SBK'nın Kongo'sunda Erdoğan'ın ne işi var?

Üç Bakanın Yüce Divan'a gönderilmeden Meclis'te AKP oylarıyla kurtarılmasının perde arkasını dönemin AKP milletvekili olan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ açıkladı.

"Sayın Davutoğlu, Erdoğan ile görüştü. 3 Bakanın Yüce Divan'a gitmeleri konusunda mutabakat sağlandı" diyen Özdağ şunları söyledi:

"Sayın Davutoğlu 3 Bakanı Çankaya Köşkü'ne davet edip konuşurken, bu sadece benim görüşüm değil, bu Cumhurbaşkanının da görüşü diyerek şunları söyledi;

- 'İstifa edeceksiniz, Yüce Divan'a gideceksiniz, eğer temizseniz aklanıp geleceksiniz, eğer temiz değilseniz mahkûm edileceksiniz ve cezanızı çekeceksiniz.'

Komisyona gelmeden önceydi. Çünkü komisyon çalışmalara başladığı zaman, komisyon başkanı Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü ile Sayın Cumhurbaşkanı'nın bir görüşmesi oldu.

Komisyon kurulduktan sonra Sayın Erdoğan ile bir çatışma yaşayan Sayın Davutoğlu, Sayın Cumhurbaşkanı'na diyor ki;

- 'Hani mutabık kalmıştık, hani bunlar Yüce Divan'a gideceklerdi? Ama bunlar Yüce Divan'a gitmemişler, siz Hakkı Köylü ile görüşüp komisyona havale etmişsiniz bunu. Bunlar komisyona gitmişler.'

Komisyonda AK Parti'nin oy çokluğu var ve ellerini kaldırdıkları zaman aklanıyorsunuz.

Bunlar komisyona bile gitmeden 3 bakan hep beraber bir basın toplantısıyla şöyle diyeceklerdi;

- Biz Yüce Divan'a gitmek istiyoruz.

Sayın Davutoğlu'nun bunlara empoze ettikleri yol buydu.

Bunu yapmadıkları gibi Sayın Davutoğlu'na şöyle demişler:

- 'Biz Yüce Divan'a gitmeyiz... Gidersek arkamızda kimin olduğunu söyleriz…'

Soru: Arkalarında kim olabilir?

Özdağ; Sayın Davutoğlu onlara şöyle söylüyor:

- Arkanızda kim varsa gidin yargıda söyleyin bunu da sonuna kadar takip edelim…"

Soru: Sayın Erdoğan'ı mı işaret ediyor? Bu anlaşmayı kim bozuyor?

Özdağ; "AKP milletvekilleri önce gönderelim diyorlar, böyle bir temayül oluşuyor. Orada neler oluyorsa oluyor ve bunlar Yüce Divan'a gitmiyorlar."

Soru: Komisyon üyesi Ayhan Sefer Üstün ne diyor?

Özdağ; "Sayın Üstün şöyle diyor:

- 'Ben arkadaşlarla konuştum, Yüce Divan'a göndereceğiz. Ama sonradan dediler ki biz karar değişikliği yapıyoruz, biz bunları Yüce Divan'a göndermeyeceğiz, buradan Meclis Genel Kurulu'na indireceğiz.'

Meclis'te oylama tarihi üç defa değiştirildi.

Sayın Davutoğlu'nun bu oylamada yurt dışında olması sağlandı.

Meclis'e geldi sonra bunu tekrar geri çektiler.

İkinci kez geldi tekrar geri çektiler.

Sayın Davutoğlu'nun Londra'da programının olduğunu bildikleri için o güne denk getirdiler.

Çünkü Davutoğlu, AKP milletvekillerine oylama öncesinde açık ve net şekilde şöyle diyecekti:

- 'Yüce Divan'a gitsinler.'

Belki de çoğu milletvekili o şekilde oy kullanacaktı.

Ama başbakanın, genel başkanın o gün orada olmamasından istifade ettiler.

- Bu bir operasyondu,

- Bu bakanları koruma operasyonuydu,

- Onları Yüce Divan'a göndermeme operasyonuydu.

AKP'nin en büyük kırılma noktası bu bence."

Soru: 3 Bakanın Yüce Divan'a gönderilmemesinde sorumluluk kimin?

Özdağ; "AKP'nin iktidar olduğu günden bugüne kadar tüm kararları Erdoğan almıştır.

Tüm sorumluluk da onun."

Demokratik Kongo

Değerli okurlarım,

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20-23 Şubat tarihleri arasındaki Afrika turu dikkatimi çekti.

Birincisi şudur;

Dünya ülkelerinin gözü Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline çevrili iken Erdoğan'ın bu gezisinin zamanlaması yanlış değil midir?

İkincisi şudur;

İlk durağı olan Demokratik Kongo ziyaretine dikkat çekmek istiyorum.

Demokratik Kongo'da ne var ki, 2020 senesinde Sezgin Baran Korkmaz (SBK) bu ülkeye gidip yatırım yapıyor?

Bu ülkede ne var ki, Ocak 2021'de Sezgin Baran Korkmaz ABD tarafından aranan Saleh Assi ile Paris'ten kalkıp bu ülkeye gidiyor ve sonrasında bir şekilde tutuklanmadan Paris'e geri dönebiliyor?

Bu ülkede ne var ki, AKP Genel Başkanı ve yandaş iş insanları bugün bu ülkeyi ziyaret ediyor?

AKP Genel Başkanı'nın heyetindekilerle dün-bugün-yarın o ülkeye özel uçaklar ile gidip dönen iş insanlarının iyi incelenmesi gerekir.

Çünkü:

132 milyon dolarlık kara para aklama suçlamasıyla yargılanacağı açıklanan Korkmaz'ın Londra üzerinden gittiği Kongo'da gözaltına alındığı ve Türkiye'nin Kinşasa Büyükelçisi Salih Boğaç Güldere'nin, devreye girerek serbest bıraktırdığı iddiası hâlâ açıklığa kavuşmadı.

SBK'nın kimin ya da kimlerin parasının emanetçisi olduğu ve tüm ilişkileri bu ziyaret sonrasında ortaya çıkabilir mi?

Soruyorum; SBK'nın Kongo'sunda Erdoğan'ın ne işi var?