'Gavur', Seda Sayan, Simit Saray ve Taha Akyol

KAYDA GEÇSİN Öncelikle , bizim kültürümüze asla yakışmayan kaba bir kelimedir ‘GAVUR’ Lugatlarımızda ifade ettiği , ‘ Müslüman olmayan, özellikle Hıristiyan...

KAYDA GEÇSİN

Öncelikle , bizim kültürümüze asla yakışmayan kaba bir kelimedir ‘GAVUR’

Lugatlarımızda ifade ettiği , ‘ Müslüman olmayan, özellikle Hıristiyan, Avrupalı, batılı, dinsel inancı olmayan, dinsiz kimse.’ anlamı yetmiyormuş gibi bu anlamları daha da genişlettiler.

Artık bizden olmayan ne varsa ‘Gavur’ !

Ama Kore dizileri, yenilen içilen , giyilen öteberiler , lokantalar, menüler , aldığımız enerji, teknoloji , borç harç hariç , onlar ‘kardeş ‘ !

Ayrıca kainatta kendi kendini yalnızlaştırma kampanyası yürüten tek ülkeyiz herhalde , pek yakıştırdık kendimize yalnızlığı .

Bu ‘yalnızız’ saçmalığına nedir o salya sümük duygusal anlamlar yüklemeler ?

‘Yanlız Ülkem’ lafını duyunca çok müthiş , cesur bir laf söylenmiş ‘gavuru’ dize getirmiş zaferin sahibiymişiz gibi ayakta alkışlamalar , gözyaşlarını tutamamalar filan , ki gözyaşı uyar bu ağlanacak halimize de, bence başka taraf ağlarsa tabii…

Bu saçmalara takviye olarak ‘Kol kırılır yen içinde kalır ‘ daima iffetli , dürüst , sadık vatandaşların mottosu olsun istenmiştir.

Kadınlara dayak, küçük kızlara nikah, okullarda çocuklara taciz, iş yerlerinde kadınlara sarkıntılık bunları örtbas ede, şaşırtmalar vere, kimse duymasın diye diye , diye ne kol kaldı ne yen !

Ülkende başına ne gelirse gelsin daima bunu saklayacaksın , asla yabancılara şikayet etmeyeceksin , burada konuşabilirsin ama yurt dışında asla .

Aslında burada da konuşamazsın da, ayrıca burada konuşunca oradan duyulmuyor mu , hele bu çağda !

Evinden iki laf söyle dünyanın dört bir yanı duyuyor , yeter ki sana baktıklarında insan, lafa baktıklarında akıl ,mantık, ortak çıkar görsünler !

Ayrıca uluslararası anlaşmalara imza koyan , söz veren bir ülke kolu yen içinde nasıl gizli tutacak ?

Ülkenin propogandası güzel, iyi ama gerçek olanı öne çıkartarak olur , ‘Bize haksızlık yapılıyor yalnızız ….çoook yanlız ‘ diye uluyarak olur mu be .

İnsan bu yolla ülkesini tam aksi savunamaz hale gelir .

İletişim, bilişim enformatik gerçeği karşısıda bu yüzyılda nasıl kol kırılacak ve yen içinde kalacak ?

Artık vatanhainliğine de bahane olamaz ‘Gavur’ a konuşmak .

Hainlik başka şey , zaten eğer ülke sırlarına ulaşıp , ifşa eden varsa bu bir dizi görev ihmalini de içermez mi ?

Hukuk gereğini yapar, devlet önlemini alır. Bireylere mi kalmış hüküm vermek .

Ancak bu işler , açık etmeler çağın buluşları , yani bilgisayarlar yoluyla yapılmış ise o zamanda bu üstün yetenekleri ziyan etmeyip ülke çıkarları için yararlanma yoluna gidiyorlar, hacker diyip geçemeyiz. Devletleri için çalışıp dünyayı sallıyorlar.

Yoksa hiç bir şey artık saklı kalmıyor , zaten Allah’ın bildiğini kuldan saklama huyu çok fena bu ülke Müslümanlarının !

Bir de buna ‘Kol kırılır …’ ilave edince işin iyice aptalca boku çıkıyor .

Seda Sayan’ın geçenlerde Londra Simit Saray’ının kapısı önünde yere kapaklandığı ( ünlülerin şimdilerde yaygın uygulaması ‘falling star’ ) resmi yayınlandı .

Bu masum paylaşımdan , Seda’nın Londra’da Simit Saray’ı kapısına kapaklanmış resminden , vasat bir gazetecinin bile araştırmalarıyla öyle çok yere gitmesi mümkün ki…. Çağ böyle bir çağ , öyle kol kırılıp yen içinde kalmıyor .

Bıraktım Seda’nın gezileri, yurtdışı seyahatlerini ortada birde kapaklanmayı seçtiği ticari bir mekan var ! Malzeme bol !

Gazeteciler gerçekten araştırmak isterlerseler tabii… ki böyle bir istek yok ve bu şartlarda bizlerden tasfiye edilen gazetecilerin arkasında ağıt yakmamız isteniyor !

Elbette gerçekten araştıran veya araştırmışları tenzih ederim , hele aralarında bu uğurda ölenleri rahmetle anmaktan başka ne gelir elimizden …

Köşe yazarlığı , TV programları , hatta nedense CNN Türk TV genel müdürlüğü bile yapan Sayın Akyol’un Demirören Medyasından ayrılışı sebebiyle kaleme aldığı veda yazısı gazeteciliğin geldiği noktayı adeta kayda geçirmiş .

Bunca işinin arasında Sayın Akyol için en zor olan ‘Veda ‘ etmekmiş .

Allah uzun ömürler versin Taha Bey’e, sanki ‘Ölüm Döşeğinde Hayata Veda Ediyor ‘ gibi olmuş veda yazısı , evlatlarına vedası , Allah ömürler versin , Zeynep ve Fatıma yerine Mustafa ve Ertuğrul eksik kalmış , bakın ne diyor Sayın Akyol :

“Yazarlıkta en zor olan, veda yazısı yazmaktır. Hele de yıllarca birlikte olduğu okurlara, yıllarca çalıştığı kurumlara veda etmek daha bir zordur. Bugün bu zor vedayı yapıyorum. ‘

Yazarlıkta en zor olan dal gazetecilik , araştırma yapmak, halka gerçekleri aktarabilmek için bu uğurda ölümü göze alabilmek ve yazıya dökebilmektir zannederdim .

Gazeteciler , televizyoncular , kameramanlar, teknik ekipler hele sahadakiler muharip askerler gibi savaş alanları , zorlu riskli bölgelerde haber uğruna risk alıyorlar, gaz yemekten yıllar sonra hasta olanlar, yaralananlar saymakla bitmez, hep haber vermek uğruna, kime bize.

Bütün bunları yapmasalar oturarak gazetecilik yapanların zaten işleyecek hammaddeleri de olamayacak , istihdam da sağlıyorlar.

Sayın Akyol’a göre bütün bunlardan daha mı zor ‘veda’ etmekte , Yoksa sahadaydı da bu saydıklarıma mı veda etmek zor gelmiş pek anlaşılmıyor .

Hiç biri değilde , kendi gazetesine, kendi kanalına, kendi köşesine kendi belgeseline veda etmes ise zor olan , bence bunu yazmak daha zor olmalı !

Hiç bir şey sonsuza kadar sürmüyor , miraslar kalıyor (legacy) önemli gazetecilik yapmışların bıraktıkları miraslar insanlığa ışık oluyor , efsane oluyorlar.

Simit Sarayı, Seda, Taha Bey ….

‘ kırık kol yen içinde ‘ gidiyoruz gündüz gece , nereye , erişecek menzil yok bu gidişte .

Saygıyla Kayda Geçsin , Elimizden Gelen Budur necefugurlu@gmail.com

Etiketler
Saray Seda Sayan Taha Akyol