Özal'ın liyakat ilkeleri Erdoğan'ın partilileri

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra görevi başında vefat eden Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın önemli birkaç özelliğini "Pazar...

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra görevi başında vefat eden Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın önemli birkaç özelliğini "Pazar Anılarım" çerçevesinde paylaşacağım.

1983-1989 yılları arasında 5 yıl 10 ay boyunca Anavatan Partisi Genel Başkanı olarak Başbakanlık, 9 Kasım 1989 - 17 Nisan 1993 tarihleri arasında da partisiz Cumhurbaşkanlığı yaptı Merhum Turgut Özal.

Turgut Özal 1983 yılında Anavatan Partisini (ANAP) dört eğilimi birleştiren bir yapı ile kurdu.

- Milliyetçi, ülkücüler,


- Muhafazakâr İslamcılar,

- Liberaller,

- Demokrat ulusalcılar…

6 Kasım 1983'de yapılan genel seçimde ANAP'ın %45,14 oy alması ile Turgut Özal başbakan oldu.

***

1,2 milyon günlük satışı olan Günaydın Gazetesinin muhabiri olarak Başbakan olduğu ilk günden Cumhurbaşkanı olarak vefat ettiği güne kadar Özal'ı adım adım izledim.


Gerek ANAP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantılarında genel başkan yardımcıları, gerekse Bakanlar Kurulunda bakanları Özal'dan sık sık şu talepte bulunuluyordu:

- "ANAP'ın teşkilatlarında görev alanlar ile ANAP'a üye olanlara atamalarda öncelik verilsin…"

Merhum Özal'ın tek bir kişi için bile çiğnetmediği katı bir ilkesi vardı:

- "İster solcu, ister sağcı hiç fark etmez, ben liyakat ve kariyerine bakarım. Devlet görevlisinin siyasi tercihi değil, devlet görevini layıkıyla ve başarı ile yapmasına önem veririm."

Özal'ın bu taviz vermez tavrına o kadar çok tanık oldum ki Genel Başkan Yardımcılığı, Genel Sekreterlik ve Bakanlık yapan ANAP'ın kurucularından merhum kardeşim Mustafa Taşar, Özal'ı bana şöyle şikâyet etmişti:

- "Turgut Bey siyaseti hiç bilmiyor. ANAP'lıları devlette işe alamıyoruz. Bürokraside yapacağımız atamaların bürokrasi içinden liyakat ve kariyer sahibi olan isimlerden seçilmesini, hak edenlerin haklarının yenmemesini istiyor.


- Bu tavır devlet yönetimi açısından doğru ama bence siyaseten yanlıştır… ANAP'lılar yerine diğer partililerle mi çalışacağız…? Millet neden ANAP'lı olsun ve ANAP'a oy versin ki…?"

***

15 Temmuz hain FETÖ kalkışmasından sonra AKP'liler ve yandaş medya Turgut Özal dönemi için şöyle iftira attılar.

- "Özal da Fethullah Gülen cemaatini destekledi… Önemli görevlere FETÖ'cüleri yerleştirdi…"

ANAP'ın kurucularından eski Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler'e sormuştum:

- FETÖ'cüleri desteklediniz mi?

İşte Dinçerler'in verdiği yazılı yanıt:

"ANAP'a Gülen cemaatinden hiç kimse gelmedi. Zaten Özal mani olurdu...

Özal ile Gülen'in bir kere bile baş başa görüşmeleri yoktur.

Kürtçe gazete çıkarılmasına gösterilen tolerans, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun alnı secdeye giden herkese gösterilmişti… Sen daha iyi hatırlarsın…

Şayet varsa, siyasete nüfuz ile kast edilen sadece ANAP'a nüfuz olmasa gerek…

Kaldı ki ANAP kendisinden bir şey talep edilen makamda idi.

Hiç bir guruptan talebi olmadı; hiçbir gurupla gizli açık bir al-ver anlaşması yapmadı..!

1983 seçimleri sebebiyle hiç bir guruba borcu da yoktu.. Evren Paşa aleni olarak 'ANAP'a oy vermeyin' dediğine göre O'na bile borcumuz yoktu..

Hele 1983'te hiç kimseden bir şey istemedik. Beklenmedik şekilde 'borçsuz-harçsız' iktidara geldik..

En çok dillenen tepki ise 'Nakşibendilik' değil miydi?

Başta Özal ,çoğumuzu Nakşilik ile suçladılar... Askeri vesayet suçlamanın öncüsü idi. Liberal basın arkasından gelirdi..

Evren Paşa çok müteyakkız idi, ANAP'ın azıcık ilgisi olsa Gülen'cilik ile suçlarlardı..

Uzak geçmişi bugünün verileriyle değerlendirmek derin yanılgılara yol açabilir. Bu yaklaşım aşırı parti siyaseti yapan siyasi figürlerin tercihi olmuştur…"

***

Değerli hemşerilerim;

- 12 Şubat Maraş'ın düşman işgalinden kurtuluş günüdür…

- 48 yıl önce bugün 6 Şubat 1973'de TBMM'de kabul edilen yasa ile "Kahraman" unvanı verilen ilimizin adı Kahramanmaraş oldu.

Her 6 - 12 Şubat'ı coşku ile "Kahramanmaraşlılar haftası" olarak ilan edelim ve coşku ile kutlayalım…