3 Damat'tan biri gerçeği açıkladı

Gazetecinin halinden gazeteciliği bilenler daha iyi anlar. En kolay iş basın toplantısı izlemek ya da gönderilen resmi açıklamaları haber yapmaktır. AKP...

Gazetecinin halinden gazeteciliği bilenler daha iyi anlar. En kolay iş basın toplantısı izlemek ya da gönderilen resmi açıklamaları haber yapmaktır. AKP iktidarında oluşturulan yandaş medya damat bakan krizinde yüz karası yayıncılık yaparak ele güne rezil oldu.

Özgür gazetecilik yapmak AKP iktidarı döneminde zordur.

Çünkü AKP, sadece yandaş gazetecilere kapılarını açan ve onlara talimat ile haber yaptıran bir uygulama yürütmektedir.

AKP, MHP ve Cumhurbaşkanlığı faaliyetlerini izlemem için akredite etmeseler de oralarda yaşanan kulis bilgilerini izlerim.

Değerli okurlarım,

Biliyorsunuz yazılarımda sorduğum soruların, öne sürdüğüm iddiaların çoğuna yanıt gelmiyor.

"AKP kulislerinde kazan kaynıyor" başlıklı yazımda yer verdiğim, "3 Damat" konusuna AKP kulislerinde seslendirilen bazı iddialara yer verdim.

Cuma günü cep telefonumdan Sayın Mehmet Ali Yalçındağ aradı ve "Tekzip göndereceğim" dedi.

Çok sevinirim dedim.

Tam 37 dakika telefonda sohbet ettik.

Av. Aslıhan Dumlu tekzip değil, "Mehmet Ali Bey'in açıklamasını aşağıda paylaşıyorum" başlığı ile şu metni gönderdi:

"Sayın Orhan Uğuroğlu,

"Türkiye'de Yeni Çağ" gazetesinin 12 Kasım 2020 tarihli nüshasında yayınlanan yazınızda benimle ilgili bir iddiaya yer vermişsiniz.

ABD Başkanı Sayın Trump'ın damadı Jared Kushner, Hazine ve Maliye eski Bakanı Sayın Berat Albayrak'ın ve benim adımı yan yana yazarak diyorsunuz ki; "Kulislerde yaygın iddia bu üçlünün ticaret hatta petrol ticareti yapması."

Tabii ki Türk-Amerikan ilişkileri konusundaki yorumlarınıza bir şey diyemem. Ama kulislerdeki bu dedikodular ile ilgili olarak benim de "gerçeği" yazma hakkımın doğduğuna inanıyorum.

Ben de medya sektöründen geldiğim için çok iyi bilirim. "Üç Damat" bir gazeteci için çok cazip bir nitelemedir. Ancak gerçek bu nitelemeyi haklı çıkaracak hiçbir unsura sahip değil.

1. Ben siyasetçi değilim. Trump ailesi ile dostluğum, Sayın Trump'ın siyasete atılmasından çok önce başladı.

2. Bu ilişki, Sayın Trump'ın başkanlığı döneminde hiçbir alanda ticaret ve menfaat ilişkisine dönüşmedi.

3. Sayın Kushner, Sayın Albayrak ve benim aramda ikisi ile tek tek veya hep birlikte hiçbir zaman hiçbir şekilde petrol ticareti de olmak üzere hiçbir ticari ilişki de işbirliği de katiyen olmamıştır.

4. Kendileri ile olmadığı gibi, aracı veya üçüncü kişi veya şirketler üzerinden de hiç bir zaman, böyle bir ticari ilişki katiyen olmamıştır.

Sizin de bildiğiniz gibi ben halen Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanlığı görevini yürütüyorum. Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin iyi gitmesinin hem iki ülkenin, hem de dünyanın menfaatine olduğuna inanıyorum.

Bu kuruluşun amacı Türkiye ile Amerika arasındaki ticari ilişkileri geliştirmek, Türk iş dünyasına ve ülkemizin ekonomisine katkıda bulunmaktır. Yani bir başka deyiş ile görevlerimiz arasında Amerikalı yatırımcılara Türkiye'yi anlatmak ve ülkemizin ekonomisini güçlendirecek, istihdam yaratacak projeler geliştirmek diğer taraftan da Türkiye'nin Amerika'ya yaptığı ihracatı arttırabilmek bulunmaktadır.

Köşenizdeki iddialara karşı, asıl gerçekleri bilmek sizin de okuyucunuzun da hakkıdır diye düşünüyorum.

O nedenle bu cevap hakkıma köşenizde yer vermenizi rica ediyorum. Saygılarımla

Mehmet Ali Yalçındağ"

Değerli okurlarım,

Şimdi ben de yazımı alıntılayan tüm medya kuruluşlarından rica ediyorum ki Mehmet Ali Yalçındağ'ın bu önemli açıklamasına yer versinler.

Türkiye ile Amerika arasındaki ticari ilişkilere gelince elbette çok önemlidir.

Merhum Turgut Özal'ı başbakanlığı döneminde 1984'den 1989'a cumhurbaşkanı seçilinceye kadar Amerika, Rusya, Japonya, Çin, Almanya, Fransa, İran, Irak, Libya gibi 30'a yakın ülkede izledim.

İlk yurt dışı gezilerine iş insanlarını beraberinde götürünce bazı gazeteler, "Ballı gezi, işadamlarına turistik gezi" şeklinde yayınlar yaptılar.

Ancak yıllar geçmeye başlayınca o iş insanlarının gittikleri ülkedeki firmalarla yaptıkları ticari bağlantılar ile turizmde yapılan dev yatırımlar ortaya çıktı.

Yalçındağ'ın açıklamasını bu açıdan çok önemsedim.

Ancak Türkiye ile Amerika arasında Trump döneminde yaşanan siyasi krizleri de elbette unutmam mümkün değil.

Merhum Özal derdi ki;

"Türkiye'ye selam veren mal satmak ister. Biz de, 'Gel Türkiye'ye yatırım yap kazan' diyoruz. İki ülke arasında yüksek miktarda ticaret olursa, siyaseten de işbirliği imkanları artar."

Değerli okurlarım,

Amerika'da Trump gitti, Biden geldi…

Türkiye'de ilk seçime kadar Erdoğan var…

Bakalım Türkiye ile Amerika arasındaki siyasi ve ticari ilişkiler nasıl gelişecek.

İnşallah gelen gideni aratmaz...