Kadın sünnetçi olur mu, itibarı olmayana PR’la itibar konur mu?

KAYDA GEÇSİN İtibar’ı meta zori hak edilmeden verilebilen veya ucuza kapatılabilen ve çok kar getirilen bir kelepir olarak düşünmek bana sağlıklı gelmiyor...

KAYDA GEÇSİN

İtibar’ı meta zori hak edilmeden verilebilen veya ucuza kapatılabilen ve çok kar getirilen bir kelepir olarak düşünmek bana sağlıklı gelmiyor .

Gücün bahşedebileceği cömertlikte yetmez itibarlı olmaya .

Her devre göre değişen , biri gidip biri gelen güçlü adamların karşısında soytarılık yapanların değişmemesi aynı kalması bir toplum için asıl korkunç olan !

Siyasetçisini değiştirebilen ama soytarılarını değiştiremeyen demokrasinin kalitesi olur mu , değişim mümkün mü adama sen daha soytarılarını değiştiremiyorsun demezler mi ?

Devlet elbette işine yarayanı kullanır , soytarı moytarı ama kullanışlı diye hiç çizmemek , itibar vermeye kalkmak hele popüler medyayı artık etkileyemez hale geldikleri bariz bir düzeneği ayakta tutmak devlet aklıyla bağdaşmıyor , neyse vardır bir bildikleri ve zamanı devlet benden akıl alacak değil.

Beş paralık itibarı olmayan insanlara itibarlıymışlar gibi muamele edilirse belki biraz gayrete gelirler bu arada işe yarıyorlar diye düşünülüyor olabilir.

Lakin incir çekirdeğini doldurmayan sebeplerden büyük büyük laflarla itibar yönetmeye kalkmalar yeni bir PR şekli olarak başka bir başarısızlık çünkü etkisiz.

Artık klişe olmuş sırayla herkese uygulanan bazı başlıklara bakalım bunlar sürekli devrede kişiler isimer önemli değil ;

‘Sözünün arkasında ‘ , neymiş bu sene TV’lerde yokmuş , ne var bunda filim, kampanya, reklam gırla şart mı dizi hele son 2,3 dizisi dizleri üstünde zar zor sürünmüşse ve ‘ısrar’ faslından devam etmişse ee bir sonu olacak elbette çekilmekte yarar var .

‘Geri Adım atmıyor’ , vay vay vay hani duyanda siyasi bir duruş sergiledi bir açlık grevi , bir direniş filan başlattı geri dönmüyor sanır ! Ne kahramanlık hevesidir bu , sevgilisi ile barışmıyor hadise bu .

Marjinal çıkış …. Vay VAy Vay Kimsenin dile getirmediği doğruları mı dile getirmiş , yoo paparazzi gazetecilere çemkirmek, dayılanmak yaptığı !

Ne iddialı cümleler bunlar , bu gayretkeş cümlelerin nedeni itibar kazandırma PR’ları !

Oynadığı rolün mesleği ile de ilgili değildir itibar , manav oynasan ne olur , yılan oynatıcısı , yunus terbiyecisi ya da köpek dövüştüren , hikayeler korkak , zayıf , taraflı ve kötü dialoglarla hem topal hem kör gitmeye kalkıyorsa ne itibarı yahu .

İtibar başarı ister, huyu bu, başarı ile ilgi görmeyi bu kadar karıştırmak hayra alamet değil.

Oysa oynanmamış ne öyküleri var bu ülkenin , oynasanıza sendikalaşmak isteyen bir dok işçisinin hayatını , sonunda ideallerinden tam aksi geldiği yeri , veya bir kadın kahraman hikayesi , mesela gazeteci Leyla Tavşanoğlu kitabını okuduğumda dudaklarım uçukladı okumadınızsa yaşam hikayesini belki ilham verir ‘Manşet Yalısının Kızı’ kitabını tavsiye ederim , masaya yumruk atabilen , dünyayı dizayn edenlerin ilk ismiyle hitap ettiği ‘Leyla anlamıyorsun bu asrın projesi ‘ diye bağırdığı zaman karşılarına dikilebilen tuhaf bir kadının hikayesi, hele medyanın bu kitabı kendi tarihini gözden geçirmesi bakımından atlaması beni çok şaşırttı, TRT yok Osmanlı Hafiyesi, Yok tokadı uğraşacağına nasıl kapmaz herkesten önce hayret , sağlam iş aşama ve itibar isteyene , özellerde ise böyle işlere tutturup tuttuğunu koparmaya ancak Gülben’in gücü yeter de nedense o da kolayında işin , habire single sosyal sorumluluk ve mingle ! Kurtaramadı kendini aşklardan , oysa 3 büyük aşkı var gerisi hikaye birde işi olsa fena mı !

Orta yaşı geçince acımasız iş adamının kafasına yolda yürürken saksı düşer ve birden iyi adam olur gibi senaryolarla ne yapıyorsunuz yahu !

Çok itibarsız günlerdeyiz , her alanda .

Hele o yazlık dondurma yalarken mutluluk pozları PR’ı , bu pozu vermeyen kaldı mi ? Hiç estetik değildir ve erotizm’in burlesque versiyonudur. Yalamayın ayıp, iyi durmuyor hani başka taraf yalanınca görülmüyor hiç olmazsa .

İtibar başarıdır , gerçek başarı . Sorun sanki burada yatıyor gerçek başarı yerine avanta başarıyı koyunca PR desteksiz ayakta kalınmaz

PR’cılarda ne yapsın elde avuçta olanlar bu olunca !

Prestij itibar isteyen reklamlar ise hayatı ucuzlukla geçmiş insanlara yaptırılınca insanın o mücevherin sahiciliğinden , makarnanın pişip pişmeyeceğinden , dondurmanın içinden jilet çıkıp çıkmayacağından emin olamıyor !

Bir bok yapmışta sanki ekibine teşekkür de çok müthiş itibar hamlesi oluyor, sen önce o ekibine sigorta yaptırt , her bölüm paralarını alsınlar , onların seninle iş yapmak için mazeretleri evlerine ekmek götürmek senin teşekkürünün ne ?

Velhasıl itibarınızı başkalarının eline bırakınca kontrol sizden çıkar , ama insanın kişiliği hep kendi kontrolü altında , bu güdümlemek isteyenlerin hoşlanacağı bir şey değil , yavşak tercihtir her zaman , yavşakların aynı zamanda itibar sahibi olma merakı işi bozuyor ,kasmayın yahu seçimim bu deyin yürüyün yok illa saygın olacaklar , her şeyi aynı anda istiyorlar , alıştılar şımarıklığa.

İtibar kaybını kabul etmek pek çoğunu özgürleştirecek farkında değiller, para şöhret elden kaymasın ve aynı zamanda saygın olayım diye sinir topu halindeler ve komik oluyorlar.

Hele bozacının şahidi şıracı yantiri dostluklar , toplu gezinmeler , kimsenin yediği yok PR’cılarda, tekrar söyleyeyim ne yapsın bunlara ne uyduracaklarını şaşırdılar.

Itibarı olan iş yapın , çok mu zor yahu yapmayacaksanızda ki bu tamamen seçim ve kapasiye meselesi canınız sağ olsun susun yürüyün ama susun bırakın bu numaraları artık.

Kadınlarda da kabahat var , hoşça , vakit geçirmeyi itibarlı adamlarla zor bir hayata tercih edince bunların yanında kadınların her yaş gurubundan biri gidiyor biri geliyor .

Eskisi yenisiyle tanışıyor , sonra en yenisi geliyor tam harem hayatı !

Her parasızlık, her işsizlik, her yasak, her cefa ile ve her ‘kaybedişlerinde’ büyüyen , itibarlı insanlar var , onlarla ayaktayız , döküntülerin itibarına pek de ihtiyaç yok , niye bu kadar takıp illa onuda istiyorlar , ilginç olan bu zorlama .

Konuyu değiştirelim kalp kırmayalım sonuçta onlarda insan ;

Bergüzar Koral yeni saçlarıyla imaj değiştirmiş , görünce fofoğrafını Meltem Cumbul sandım , niye gerek gördü anlamadım demek rol modeli Meltem , bu iyi bir şey çok yakışmış. Ben herkesin hakikisini tercih ederim şahsen ama yedeği de fena olmaz.

Sina Koloğlu TV eleştirmeni , alanındaki pek çok kimseye benzemez çünkü müzisyenliğinin dışında okuduğumuz kadarıyla dümdüz eleştiri yapan bir TV gazetecisi , programı yok , bildiğim kadarı eşi yapımcı değil, kızları dizilerde oynamıyor bunlar kötü şeyler anlamında söylemiyorum , ailece işin bir tarafında olup sonra TV eleştirmeniyim diye gezmenin bir itibarı yok. Sina öyle değil.

Sina’nın baba rahmetli Doğan Koloğlu Çetin Altan uğruna hapis yatmış bir yazı işleri müdürü , hatta Rahmetli Çetin Altan Cumhurbaşkanı tarafından affedilir çıkar Doğan Bey Çetin Bey’in yazısı yüzünden yatmaya devam eder, itibarlı Babıali Efsanesi bir gazeteci, amcası Orhan Koloğlu çok değerli tarihçi, araştırmacı yazar , aydın , ekranlara çıktı mı ortalık gerçekten yıkılır işte buna itibardan yıkılma deniyor ve Sina Koloğlu böyle itibarlı insanlardan aldığı bir soyadının yükü altında ezilmemiş bir adam .

En son yazısını okuyunca gülmekten bayıldım , itibarı yine yerinde de aklı da öyle mi bir an tereddüt geçirmedim değil ‘Nurgül Yeşilçay’ın gençliğini Kayra Zabcı oynayacak ‘ diye yazmış !

Yahu Nurgül Yeşilçay daha gençliği oynanacak durumda değil, ancak çocukluğu olabilir , okuyanda sanki Nurgül, Türkan, Fatma, Hülya ‘nın dördüncüsü zannedecek , zımba gibi kadın yahu .

Kaldı ki bu üçli bile hala Maaşallah gençliklerini kendi çocukları değilse saçlarını iki yandan örgü yapıp kendileri oyanayacak enerjideler !

Eski filimlerinde de hep yaparlardı , saçlar iki yandan kurdele ile tutturulur ‘İni mini itsi, pitsi şarkısı eşliğinde sekerek yürüdün mi al sana gençlik !

Ne yaptın Sina , bizlen kafa bulmak senin hakkın olmayacakta kimin olacak elbette, çok yaşa çok güldürdün yıllarca sakladığın mizah yönün dayanamayıp çıktı ortaya ! Durmak yok devam ….

Bu arada Özkök ve Albayrak polemiğinde Nuh Bey cevabi yazısında Özkök’ü iyi kızartmış, ‘well done’ diyorlar galiba iyi pişince …. Yazıyı okumanızı tavsiye ederim http://www.star.com.tr/yazar/abdnin-o-cocuklari-gunumuzde-ne-kadar-da-cogalmis-yazi-1370171/

Albayrak’ın yazısında kendisine linç yapıldığı sitemi bölümü beni üzdü, bu ülke son yıllarda linç çığırından çıkmasına rağmen henüz her bir dalında insanların sallandığı ‘Strange Fruit’ şarkısına ilham olan linçlerin ağaçlarda ‘garip meyveler’ açtırdığı Missisipi değil , kendi adıma o dalda sallanırım ama kimsenin lincin izlemem büyük söylemiyeyim .

Lakin Sayın Albayrak bir zamanlar ‘yönetiminde yeniden yapılanan Türkiye Gazetesi güçlü yazar kadrosuna önemli bir isim daha kattı ‘ diye yeri göğü bir Kabataş yalancısı ve bir filmi , filim yazarını linç etmek için yapmadığı provokasyon edepsizlik kalmayan baş linçciyi , yaptığı röportajları çalıştığı müessese dışında nerelere gammazladığı hayli şaibeli bir medya mahlukatını ala yı vala ile transfer etmiştiniz.

Doğrusu sizden ummazdım , sonuçta siz bir mühendissiniz, yani somuttan soyuta yolculuğunuz , Ertuğrul Özkök ise sosyolog, soyuttan kendi ve patronun somutuna oldu yolculukları ,müesses nizamın aslında değişim filan iddiası olmayan laikliği hedonisme bulayan, bazı saf çocuklar tarafından benzenilmek istenmeyi becermiş , insanları yok sayarak herkesi neredeyse ‘Ertuğrul kabul ederse varım , görmediyse öyleyse yokum ‘ safsatasına inandırmış, zengin olmuş , kötü pozcu , oyuncağı elinden alınınca sağa sola salan mızıkçı tatlı sıradan bir memleket evladı ,

nasıl kesişebildiniz ve sonunda aynı şeyleri yapıp zıt düşebildiniz bu da bir filim konusu , böyle bir senaryoda sadece yan karakterdir Özkök , benim senaryomda sizin trajediniz etrafında döner asıl hikaye .

Her insanın itibarının varlık süresi insandan insana değişirmiş, ömür boyu mümkün mü, bence zor insanı rahat bırakmazlar , asla hele ülkemizde .

İade i itibarları düşünürsek geri alınan sonra iade edilen bir şey izlenimi veriyor itibar ama yanıltıcı .

İtibar sonuçta popülarite, şan şöhretle eşanlamlı bir kelime de değil , PR popüler kültürde takipçilere sadece oy hakkı veriyor ve itibarı bu oylar belirliyor ise başkalarının oyuyla sandıktan çıkartılabilen bir itibarla karşı karşıyayız , e peki neden o zaman itibarları yok ?

İktidar olup muktedir olamamak gibi bir şey oluyor galiba.

Benim Cumhuriyetimin itibarı olsun , gerisi cehenneme direk olsun yeterki zarar vermesinler çok sıkıntı verdiler.

Bir dahaki yazımda affınıza sığınarak mizahımızda ‘Osuruk’ ‘küfür’ dönemini yazmaya çalışacağım.

Saygıyla Kayda Geçsin , Elimizden Gelen Budur Efendim