Çok Konuşanlar: Alaaddin Bey’in Mektubu, Sayın Bahçeli’nin Teşekkürü
KAYDA GEÇSİN Konuşma yetisi insana Allahın , tabiatın bir lutfu . Ama bazı insanlar bu lutfu ne kendilerinin , ne insanlığın , ne ülkesinin hayrına...
KAYDA GEÇSİN
Konuşma yetisi insana Allahın , tabiatın bir lutfu .
Ama bazı insanlar bu lutfu ne kendilerinin , ne insanlığın , ne ülkesinin hayrına kullanamıyor, bilinçli, bilinçsiz konuşarak zarar veriyor , kalp kırıyor , kafa karıştırıyor , kafa şişiriyorlar .
Hele son yıllarda sadece ağzı laf yaptığı için TV programlarına çağırılan muhtelif mesleklerden insanların kakafoni radyasyonuna maruz kaldık.
Aralarından biri belki akıllı bir laf söyler , aklıbaşında bir fikre denk geliriz diye saatlerce bekledik , istisnaları tenzih ederim ama ekranlarda her alanda çok ve boş konuşuyorlar yıllardır
Kimileri yardımcı doçent başladı konuşmaya Prof devam ediyor , bu halde rütbeleniyorlar , karşımızda büyüyor , yaşlanıyorlar , şişmanlıyor , evlenip ayrılıyorlar. Uzun sürdü .
Kimilerinin ekran çalçeneliği görevlerine başlarlarken üst başları pejmürdeydi şimdi jilet gibi oldu , gözlük çerçeveleri asorti renkler seçilip şekil yapanlar var yani değişken bir ‘ kendi’ stilleri var ama Şeyma Subaşı gibi yaratıcı , şaşırtıcı değiller aynı rutin takip ediyorlar .
Edindikleri şöhretle daha iyi gider diye soyadı değiştirenler bile var …takma ismi olanı saymazsak çok değişik bir durum .
Yıllardır o kanal senin bu kanal benim konuşuyorlarda konuşuyorlar , çok konuşmak insanın mesleğini mahvedebilir lakin bunların meslekleri her ne ise zaten konuştukları konularla örtüşmeyebiliyor .
Ekonomi , enerji krizi , enflasyon , yurt dışı operasyonlar konuşma arzularını daha da azdırıyor , tahrik oluyorlar çok konuşunca daha önce belki de hiç düşünmedikleri konularla ilgili sözleri söylemek zorunda kalıyorlar .
Ağızlar açıldığı an çok tehlikeli olabiliyorlar , bu hale geldik .
Hoşa gitmeyen gerçekleri usulünce söylemek ,
yani ‘edebikelam’ zaten hak getire …
Sonuçta fikirlerden çıkar sözler , dikkat ister sonra dudaklardan dökülür , kolay konuşmak iş değil . Ağızdan çıkan sözler dökülünce yerden toplayamıyorsun !
Veya illa karşıt olacak diye üç , üç karşılıklı insanları dizmek sonra 6 monologdan dialog beklemek aptallık değil de nedir .
Karşıt fikirlerine değer vermeyen insanlar zaten tartışmazlar . Bunlar takımlara ayırıyor .
Bizim ekranlarda tartışmayı renklendirmek için zaten aralarından biri ciddi bir yanlış yapmak zorunda ki kavga olsun , ratingi bol olsun ! Bıktık aynı numaradan .
Şimdi bu çok konuşanların çeşitlerini kayda geçirelim ki unutulmasınlar :
1. Bir işi bilhakkın yaptıktan ve başardıktan sonra değil de sadece teorisi aşamasında çok konuşanlar pek revaçta yıllardır , kısacası hiç bir taşın altına el koymamış , pratikte hiç bir başarısı olmayan teorisiyenlerden İllallah geldi Bundan daha beteri olabilir mi ? Oluuuur , 2 numaralı kategoriye geçelim .
2. Daha beteri ordan burdan destekle bir sürü birşeyler şeyler yapmış , ne yaptıysa filim, dizi, gazete berbat sonuç almış denenmiş , sınanmış
biçareler var ve sanki çok iyi bir şey yapmış gibi bunca başarısızlığın üstüne hala konuşturuluyorlar .
Kendi benzeri türlerle çıkıyorlar ekranlara ,
Bazen de bunların arasına masum bir mazlum konuyor inandırıcı olsunlar diye .
Bir aklıbaşında iradenin ekranlara inin aşağıya amma uçtunuz , dur durak tanımıyorsunuz yayıncılık kamu malı , babanızın malı değil , boş boş konuşmayın demesini beklerken bu zamana ve bekleyişe Alaaddin Bey’in mektubu ve Sayın Bahçeli’nin Teşekkür’ü denk geldi tarihe not ve kayıt düşelim , durup dururken olmadı .
Belki anlamlı bir kelime denk gelir diye beklemekten yoruldum ve artık dinlemiyorum .
Zor zamanlarda çok konuşup sinir bozanlar , konuşmalarıyla hayatı daha da zor hale getirenler , fikirlerinden ziyade kendilerinden konuşanlar, başkalarının arkasından konuşanlar, iyileştirmiyor tam aksi gürültü kirliliği yapıyorlar.
Ayşe Arman’ın Muharrem İnce röportajı çok kuru gürültü kayda geçirmeye gerek yok .
Sıkıntımız Saygı ile Kayda Geçsin