AKP'nin ve Saray'ın 'Sardırma' siyaseti

Bugüne kadar "İP" diyordu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve sonunda "İYİ Parti" dedi. Bununla da yetinmedi ve Meral Akşener'e, "… Derhal ve çok kısa süre...

Bugüne kadar "İP" diyordu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve sonunda "İYİ Parti" dedi. Bununla da yetinmedi ve Meral Akşener'e, "… Derhal ve çok kısa süre içinde evine dönmesi doğru ve tutarlı bir davranış olacaktır. Evinde rahatı ve huzuru bulacaktır…" dedi.

Aynı saatlerde CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de, "Kurultay'da tuvaletin yanında oturtuldum. İktidardan da muhalefetten de şikâyetçiyim, parti kuracağım" açıklaması yaptı…

Kulisler hareketlendi.

Yandaş medya senaristleri Saray'dan aldıkları akıl ile "CHP ve Millet İttifakı dağılıyor" yorumları yaptılar.

Bahçeli durur mu İnce ve CHP için dedi ki;

"CHP iktidar hedefini falan bırakıp, girdiği tünelde karşısından gelen tehlikeli ışığa kafa yormalıdır. Bu ışık kurtuluş değil, şiddetli çarpışmadır, dağılmadır, parçalanmadır…"

Peki, Bahçeli'nin, "Evine dön" çağrısı ne anlam taşıyor?

- Akşener'in siyaseti bırakıp evinde emeklilik yaşaması mı?

- Yoksa MHP'yi evi olarak göstermesi mi?

İYİ Partili Ümit Dikbayır Bahçeli'nin çağrısına şu yanıtı verdi:

"Biz zaten evimizdeyiz... Başkalarının kuyruğuna takılıp, evin yolunu kaybedenler düşünsün…"

İYİ Parti lideri Meral Akşener Nevşehir'in ilçelerini ziyaret ederken Hacıbektaş ilçesinde Bahçeli'nin "evine dön" çağrısına şöyle yanıt verdi:

"Siyasi magazin konularında konuşmayı ve siyasetçilerin ita amiri gibi parmak sallama pozisyonunda olmayı siyasi nezaketle hiç bağdaştırmadığımı söylemek istiyorum.

Sayın Bahçelinin en önemli özelliği kendisinin ısrarla altını çizdiği nezaketidir.

Türkiye'nin özellikle ekonomiyle ilgili problemler yaşadığı dönemde üzerine salgın yaşadığımız dönemde esnafımızın, işçimizin, işsiz gençlerimizin, tarımımızın birçok problemi varken, milletin sesini duymak yerine, o sese bir cevap vermek yerine siyasi magazinle meşgul olmasını hiç hoş bulmadığımı söylemek isterim.

Sayın Erdoğan'a şunu söylemek isterim: Lütfen ortağınızı bize sardırmaktan alın, gerekli ilgiyi gösterin lütfen. Bizim derdimiz millettir, milletin sesidir."

Değerli okurlarım,

Kasım 2019'da Türk siyasetinde, "Saraya giden CHP'li kim?" bombası düştü.

Hiçbir siyasetçinin adının geçmediği bu bomba özel haberi duayen gazeteci ağabeyim Rahmi Turan köşesinde patlattı.

Rahmi Turan kimsenin adı-sanı olmayan bir kulis haberi bir iddiayı yazınca ortaya tek birisi çıktı:

Muharrem İnce…

Ağır kelimelerle CHP genel merkezini suçlayan İnce özetle şöyle tepki gösterdi:

"Cumhurbaşkanlığı seçim gecesi üretilen dedikoduların hepsi CHP Genel Merkezi'nde üretilmiştir. Partideki küçük bir grup üretmiştir. Bu grup dedikodu üretmeye devam etmektedir.

Bu kumpasçılar CHP'de bir prangadır."

Değerli okurlarım,

O günlerde yaşananları biliyorsunuz.

Rahmi Turan, köşe yazısında ise hata yaptığını, özür dilediğini vurgulayarak haber kaynağını açıkladı:

Gazeteci yazar Talat Atilla…

Muharrem İnce parti kuracağını açıklayınca aradığım Rahmi ağabeyim şunları söyledi:

"O günlerde beni linç etmek isteyenler bu yeni durum karşısında mahcup olacaklar mı?"

Gazeteci yazar Talat Atilla'nın "Külliye'ye giden CHP'li vekil" iddiası bir ay Türkiye'nin gündemini işgal etti.

O gün Talat Atilla'ya sadece CHP'liler değil iktidara yakın neredeyse tüm gazeteci ve siyasetçiler adeta linç girişiminde bulundu.

"CHP'de çete var" diyen İnce'ye "çete varsa bir de lideri olmalı. Kim bu çete lideri?" diye soru soramayan sağ/sol tüm siyasetçi ve gazeteciler, Atilla'ya basın tarihinde görülmemiş bir taleple "haber kaynağını açıkla" diye yeri göğü yıktılar.

O dönemde Atilla'nın, İnce'ye yönelik sorduğu bir soru çok kritikti.

Atilla, İnce'ye "9 Kasım gece saat 01.15 de neredeydin?" diye sordu.

İnce'nin bu soruyu 8 aydır yanıtlayamaması çok ilginç.

Öyle ya, İnce "9 Kasım gece 01: 15'de şuradaydım" deseydi, bu tartışma başlamadan biterdi.

İncenin 8 ay sonra yapacağı açıklama ne kadar inandırıcı olabilir onu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Sürece bakınca sormadan geçemiyorum doğrusu:

- Yoksa gazeteci Talat Atilla haklı mıydı?

Değerli okurlarım

Akşener "evine dön" sözü için Bahçeli'ye yanıt vermedi ama cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "…Bir kez daha söyleyeyim, Sayın Erdoğan ortağınızı üzerimize sardırmaktan alın…" diye çağrı yaptı…

Akşener haklıdır.

- Devlet Bahçeli'yi Meral Akşener'e ve İYİ Partiye "sardıran" AKP ve Saray siyasetidir,

- Muharrem İnce'yi Kemal Kılıçdaroğlu'na ve CHP'ye "sardıran" AKP ve Saray siyasetidir,

Çünkü:

Doğu Perinçek'e ve Vatan Partisinin oylarına dahi muhtaç hale gelen AKP / MHP koalisyon ittifakı hızla oy kaybetmekte, çökmektedir.

Etiketler
Saray