıyısından dokundurmak için desek mi?

Toplumsal cinsiyet eşitliğinde dünyanın en zayıf karnesine sahip ülkelerle yan yana anıldığımızı, 20 yılda 10 bakanın değiştiği, liseye geçişte 5 ayrı sistemin denendiği eğitimin vahim tablosunu görenlere, görmeyenlere, duyanlara, duymayanlara, başta çiçeği burnunda 16 bakana yöntem, strateji, izlenecek yol belli midir diye sormak için desek mi?

Sorudan girip siyasetten çıkarken, ülkenin hali pürmelali ve muhalefetin kayıtsızlığı ve kaygısızlığı ortada iken başka ne yazılır ki, başka ne yapılır ki desek mi?

AKP’nin devr- i iktidarında adaletle, yargıyla, eğitimle, sağlıkla hizaya çekilen çekileneyken, ortada kimler var ya da kimler yok sorusu ortada iken başka ne merak ve yazı konusu olabilir desek mi?

Tam da burada soru cevap bölümüne ara verelim ve gelin başat gündeme dönelim!

Saraylar sarayın, özelleştirme yetkisi Beştepe’nin, gizli ödeneğin tek sahibi CB’nın, askeri arşivler başkanlığınsa, yine aklınıza gelen tüm kurullar ve kurumlara ait söz söyleme hak ve yetkisi Erdoğan’a verildiyse! Ne yapmalı? Evet, ne yapmalı?

Başta hazine ve maliye olmak üzere Merkez bankası, kamu bankaları, Gelir İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasa Kurulu, Darphane, Damga Matbaası, Piyango İdaresi, PTT, TÜİK, TMSF damada bağlandıysa! Financial Times; “Erdoğan, ekonomiye aile sorunu yaptı” başlığıyla çıkıyorsa! Kayınpeder damadı için; “Bu işi çok daha seri derleyip toparlayacağına ve başarıyla yürüteceğine inanıyorum” diyorsa! Nedeni ve nasılı için değil, laf ola beri gele de olsa bir insanın bunca yükün altından nasıl kalkacağı sorusuna yanıt arayalım.

Birbiri ardınca çıkarılan fermanlar, kararnameler, buyruklar, beratlar sayesinde kayıtsızlık duvarına toslayıp düşenler çoğalıyorsa, acı ile öfke arasında gelgitler yaşanıyorsa, sonrası hep bir sükûtsa bu konuya kitlenelim.

Kız çocuklarına yönelik fetvalar, sanatın başına gelenler, kaçırılan çocuklar, artan kadın cinayetleri, yoğun iş kazaları, laik eğitimin dışlanması, açmazlarla artan sıkıntılar, işsizlikle gelen dertler dağ gibi yığılıyorsa bu sorunlara zaman ayıralım.

Ne yapmalı? Evet, ne yapmalı? Siz sordunuz aklımın erdiğince ben de yazdım…

Etiketler
Ordu