Demokrasiye ve siyasete kumpas

AKP ve MHP'de yaşanan oy kayıpları önemli rakamlara ulaşmaya başlayınca ne yapacaklarını bilemediler. Yeni kurulan partiler Cumhur İttifakının oy...

AKP ve MHP'de yaşanan oy kayıpları önemli rakamlara ulaşmaya başlayınca ne yapacaklarını bilemediler. Yeni kurulan partiler Cumhur İttifakının oy kaybetmesinde etken hale gelince, seçim ve siyasi partiler kanununda değişiklik için iki parti komisyonlarını kurdular. Hedefleri yeni kurulan partilerin seçimlere katılmasını zorlaştırmak.

Baskın erken seçim hazırlığı da sayılabilecek bu gelişme demokrasiye de siyasete de kumpas sayılmaz mı? Siyasî partilerin seçimlere katılabilmesi için illerin en az yarısında oy verme gününden en az 6 ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması veya Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunması şartı var. Bu şartları ağırlaştırmanın ya da yeni partilerin seçimlere katılmasını başka maddeler de koyarak zorlaştırmanın amacı bellidir:

Erdoğan iktidarının oy kaybını engellemek. Erken ya da zamanında yapılacak seçimde AKP'yi yeniden tek başına iktidar yapmak.

İşte çok partili demokrasiye ve siyasete kurulmak istenen kumpas budur.

Aslında fazla uğraşmadan daha önce uygulanan bu seçim yöntemini de getirebilirler:

- Açık oy, gizli sayım…

CHP'nin 1946 yılında yapılan seçimlerde rakibi Demokrat Parti'yi engellemek için bulduğu formül buydu.

74 yıl önce tek partili rejimden çok partili rejime geçişin antidemokratik seçim kuralı günümüzde herhalde değişik formüllerle uygulanmak istenecek.

Şu açık ki tek adam rejimi 1923-1946 döneminde var iken 16 Nisan anayasa değişikliği ile 2018 ve sonrası dönem için de geçerli kılındı.

Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin temellerinin atıldığı kuruluş yıllarımızdaki tek adam rejiminin elbette çok haklı nedenleri vardı.

2018 sonrası tek adam rejimi gösterdi ki, ne halkın sorunlarına çözüm olabiliyor ne de demokrasinin kuralları yerli yerine oturuyor.

Seçime girme şartlarınızı zorlaştıracaklarına göre AKP ve MHP'liler, "fazla partiye de demokrasiye de çok partili rejime de ihtiyaç yok" diye mi düşünüyorlar?

Belki de ellerinden gelse "babadan evlada geçen bir rejim" haline de getirmek isterler cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen ucube yönetimi..

Tek başına iktidar olma hedefi olmayan MHP'nin Erdoğan'ı ve AKP'yi tekrar tekrar iktidar yapma politikası anlaşılan o ki sürüp gidecek…

Değerli okurlarım,

Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre, AKP ve MHP yeni partilerin kuruluş sürecindeki kriterleri zorlaştıracak bir teklif için çalışma başlatmış.

MHP Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın verdiği bilgiye göre;

- Liste Usulü Çoğunluk Sistemi,

- Milli Bakiye,

- Barajlı ve Barajsız D'Hondt Sistemi gibi çeşitli seçim sistemleri inceleniyor.

Yeni seçim sistemine ek olarak %10 seçim barajı da AKP ve MHP'nin gündeminde ve ittifak içerisinde olan partiler için ek baraj da düşünülüyor.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız şunları söylüyor:

"30 kişiyle bir siyasi parti kurmak doğru değil.

Kurulu birçok siyasi partinin örgütlenmesi yok,

Çok sayıda partinin seçim süreçlerinde harekete geçen 'pazarlık partileridir.'

Bu durum demokrasiyi dejenere ediyor, yozlaştırıyor…"

Değerli okurlarım,

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kayıtlarına göre, Türkiye'de toplam 93 siyasi parti faaliyet gösteriyor.

Yaklaşık 20 partinin seçime girme hakkı var ki örneğin şu partilerin adını duydunuz mu?

- 24 Temmuz 2002'de kurulan Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP)

- 24 Nisan 2006'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Hareketi Partisi (MHHP)

- 15 Haziran 2006'da kurulan İşçinin Kendi Partisi (İKEP)

- 16 Nisan 2007'de kurulan Yüce Diriliş Partisi (YDP)

- 3 Ekim 2017'de kurulan Güven Adalet ve Aydınlık Partisi (GAAP)

Bu partilerin AKP, MHP, CHP, İYİ Parti ile "pazarlık" etme şansları var mı?

Elbette yoktur.

Adlarını örnek verdiğim bu 5 partiyi bilinsin ki asla küçümsemem. Tam tersi demokrasimizin zenginliği olarak görürüm. Ancak;

- Bu partiler ile seçime girmek hakkı olan hangi parti pazarlık eder ki?

- Bu partiler yüzünden demokrasi neden dejenere olur ve yozlaşır ki?

Lafı fazla uzatmadan kestirmeden söyleyeyim.

AKP ve MHP'nin seçime girmelerini zorlaştırmak istediği bence 2 yeni parti vardır.

1- Ahmet Davutoğlu'nun liderliğinde kurulan Gelecek Partisi

2- Ali Babacan'ın liderliğinde kurulan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA)

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı AKP eski Milletvekili Selçuk Özdağ, AKP ve MHP tarafından hazırlanmakta olan siyasi partiler ve seçim yasaları konusunda çok sert çıktı:

"Demokrasiye darbe vurmak isteyenleri millet seçim sandığında öyle bir vurur ki felekleri şaşırır…

Yandaş bir televizyon kanalındaki dizinin adıyla söyleyeyim ki mesajım daha net anlaşılsın:

Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz…"

DEVA Partisi İstanbul milletvekili ve Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu ile konuştum.

Yeneroğlu, AKP ve MHP'nin yürüttükleri çalışmaları şöyle değerlendirdi:

"Her iki partinin son politikalarını dikkate alırsak demokratik bir çalışma olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Feti Beyin açıklamasında değişiklik önerileri belli değil ama hedefleri demokrasi açısından üzücü.

Aslında 'Cumhur İttifakı dışındaki partiler seçime giremezler' diye tek bir madde hazırlasınlar. Bu ittifaktan demokrasi beklemek abesle iştigal olur..."