Bizim ekran kahramanları ve 50 akademisyen

KAYDA GEÇSİN Kamu yayıncılığı yıllardır tartışmalardan uzak , düzenleyeci kurumlar yetersız olunca , devlet televizyonu nitelik , nicelikte özellerle...

KAYDA GEÇSİN

Kamu yayıncılığı yıllardır tartışmalardan uzak , düzenleyeci kurumlar yetersız olunca , devlet televizyonu nitelik , nicelikte özellerle luzumsuz aşık atmaya kalkınca ve en önemlisi düzenlemekle yükümlü kurumlar işlevsiz olunca özel televizyonculuk sanki kamu yayıncılığının kapsamı dışındaymış, ticari oldukları için rating uğruna istedikleri yayını yapabilirilermiş gibi bir düşünce oluştu.

Bu doğru değil.

Serbest rekabet serbest piyasaların erdemidir, ancak ticaret yapıyor olmaları kamu yararı dışında kuralsız yayıncılık , her gece sallama ve kepaze dizi yapma , tarihi yeniden yazma hakkı vermez.

Ailece iş gören medya mensupları patronlarını da aşıp , güya onu da koruyucu savunmalarıyla artık gülünç oluyorlar , ne tuhaf güç zehirlenmesi, insanın kendi gücüne inanmasıyla medyada doruk noktasına ulaşabiliyor.

Ticari televizyonlar o zaman uyuşturucu reklamı da yapabilir, ensest öven dizide ticari bakımda malum çok ilgi çekiyor yapacak mı , oldu mu olmadı .

Peki diyelim para için bunca kepazelik , batmayan , zarar etmeyen televizyon mu var yıllardır I nereden tutsak saçma sapan işler.

Gelelim izlenmeyen , kaldırılmak üzere konan aynı düşüncenin mahallesinin üç beş kişisiyle dönen dizilere.

Her bir televizyon dizisi toplum için önermedir bu gerçeği bilmeyen mi var ?

Gerçekte olan değil toplumda olması isteneni anlatarak önerir , dünya kamu yayıncılığında bu esastır .

Ulusal güvenlik , birlik toplumun huzur ve çıkarları olmazsa olmazlarıdır , en birinci sırayı paylaşırlar .

Bu yüzden dizi kahramanları kimi zaman hukuk alanında savcı , hakim , Güvenlik alanında polis , Eğitim alanında öğretmen , teknoloji alanında gözetleme sistemini bulan ve emekli özel harekatçıyla birlikte önleme çalışmaları yapan bilim adamı (person of interest ) bazan sahillerde cankurtaran, itfaiyeci, asker , orman koruyucuları ve iyi yurttaşlık bağlamında sıradan insanlardandır.

Olumsuz ögeleri kullanmak ve iyi ile kötüyü çatıştırmak çok iyi dramatik denge ustalığı ister aynı episode içinde iyinin kazanmasını ve doğrunun baskın olmasını tercih ettiklerini görüyoruz.

Kötüyü evcilleştirmek , marazı kutsamak hele ‘ aman ne güzel beter maraz akıl etmişler ‘ hep beraber ağlayalım , ağlatalım tarzı işlere methiyelerle ‘iş tuttu’ diye şişinmek uyuşturucu, kumar , sigara övmek gibi bir bozukluktur , denge burada gerekir .

Niyet bu olmasada maksadını aşıp dikkat çekeyim derken dengeyi bozmayacaksın . Ben buna cahil cesareti diyorum .

Şimdi elinizi vicdanınıza koyun , bizdeki son yılların dizi kahramanları kimlerdi bir resmi geçit yaptırın hafızanızda ….

Yaptıkları kötülüklere çocuklarını mazeret gösteren çocuğu uğruna 100 bin dolara fahişelik yapmayı kabul edenden , aile babası ama oğlu uğruna bulaşmadığı bok kalmayandan ,

adil mafia babalarına , maço kocaya, ‘kahramanlar’ ın biri geldi biri gitti, hele mesken tuttukları İstanbul’da geldikleri yer namlı meydan okuyanlara ne demeli , kabul edelim ki aralarında ciddiye alınacak tek bir kahraman yok , birileri göz göre diziler üzerinden bu toplumla dalga geçti ve devam ediyor .

Birde ; aslında öyle biri var da yok ama Mustafa Kemal üstü olduğu vehmedilen ve ‘ severim’ Kemal’i ‘ diyen kahraman bile yapıldı , Sonra sıkmadı kıvırttılar ama toparlayamadılar dizide , öldürünce de mezarını neredeyse yatır yaptılar, yuh be .

Mustafa Kemal Atatürk milli mücadelede elbette yanlız değildi buna kim itiraz edebilir yanlız olur mu hiç , savaşçıları devrimcileri başta halk ve silah arkadaşlarıydı , hepsinin hikayesi yapılır hatta sonradan ayrı düşenler başlıbaşına bir seridir.

Ama dizideki bir ibişle bu derin yol ayrımlarını çalakalem halledebileceğini sanmak , Atatürk’ü aklınca değersizleştirmek için hayali kahramanlar karşısına koymak oldu mu , olmadı beyler olmadı onlara da yazık ettiniz yahu siz ne beceriksizsiniz be.

Hele abartılı oyunculukları övmeler, ‘Döktürdü ‘ ‘Salladı’ , ‘Tam not aldı’ demeler nesi ,

Hani groteskdeki gibi temelde ciddi ama görünüşte gülünç ve abartılı olan güldürü tarzı bile diyemeyiz , groteske ayıp etmiş oluruz , bunlar ciddi ciddi trajedi kahramanı sadece gülünç oyunculuklarıyla övgü alıyorlar , kimlerden , o benim işim değil kendilerini bu hale getirenlerden uzak dursunlar ne diyeyim .

Gencecik insanlar kariyerlerini bu pespayeliğe kurban ettiklerine göre çaresiz olmalılar .

Aralarından biri bana uzun zaman önce mesleğimi doğru yapamıyacaksam gider çilek toplarım demişti , ah güzel kızım ne çileği yahu sen ne topladığının farkında mısın ….


Bu faciada yer alanların ortak noktaları nedir sorusunun cevabı zihnimde kısmen var ama yazmak beni aşar , fakat onların hadlerini aşmıyor ki tam gaz devam . Biz bu manasızlıklar ve şahsi çıkarlara laf yetiştiriken ‘Dünya’ da olup bitene bakacak olursak :

Covid 19 sanat , eğlence faaliyetlerini bütün dünyada durdurdu ,mesela Rio’da pandemi nedeniyle karnaval süresiz askıya alındı , dansçı , koreograf,kostüm hazırlayan, set dizaynırlarından müteşekkil bir işsiz ordusu var .

Ludwig Almanya’da Rus Avangard resim sergisinde sahtelerde sergileniyormuş, asılları yanında sahteleriyle bu işte bir ilk. Galeriler kontrolü olabilen yerler olduklarından şanslılar.

Papa Francis Pompei ile görüşmeyi seçimlerden önce uygun olmayacağı gerekçesi ile reddetmiş .

Paris’in çok ünlü iki lokantasının (Dersou ve Cheval D’or ) sahibi şef Taku Sekine seks tacizi ile suçlanınca intihar etmiş, aile sosyal medya ve medyayı suçluyormuş . Adamın demek kendisine arkandayız kardeşim diyen hiç dostu yokmuş ah ah yapayanlız Japon onuruna dokununca intihar etmiş !

Diselgate Mahkemeleri başlamış , VW skandalının ne olduğunu bilmeyenler için umarım uzmanı olduğu diğer konulardan vakit bulur yazar her boku bilen adam.

Covid’li Movid’li dünya dönüyor , bizim dünyamız ise hala bu diziler, medya üzerinden dönmeye çalışıyor , mamafi en kayda değer haber, naçizane fikrim

Birgün Gaztesinde 28 Eylül tarihli bir dolandırıcılık haberiydi , ‘Makalelerinizi uluslararası dergilerde yayınlatırız’ vadiyle 50 akademisyen 1 milyon lira dolandırılmış.

Televizyonlar müdavim akademisyenlerini ‘yurt dışında binlerce makalesi yayınlandı’ diye ikide bir promosyon niyetine bu sözlerle destekleyince 50 akademisyen makalemiz yayınlanırsa belki bizi de çağırırlar diye heveslendiler herhalde ,

Bu saflığa mı üzüleyim yayınlanan makalelerinin inandırıcılığının bu kadar değersizleştirildiğine mi , ya da hepsine güleyim mi karar veremedim.

Medyada en çok konuşulanlar listesindenkilere bakıp ağlasam daha mı uygun onu da bilemiyorum .

Valinin makam seccadesinden söz edildiği bir ortamda , işine gelmeyen sosyal medya mesajlarını ‘Tezvirat’ buyuran ama kendi gazeteciliği yandaşlığın sınırını aşamayanların hala boy gösterdiği medyada iyilerde kaynayıp gidiyor yazık ki ne yazık .

Saygıyla Kayda Geçsin Efendim Elimizden Gelen budur. necefugurlu@gmail.com

Etiketler
Akademisyen