Yuvarlak masadan sonrası ve HDP'nin duruşu

6 siyasi partinin genel başkanının yuvarlak masası sonrasında muhalefetin toparlanmaya başladığını, buna karşılık iktidar blokunun eteklerinin tutuştuğunu not...

6 siyasi partinin genel başkanının yuvarlak masası sonrasında muhalefetin toparlanmaya başladığını, buna karşılık iktidar blokunun eteklerinin tutuştuğunu not ederek başlayayım. 28 Şubat'ta 6 genel başkan yeniden bir araya gelip parlamenter sisteme ilişkin önerilerini okuduktan sonra muhalefet blokunun önünde yeni bir görev var: İktidara geldiklerinde uygulayacakları asgari programın köşe taşlarını çok geçmeden ortaya koymak ve giderek içini doldurmak. Bu adım, bir yerde yeni iktidarın Türkiye'yi fabrika ayarlarına döndürecek ve günümüzün yakıcı sorunlarının üstesinden gelecek "onarım programı" olacaktır.

Tabiî bununla birlikte Millet İttifakı ve onlarla hareket eden DEVA ve GELECEK, geçiş süreci için öngördüklerini netleştirerek sırası geldiğinde cumhurbaşkanı adayını da rasyonel bir akılla "ilk turda kazanmak" iddiasıyla belirleyecektir.

HDP'NİN TAVRI VE OLASI SEÇMEN DAVRANIŞI

İşte bu noktada, yani geçiş süreci ve bilhassa muhalefetin cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi noktasında HDP'nin "anahtar parti" yaklaşımıyla son dönemde ciddi bir rol arayışı sergilediğini görüyoruz. HDP Eş Başkanı Mithat Sancar'ın son açıklamalarından birinden bir paragraf HDP'nin yaklaşımını ortaya koyuyor:

"Mutabakat sağlanırsa ortak aday fikrine açık olduğumuzu zaten beyan etmiştik. Şayet ortak aday bu gerçekleşmezse ne yapacağımıza, biraz önce değindiğim çoğulcu demokratik yöntemle karar vereceğiz. Böyle bir durumda, kendi adayımızla seçimlere girmek de elbette önemli bir seçenek olacaktır."

Gelişmelere baktığımızda, 6 partinin oluşturması muhtemel ittifakın HDP'yi resmi olarak içine alması çok zor gözüküyor. Bu durumda "üçüncü İttifak" kavşağındaki HDP'nin ortak aday gerçekleşmediğinde ne yapacağını bugünden açıklaması beklenemezdi ve nitekim bu meselenin ucu açık bırakılıyor alıntıladığım paragraf taşlarını.

Ancak o takdirde HDP seçmeninin nasıl bir tutum takınacağına bakabiliriz. Malum, HDP ve türevi olan öncülü partilerin saf oyu yüzde 5,5-6,5 arasında. Fakat seçmenin bir kısmı AK Parti'nin tek başına anayasayı değiştirecek çoğunluğu alamaması ve HDP'nin yüzde 10 barajını geçebilmesi için HDP seçmeni olmadığı halde, asıl adresi başka olduğu halde HDP'ye oy vererek yüzde 11-13 bandına getiriyor. Kim ne derse desin böyle bir gerçeklik söz konusu.

Şunu demek istiyorum; HDP ilk turda ayrı cumhurbaşkanı adayı gösterirse milletvekili seçiminde yine yüzde 11-13 bandında oy alır fakat cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı ödünç oylar, oyunun yarısı hatta belki de daha fazlası Millet İttifakı’na (o zamanki ismi ne olursa olsun) gider! Seçmenin davranışı bu şekilde gelişir kanaatimce. Yani seçmenin bir kısmı nasıl sosyal-siyasal bir zeka ile HDP'yi barajını üzerine çıkarıp AK Parti'yi kısıtlıyorsa, bu defa da başka bir sosyal-siyasal zeka geliştirerek eş zamanlı seçimde iki ayrı refleks gösterebilir.

Mithat Sancar'ın, HDP yönetiminin de seçmen davranışındaki esnekliği ıskalayacağını sanmıyorum.

ANAHTAR PARTİ SORUMLULUĞU

"Anahtar parti" sorumluluğu halkı 20 yıldır canından bezdiren, ülkeyi cendereye sokan iktidarı üçüncü bir ittifak olarak da olsa tarihin çöplüğüne gönderecek kararlı duruşu sergilemeyi gerektiriyor.

Bu arada tabii ki HDP'nin tüm muhalefetin ortak adayı çıkamadığında kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarması da en doğal demokratik hakkıdır. HDP'nin bu adımı attığında ortaya çıkabilecek seçmen davranışının analizi de belki HDP'nin zamanı geldiğinde takınacağı tutuma yardımcı olacak. Biz bugünden not düşmüş olalım.

Etiketler
HDP