ABD ve Macaristan’da popülistlerin hedefi: LGBTİQ hakları

ABD’de Kasım 2022 Kongre ara seçimleri ve Macaristan’da 3 Nisan 2022 genel seçimleri yaklaştıkça Amerikalı Cumhuriyetçiler ve Macar Başbakan Orban, benzer popülist taktikleri kullanıyor. Orban ve Cumhuriyetçilerin de bu seçimde ortak stratejilerinden biri LGBTİQ bireyler üzerinden bir seçim kampanyası yürütmek. Böylece hem muhafazakarları da içinde barındıran rakip siyasi partileri, ittifakları bölmek hem de ekonomik sıkıntılara veya haklı olabilecek eleştirilere karşı kendi seçmenlerini sandığa götürebilecek, aile değerleri etrafında birleştirebilecek bir argüman sunmak istiyorlar.

MACARİSTAN'DA LGBTİQ REFERANDUMU VE SEÇİMLER

Macaristan yasama organı 9 Kasım 2021’de eşcinsellik ile pedofili kavramlarının paralel bir şekilde kullanıldığı ve cinsiyet değiştirme, eşcinsellik kavramlarının okullarda konuşulmasını yasaklayan, cinsellik eğitimini sadece devletin onayladığı kurumların yapmasını öngören bir yasayı kabul etti. Orban’ın karşısındaki muhalefet bloğu bu oylamaya katılmadı. Böylece hem muhalif muhafazakar seçmenleri hem de LGBTİQ haklarını destekleyen liberal seçmeni kaybetmemeyi amaçladı. Muhalefet her ne kadar bu konunun bir parçası olmaktan kaçsa da Orban’ın partisi Fidesz’in oylarıyla seçilen Devlet Başkanı Andre, yasayı ülkedeki genel seçimlerle aynı gün referanduma sunacağını açıkladı. Böylece halk 3 Nisan 2022 tarihinde aynı pusulada hem genel seçimler için oy kullanacak hem de LGBTİQ ve çocuklar temalı bir yasa için oy verecek.

Referandumda halka dört soru yöneltilecek:

1. Aile izni olmadan okullarda çocuklara cinsel yönelim eğitimi verilmesini destekliyor musunuz?

2. Çocuklar için cinsiyet uyum ameliyatının teşvik edilmesini destekliyor musunuz?

3. Çocukların cinsel içeriklere maruz kalmasını destekliyor musunuz?

4. Çocuklara cinsiyet değişikliyle ilgili görsellerin gösterilmesini destekliyor musunuz?

Orban’ın amacı bu sorulara “Evet” diyen seçmene muhalefetin aile kurumunu yok ettiğini, çocuklara bu tür içeriklerin gösterilmesini savunduğunu ima etmek ve muhafazakar, aile kurumunu önceleyen dindar seçmenin desteğini konsolide etmek. Muhalefet bu referandum konusunda büyük çaplı bir angajmana girmiyor, fakat LGBTİQ hakları konusunda net açıklamalar yapıyor ve bu konunun bir AB üyeliğinden kaynaklanan bir hukuk meselesi olduğunu da belirtiyor, temel hak ve özgürlüklere konuyu çekiyor. Orban ise ısrarla LGBTİQ ve pedofili kavramlarını özdeştirmeye, bir nevi “aile değerleri vs. LGBTİQ” ikileminde konuyu ele almak istiyor ve sanki bu referandum olumsuz sonuçlansa bütün okullarda çocukların “zorla LGBTİQ birey olacağı” varsayımını halkta yaymaya çalışıyor.

Aynı anda LGBTİQ temalı bir referandum ve genel seçimleri düzenlemek her ne kadar hukuki olsa da arka plandaki amacın genel seçim tartışmalarının eksenini değiştirmek ve seçmenin tercihini yönlendirmek olduğu gerçeği karşısında bu girişimin samimi ve iyi niyetli olduğunu pek söylenemez.

FLORİDA'DA “GAY DEME YASAĞI"

2022 senesinin bir diğer gelişmesi ise şu anda Valilik makamı ve eyalet yasama organları Cumhuriyetçilerin hakimiyetinde olan Florida’da yaşanıyor. Florida Senatosu ve Temsilciler Meclisi, “Eğitimde Aile Hakları” adlı bir yasayı kabul etti. Bu yasaya göre Florida’daki kamu okullarında anaokulundan üçüncü sınıf seviyesine kadar sınıfta cinsel yönelim ve cinsel kimlik hakkında konuşulmaması, üçüncü sınıftan büyük sınıflarda da “uygun” bir şekilde konuşulması zorunlu. Yasanın en tartışmalı kısımlarından biri ise, bu kuralın ihlal edilmesi durumunda velilere okula dava açma hakkının verilmesi.

Yasaya karşı çıkan LGBTİQ aktivistlerine göre zaten bu tür içerikler okullarda yoğun bir şekilde konuşulmuyor ve yasanın amacı LGBTİQ bireyler üzerinden toplumda var olmayan bir kutuplaşma yaratmak.

ABD’de eşcinsel evlilik ve eşcinsel çiftlerin evlat edinerek veya başka yollarla çocuk sahibi olması yasal. Bu nedenle ebebeynleri eşcinsel bir çift olan bir çocuk okula gittiği zaman ailesinden bahsederse veya ders sırasında ailesini anlatırsa da bu yasağın işleme riski mevcut. Yasaya karşı çıkan hukukçular, özellikle Cumhuriyetçilerin atadığı muhafazakar yargıçların bu yasayı kullanarak bu tür konuşmaları, doğal ifadeleri dahi yasak kapsamında değerlendirebileceğini iddia ediyor, homofobik velilerin bu yasayı kullanarak eşcinsel çiftlerin çocuklarını hedef alabileceklerinden endişe ediyor. Cumhuriyetçiler ise, özellikle sosyal medyada çocuklara erken yaştan itibaren LGBTİQ hakları ve kavramlarını öğretmek istediğini belirten öğretmenlerin videolarını paylaşarak LGBTİQ bireylerin çocukların “beyinlerini yıkadığını” ileri sürüyor. Fakat bu öğretmenlerin sayısı ne kadar, gerçekten Florida’da anaokullarında çocuklar ne kadar LGBTİQ temasını derste konuşuyor gibi konularda hiçbir somut veri sunmuyor, konunun gerçek hayattaki karşılığı hakkındaki soruları karşılıksız bırakıyorlar.

Biden yasayı kınarken, ABD’nin ilk açık kimlikli eşcinsel bakanı Pete Buttigieg yasa nedeniyle birçok eşcinsel çocuğun intihara sürüklenebileceğini belirtti. Eyalette oldukça önemli yatırımları olan Disney+ şirketi ise, yasaya destek veren Cumhuriyetçilere ve yasayı imzalarsa da Vali’ye yönelik siyasi kampanya bağışlarını durduracağını açıkladı. Disney+ bu kararına Cumhuriyetçiler de tepki gösterdi ve şirketin çocukların psikolojisini düşünmediğini belirtti.

Florida Valisi, önümüzdeki günlerde bu yasayı büyük ihtimalle imzalayacak ve yürürlüğe konmasını sağlayacak. Kısa bir süre içerisinde de Florida’da gündem bu konu hakkında açılan davalar olacak. Hem Macaristan hem ABD’de LGBTİ hakları ve çocuk eğitimi konusunda hukuki argümanların ve yargı kararlarının konuşulduğu, ama en önemlisi LGBTİQ haklarının seçim konusu haline geldiği bir dönemin de böylece kapısı aralanacak.