Saadet 'hayır' dedi Erdoğan yine yıkıldı

Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu üyesi Oğuzhan Asiltürk ile görüşen AKP'li cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Saadet Partisini Cumhur İttifakına katabilmek için büyük çaba gösteriyordu.

Asiltürk'ün vefatından sonra Erdoğan'ın atacağı adımlar merak ediliyordu.

Ancak bu kez görüşme talebi Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'ndan geldi.

Hemen bir yargı oluşturmadan şunu vurgulayayım:

- Bu ziyaret Temel Beyin liderler turu kapsamında yapılan bir görüşme oldu.

Yani Oğuzhan Beyin vefatından sonra AKP ile Saadet Partisi arasında ilk başbaşa temas dün sarayda yapıldı.

Temel Karamollaoğlu daha önce de;

- Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ile görüştü…

Karamollaoğlu dün saraya 3 önemli şapkası ile gitti:

- Genel Başkan,

- Yüksek İstişare Kurulu Başkanı,

- Milli görüş Vakfı Başkanı…

Son iki görevin sorumlusu merhum Oğuzhan Asiltürk idi…

Siyaseten değerlendirmek gerekirse Temel Bey'in eli dün yaptığı ziyarette çok daha güçlüydü.

Şimdi gelelim görüşmenin perde arkasına.

Erdoğan ve Karamollaoğlu Türkiye'nin sorunlarını konuşmuşlar.

Herkesin merak ettiği konu ise şüphe yok ki şudur:

- Saadet Partisi Cumhur İttifakında yer alır mı?

Saadet Partisi kulislerinden görüşme sonrası aldığım kulis bilgisine göre;

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu yine "Hayır" demiş…

Temel Bey bu konuda Erdoğan'ın daha önce yaptığı girişimleri de reddetmişti.

Saadet Partisi "Güçlendirilmiş Parlamenter Rejim" ilkesinden taviz vermeden anlaşılan o ki Millet İttifakı ile yoluna devam edecek.

Temel Karamollaoğlu'na gelince;

İktidar gücünü bir parti genel başkanının elinin tersi ile itmesi kolay kolay mümkün değildir ki;

İlkeli, net tavırlı ve demokrasiye bağlı tutumu ile Temel Bey, Saadet Partisinin oylarını çok yükseltecektir.

Değerli okurlarım,

Lütfü Türkkan çıktı bir siyasetçiye yakışır şekilde herkesten özür diledi ve İYİ Parti Grup Başkanvekilliğinden de istifa etti.

Şimdi Erdoğan ve Bahçeli kalktılar Türkkan'ın partiden ihracını istediler. Soruyorum;

- Birbirinize ettiğiniz ağır hakaretler nedeniyle birbirinizden özür dilediniz mi?

Erdoğan'a soruyorum;

- "Ananı al da git" dediğin çiftçiden,

- Danışmanının tekme attığı Somalı vatandaştan,

- Şehitlerimize "Kelle" demekten,

- Bebek Katili şerefsiz Öcalan'ın mektubunu yayınlatmaktan,

- Terörist Osman Öcalan'ı TRT'ye çıkartmaktan,

- "Affedersiniz Ermeni" demekten,

- "Cemevi cümbüş evidir" demekten,

- "Bunlar ateist, bunlar Zerdüşt" demekten,

- Cumhurbaşkanı merhum İsmet İnönü'yü "Hitler" benzetmenden,

- Başbakan merhum Bülent Ecevit'e "zavallı, yaşlı, fiziken çökmüş, bitmiş, bakın her tarafı kırılıp dökülmeye başladı, artık çelik korselerle duruyor, ölümün ertelenmesi hayatın yaşandığı anlamına gelmez" demekten,

- Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel'e "otur da bey zannetsinler, ayakta duramıyor, çete kardeşliği yapıyor, çetelere kefil oluyor" demekten,

- TBMM başkanı Hüsamettin Cindoruk'a, "ulan kendine gel, terbiyesiz, beyni sulanmış, be ahmak" demekten,

- Deniz Baykal'a "virüs, işe yaramaz, düzeysiz, çirkin, seviyesiz, dönek, kaba, ahlaksız iftiracı, kayışları eskidi, gülünç, çamur, çete avukatı, mafya avukatı, hukuk dışı örgütlerin avukatı" demekten,

- Kemal Kılıçdaroğlu'na, "cibilliyetsiz, yüz karası, seviyesiz, bahtsız bedevi, kirli dudak, Pensilvanya maşası, Kandil ortağı, katil Eset'in arkadaşı, DHKP-C avukatı, eli kanlı darbeci, cani ruhlu, soysuz, tinerci, çapsız, sığ, şizofren tip, ahlak yoksunu, cahil" demekten,

- Devlet Bahçeli'ye "vampir, kan emici, ırkçı, kafatasçı, şehit sömürücüsü, ağzından salyalar akıyor, köksüz, alçak, adi, cahil, çirkin, bilinçsiz, hasta kafa, Pensilvanya ortağı, eşkıya, bostan korkuluğu, zihniyle dili arasındaki kayış koptu, evladı yok bunun, aile nedir bilmez, çoluk çocuk nedir bilmez" demekten dolayı özür diledin mi?

Başka sorum yok…