İsrail ABD'yi ikiye böldü!

Ramazan ayının sonlarına doğru İsrail’in saldırılarının artması ile dünya gündeminin konusu İsrail-Filistin çatışmasına döndü. Hemen her sene bu çatışmalar bir nedenle gündem oluyordu. Ancak bu sefer özellikle batı dünyasında tartışmalar olağandan fazla olmuş gibi gözüküyor. Bunun ise birkaç sebebi var.

Trump sonrası ABD-İsrail ilişkileri

Trump’ın dış politikada en çok önemsediği ilişkilerden birisi İsrail’leydi. Trump’ın başkenti Kudüs olarak tanımasının yanı sıra İran ile mücadelesinde ve Filistin sorununda koşulsuz yanındaydı. Biden hükümetinin Obama’ya benzer İran ile anlaşmalı bir ilişki yürütmesi İsrail’i rahatsız ediyordu. ABD’deki Yahudi lobileri Biden’ı daha anlaşılabilir bulsa da İsrailliler Trump’ın kazanmasını istemekteydi. Durum böyle olunca Ortadoğu’daki en güçlü partnerini kaybetmek istemeyen Biden’ın bu konuda İsrail’e destek vermekten başka çaresi yok.

Biden İsrail’e “terörle mücadelesinde” tam destek açıkladı. Dahası Birleşmiş Milletlerin ateşkes çağrısına hayır diyen birkaç ülkeden biriydi. Biden hükümeti kendini ne kadar sevimli ve barışçıl olarak tanıtsa da bu tarz bir tepkiyi bekliyorduk. Ancak dönem değişti. Artık insanlar dünyanın bir ucunda olan bir zulmü saniyesinde telefonundan izleyebiliyor. Daha geçtiğimiz sene polis şiddeti yüzünden ciddi protestolar yapmış ABD’nin liberal kesimi seslerini çıkarmamaları durumunda gülünç duruma düşeceklerini biliyorlardı. Bu nedenle Demokratlar arasında ciddi bir bölünme olarak açıkladıkları ama benim o kadar keskin görmediğim birtakım tartışmalar başladı.

Biden’ın destek açıklamasına tepki gösteren dönemin trend siyasetçisi Alexandria Ocasio-Cortez’di. Cortez’in hitap ettiği taban düşünüldüğünde konu bu kadar gündem olmuşken farklı bir tepki vermesi beklenemezdi. Ancak hem kendisinin hem benzer görüşteki arkadaşlarının İsrail gündem olmadığında lobicilerle yakın faaliyetler içinde bulunması ciddi tepki çekiyordu. İsrail’i eleştirmek “sosyal medya trendi” olmadığı zamanlar konuya çok daha yumuşak yaklaşıyor, “hepimiz kardeşçe yaşamanın bir yolunu bulalım” gibi suya sabuna dokunmayan yorumlar yapıyordu. Tüm dünya liberallerinin en sevdiği çevreci Greta Turnberg bile “ben İsrail’e de Filistin’e de karşı değilim şiddet olmasın” gibi bir laf etmişti.

İsrail sever Cumhuriyetçiler

ABD’nin muhafazakar kesimi hep yakındığı sosyal medya linçlerini konu İsrail olunca kendine silah edinmişti. İnsanların düşünceleri yüzünden işinden olduğu yeni çağın hastalığı iptal kültürü bu sefer de Associated Press’te çalışan solcu gazeteci Emily Wilder’i vurmuştu. Wilder, Filistin yanlısı sosyal medya paylaşımları yapmış, İsrail’i koşulsuz destekleyen sağ gazeteleri eleştirmişti. Yaşadığı yoğun linç ardından Wilder işinden kovuldu.

Medya’daki ayrışma giderek büyüdü. Siyasetle ilgili olmayan medya kuruluşları bile İsrail’i kınayan paylaşımlar yaptılar. Aynı kuruluşların İsrail ayakları bu açıklamaları eleştirdi. Birçoğu sonradan bütün paylaşımlarını silmek durumunda kaldı. Özellikle Associated Press çok zor durumda kalmıştı. Filistin’deki binaları İsrail saldırısında yıkıldı.

İşin sonunda öyle bir noktaya gelindi ki hangi taraftan olursa olsun herkes bir şekilde linçe uğruyordu. Filistin Asıllı ünlü model Bella Hadid Filistin’e destek açıkladığı için linç yerken Demokrat siyasetçi Andrew Yang de İsrail’e destek açıkladığı için linç yiyebiliyordu.

Tepkilerin Filistin’e faydası

Sosyal medya linçleri ve İptal kültürü bireylerin kariyerini bitirse de kurumların politikalarını değiştirmede pek başarılı sayılmaz. Yaklaşık 10 yıldır ABD merkez nizamı tarafından etkisizleştirilen solun İsrail’in saldırgan politikalarına karşı verebileceği ciddi bir tepki yok. İsrail toplumunun %75 kadarı saldırıların devam etmesinden yana. Bunun ötesinde kuruluşundan bugüne İsrail’in hep arkasında durmuş, uluslararası mecralarda yaptırıma uğramasını engellemiş ve askeri açıdan donatımını sağlamış ABD’nin arkasından çekilmek için bir sebebi de yok. Daha da kötüsü Biden’ı veya başka bir siyasetçiyi tutumunu değiştirmesi için zorlayabilecek bilinçte bir sol muhalefet artık mevcut değil.

Biraz cesur liberaller İsrail’i kınarken ve daha az cesurları “şiddet olmasın” mesajları atarken aklıma “geçmişimizle yüzleşiyoruz” diyip parçaladıkları heykeller geliyor. Geçtiğimiz haftalarda CIA yeni bir reklam klibi yayınladı. Azınlıkların nasıl kendi organizasyonlarının parçası olduğunu vurgulayan “sevimli” bir klipti bu. CIA gibi dünyanın her yerinde yürüttüğü operasyonlarla milyonların canını yakmış bu organizasyon artık günümüz sol siyasetine uygun bir yapısı vardı. Artık Güney Amerika’da darbeci generalleri siyah kadınlar eğitecek, Orta Doğu’da rastgele bir köye drone saldırısını LGBT bireyler yapacaktı! İşte bu ayrımcılık karşıtı hareket nasıl CIA ve tüm güç odakları tarafından destek görüyorsa ve azınlıklara bir fayda sağlamıyorsa ABD’deki cılız Filistin yanlısı mesajlar da üst orta sınıfın kendini iyi hissetme ritüellerinden öteye gitmeyecek.

Maalesef ezilen Ortadoğu halkları için değişen bir şey yok. Haftaya başka bir yazıda görüşmek dileğiyle, iyi hafta sonları efendim.

Etiketler
Filistin İsrail