Güçlüye haddini bildirmeden bu ahlaksızlık nasıl bitecek?

KAYDA GEÇSİN Ahlak dersi verenler çoğaldı , nasihat veren taraf olunca kendi ahlaksızlıkları perdelenecek zannediyorlar , asgari zeka ve yetenek altı olup...

KAYDA GEÇSİN

Ahlak dersi verenler çoğaldı , nasihat veren taraf olunca kendi ahlaksızlıkları perdelenecek zannediyorlar , asgari zeka ve yetenek altı olup medyada tutunmak mümkün ama yetmez , arsız , kurnaz aklı ve işbirliği şart !

Asıl sorun bazı ünlü yapılmış şahsiyetlerin güç gösterisine son verme kararının verilmesi , çünkü bunlar üstelik ülkeye hizmet etmiş , etmekte büyük vatanseverler olma iddiasındalar , bir yerlere güvenip sallamadan gösterilecek bir cüret değil .

Yurtseverlerin görmesi gereken gerçek ise , halkı adeta zincirlerle birbirine bağlayan , dengesizleştiren, umutsuzlaştıran cehalet , açgözlülüğün, ahlaksızlığın yani bu derin alavere dalaverinin özünü teşkil etmesi.

Özellikle medyada vasıfsız işçi gibi her işi yapanlar var , asıl eğitimini gördükleri meslekleri hariç her işi yapıyorlar , oyunculuk başta, yaptıkları işler başarısız olunca sanki övünmek için o diplomalar alınmış gibi !

‘Ben hukukçuyum’ , ‘ekonomi okudum ‘, ‘doktorum ‘ , ee iyi o zaman okuduğun işi yap , heves ettiğinde başarılı değilsin bu işler için yetiştirilmiş olanlarında önünden çekil , beceremediği işten para kazananlar ülkesi yaptılar memleketi .

Bu okumuşlar grubu birde bunlarla aynı yerde buluşabilen sokaktan gelmeler var , yani eğitimli eğitimsiz fark etmiyor.

Haber sunar, şarkı söyler, şiir yazar, birden doğa üstü güçlerle veya uzayla irtibata geçer, yorum yapar, filimde oynar, dizide görünür , yönetir, yemek programı yapar , roman yazar , tv eleştirisinde bulunur , tasavvuf erbabı olur derken lokanta açar batmak gibi bir sorunları olmadığı için arkadaşlar her işi yapıyorlar , ne demokrasi ama ! … Hatta her sene bir villa almak için dileneni bile var . Uyduruk işler cenneti oldu memleket.

Karnını doyuracak parayı kazanmak için işçi pazarında ‘her işi yaparım’ diyen yoksulun çaresizliği değil bunlarınki , çok paraların şelaleden aktığı bir sektörün para yağmuruna ters şemsiye açanları olmaları .

Artık ‘Şirinlik’ leri de sökmüyor , sevimsiz oldular .

‘ Bana da bir artık düşer diye masa kenarında bekleyen besili meyhaneci tekiri gibiler ne gerçek hayatlarında ne işlerinde rol kesebiliyorlar, etkileme sıfır , anlaşılan o ki sadece birbirlerini etkiliyorlar ! Bu kısım çok önemli , hala ayakta kalmak için ne bayat numaralar yapıyorlar, komploya maruz mağdur numarası başta olmak üzere .

Kendi akraba hısım , tanıdık tekir çetesine bağlı olanlar dışında kimseye kılçık gitsin istemiyorlar kendi klanlarıyla geziyorlar suç ortaklıkları bu zehirli ortamın dostluk bağıdır aşkıdır ! Dostluk dedikleri budur ha başka bir şey anlaşılmasın .

Kollektif bir kabiliyetsizlik , değersizlik, bayağılık içinde müthiş bir dayanışma !

Devlet dağılın demeden dağılmazlar , bunları dağıtmaya artık devlet gücü lazım.

İşte böyle bir ortamda kadınlar sosyal, insani, hukuki bakımdan erkeklerin eşiti olduklarını ve hak ettikleri işleri yapmak için erkeklere cinsel taviz vermek zorunda olmadıklarının büyük mücadelesini vermeye çalışıyorlar .

Bu gibi işlere tenezzül etmeyenler ise asıl büyük haksızlıklara uğrayanlar.

Bu güçlü düzeneğin karşısında boyun eğmezse kaybedeceğini anlayan zavallı kadınlar kimi zamanda çaresizlikten boyun eğiyorlar .

Mesela , ‘temsil misal’ şehrin ortasında bir barın tuvaletinde göklere çıkarılan bir ünlü pislik tarafından tecavüz edilen ve çığlıkları o rezil kadar utanmaz arkadaşları tarafından toplanan para karşılığı susturulan gariban kadın mı konuşacak , bu duymayan kalmayan inanılmaz olay olmuş mudur , yoksa aralarından birinin vicdan azabından anlattıkları yalan mıdır , kadın anlatsa inanan olur mu ?

Eşinin ünlü baskınları ve şerrinden kaçmak için erkek çalışanları üstüne kontratla garsoniyer tutup yine kendisine çalışan kadınlarla buluşan yöneticiler mi konuşacak , ‘ kadınlar bana aşık sandım asıl ben keklendim , asıl ben mağdurum’ diye ,

Yoksa şöhret , servetlerini bu ilişkilere borçlu olan kadınlar mı konuşacak , ‘Ay ne yapayım mecburdum dişimi sıkmaya , yoksa bir halt olamazdım ‘ diye …

Ya da evliliklerini para için devam ettiren , her boynuzlandığında teselli mükafatı ikramiye alan boynuzlu eşler mi anlatacak , ‘ İş yeri bastım duvar yıktım üstüne yine bir şey olmadı , bende parayı aldım boş verdim ‘ diye …

Eşine yakalanmamak için çalışanına tekne aldırıp çareyi sevgilileriyle denize açılmakta bulan Korsan ruhlu zampara kim herkes biliyor , alay konusudur ama kim konuşabilir , kadın açıklar mı teknede içimiz dışımıza çıktı diye , bir daha iş bulamaz zaten soyunmadan yaptığı hiç bir iş tutmadı , yine de her sene birşey kırıp sarılıyor uyduruk muyduruk . Kadının hizmetleri bununla sınırlı değil elbet !

Bu düzenek negatif seleksiyon yaptırır , hak eden değil hak etmeyenler üzerine kurulu olduğundan kalite de üretemezsin .

Bir de yıllardır kendilerini alkışlatıyorlar , hele hele bazılarının bin yaşına gelince hayli geniş yürekli eşleriyle ideal aile pozları müthiş , iki yüzyüzlü ahlakın torunlu tosunlu resmi !

Bu madalyonun çok yüzü var , al gülüm ver gülüm tarafı bunu kazanç yolu yapmış utanmazlık bunlara saygı göstermekle toplumsal bir defo olarak devam ediyor , asıl mağdur olan bu işlere direnenler , bir manada kaybedenler onlar .

İşi karıştırmasalar kimsenin ahlakını tartışacak halimiz yok , birde ahlak dersi verince olmuyor , üste birde vatanseverlik , o o o ….

Hoş habire eşkiyadan kahraman yaratmaya çalışan dizileri yıllardır izliyoruz, ‘ama kadınlara saygılıymış’ ‘yoo uyuşturucu işine girmezmiş’ ‘öldürürmüş ama süründürmezmiş ‘ Silah işi yapmış fakat büyüklerine saygılıymış , el öpermiş , küçüklerine bayramda para verirmiş ‘ aferin size , bir hukuk kahramanı yaratmak yerine habire eşkiya güzellemesi utanmazlığı ne kazandırdı şu ülkeye .

Topyekün bir korkusuz döküntülük , iyiden uzaklaşma , ancak devlet gücü baş eder.

Taciz, sarkıntılık , cinsel ayrımcılık kadına sarkmayı hak gibi gören erkek yapısı, ‘Erkektir yapar’ diyen anlı şanlı kadınlar hep bu döküntü dünyanın eseri ve milyarderi .

Darwin’n doğal ayıklama , güçlü olan ayakta kalır teorisi bizde altüst oldu be ,

Darwin’i yıktı bizimkiler , kabiliyetsiz, ahlaksız ve zayıf olan ayakta kalıyor iyiler dümdüz !

Bunlara karşı yeni bir zihniyet oluşturmak kolay değil ve çoğu zaman ciddi zirai tedbir isteyen bir iş .

Ama önce kararlılık .

Hamile kadın sokağa çıkmasın diyeni savunan ,

veya ‘Ben iki cinsim’ diyen şarkıcıyı kötü örnek diye ekrana çıkarmayacağını söyleyebilen ve sanki izleyip heves edince çift cinsiyetli olunabileceğini düşünen cehalet ne kadar okumuş olursa olsun hikaye.

Beyan esastır diye kadın ağzından en olmayacak Kabataş yalanları uydurup kadınların ellerindeki değerli bir argümanı bir koca yalana heba eden , bu fitneli yalanı savunan kadını meclise taşımak , gördüm kadına yapılanları diyen yalancıyı tasfiye edememek bu zihniyetin devamının garantisidir , görelim bunu , sizde görün artık başta AKP’li , CHP’li, MHP’li, bütün partili , partisiz kardeşler.

Açık konuşalım ABD’ de ‘ biz kadınlara , erkeklere, çocuklara ne istersek yaparız ‘ diyen güçlere karşı başlatılan bir mücadele süreci var .

Nagehan Alçı haklı , bu bir devrimdir .

Yanında, yakınında değiliz.

Yanlız kendisini en güçlü zanneden , benim diyen adamları çizmekle başladı bu devrim , hiç bir gücü olmayan yaptırımı olmayan bir garibanla değil , üstelik çizilenler çok başarılı adamlar öyle üfürükten başarı değil .

Büyük bir maddi - manevi güçten bahsediyoruz , uluslararası çapta !

Taviz veren kadınlar ise çoğunluğu hem yetenekli hem oyunun kuralı bu diye taviz vermiş kadınlar filim endüstrisinin gurusu Weinstein olayından söz ediyorum . Kadınların hepsi itiraf yarışındalar.

Bir diğeri Fox’u var eden ve Trump seçim kampanyasında yer almış alanında başarı sembolü , yenilmez Roger Ailes idi , öyle mi o da dümdüz edildi , adam ne olduğunu şaşırdı , tasfiye edileceği aklından geçmiyordu , ansızın kalpten küt diye gitti.

Ve Kevin Spacey gibi sıradışı bir kabiliyet resmen silindi , daha önce Roman Polanski kendisini ülkesi dışına zor attı ve hala giremiyor .

Bu bir karardır , devlet’in kararlılığı böyle en güçlüye haddini bildirerek oluyor .

Yoksa her sette , her işyerinde , sokakta , okulda , metroda, havada, karada her yerde sıradan sırnaşık adamlara her gün aslan gibi kızlar hadlerini ne pahasına olursa olsun bildiriyorlar , ortalık öyle başı boş filan da değil.

Haysiyetli kadın sayısı da zannedildiği gibi az değil , bu iş başı açık , örtülü de fark etmez , kadının haysiyetlisi , haysiyetsizi vardır .

Yılışıklar yanlız kızlara mı erkeklere de sırnaşır , cinsiyet ayırmaz bunu da not edelim ! Yüz bulamadığı zaman neler yapabilir şaşarsınız . Meydanı boş bulduklarında yaptıklarının ölümle sonuçlanan felaketlerini görüyoruz.

Belki bir gün bunların gerçek hikayesini de tacize uğramış genç erkekler yazar . Şimdilik kendileri yazıyorlar !

Asıl mesele gücü elinde tutanlara gücü yeten bir kararlılıktır .

Savunmasız kadınlara , erkeklere , çocuklara yapılanlara dur demektir.

Perdelemeyi önlemektir , devlet kurnazın perdesini isterse indirir, ve o perde indiğinde hangi Kral geçinenler Çıplak görürüz.

Bu haysiyetsizliğe devlet ortak olmaz ve istediği an dur der.

ABD ‘de olan budur . Neden şimdi, bunca zaman neden susuldu ayrı konular.

Devlet resmen savunmasız karşısında güçlü olana haddini bildirmiştir, ve bildirmeye devam etmektedir.

Devlet savunmasız , kimsesizlerin kimsesidir, nokta .

Sıradan yılışıklarla , güçlü tacizcileri birbirinden ayıralım .

Taciz edilmeye gönüllü olanlar , mecburiyetinde kalanlar ve direndikleri için mağdur olanları da ayıralım .

Kadınlara yapılan tacizlere dünya çapında artık dur denilen bir dünyada iş Türkiye’ye gelince fena halde hız kesiliyor .

Bu artık geçiştirilecek veya mevcut düzeneğin işine gelir şekilde , yamultulacak kurgulanacak bir iş değil .

Saygıyla Kayda Geçirelim, Elimizden Gelen Budur.