Cehaletle Alay Medea Cansu Dere İlhan Kesici Asıl Mesele

KAYDA GEÇSİN Rahmetli Mahir Çayan’ı PYD’li diye kayda geçiren iddianame, edebi değeri olan hukuk belgelerine hasretken alay konusu oldu , oysa...

KAYDA GEÇSİN

Rahmetli Mahir Çayan’ı PYD’li diye kayda geçiren iddianame, edebi değeri olan hukuk belgelerine hasretken alay konusu oldu , oysa cehaletin hukuka yansımasıydı , ciddi bir konu .

Öte yandan cehaletle mücadele etmek yerine ‘istihza’ entelektüel bir tavır olarak benimsenince işin ciddiyeti yara alıyor , evcilleşiyor her cahil , cehalet sözcükleri kalıplaşıp nerede ise Nasrettin Hoca fıkrasına dönecek .

Cehaletiyle , cahiliyle çok eğlenen bir ülke olmak beni üzüyor . Hiç bir ülke cahiliyle , cehaletle haha hoho eğlenmiyor ,utanıyor düzeltmeye çalışıyor eğitim sistemleri bunun için var .

Uzun süredir yoksunluğumuz olan mizahın yerine cahilin ağlanacak haline gülmek ise kaliteli demokrasi peşinde olduğu iddiasındakilere yakışmıyor , cehaletle alayı nasıl mizahın yerine koyarlar bunu anlamıyorum , yazıklar olsun .

Ayrıca her gece ekranlarda ciddi konuları boş kahkahalarla süsleme sevdası aldı yürüdü .

Ve Cehalet bu umursamazlıktan , alaydan demokratik hak olarak intikamını alıyor.

İşte tamda bu sırada , İlhan Kesici ağzından ‘Sanat’ ı düşürmeyenleri bir tablo ile kapak yaptı. İBB’sinin aldığı tablo’yu ‘in mi cin mi yaptı belli değil ‘ dedi, ki bu doğru , zaten Bellini çok resim yapan bir ressam değil, İstanbul’da kalış süresi kısa olmuş, bu da önemli değil tablo kimindi, fiat nasıl yükseldi, 3. Esrarengiz alıcı kimdi gibi soruların peşine düşmeyen tablonun önüne kendini siper eden gazeteciler yüzyılın PR apartçiğidir gazeteci değil .

Özgürlük diyeceksin sonra bir tabloyu üstelik kamu parasıyla alınan , gerek alınma şekli, ödenen meblağ ve sanatsal açıdan eleştirme hakkın olmayacak öyle mi ? Üstelik DPT den gelme bir bürokrata sanat, kamu yararı dersi vermek ise hangi akıl ile bağdaşıyor acaba İstanbul gibi bir şehrin adının karışması ise yakışmıyor , nitekim Sayın İlhan Kesici bütün nezaketiyle muhtemel komplolara ‘Kalibre’ hatırlatması yaptı .

Sayın Belediye başkanı bu tabloyu evine alıp assa kimsenin bir şey söyleyeceği yok , beğenmiş almış tıpkı Zülfü Livaneli’yi , Cem Yılmaz’ı çok beğenmesi gibi , beğenileri zevklerini yansıtır tartışılmaz , ama unutayalım ki sanatın çok net ölçekleri var bunları yok sayan bir kamusal sanat anlayışı kimsenin hayrına değil, bu yüzden İBŞT’nin eski özerk yapısı korunarak devamı dışında Belediyelerin derhal sanat , sanat yapım alım işlerinden vaz geçmesi en doğrusudur , ne işi var zaten . Çocukların ellerinden mandolinlerini alan anlayış detone şarkıcıları alkışlatır hale getirdi bir kuşağı , buna X,Y,Z demişsin ne fark eder. Belediye çok meraklıysa sağlık hizmeti olarak kulakalrı rehabilitee etmek için hizmet versin detonelere konser vermek, alkışlamak yerine .

Sanat propaganda filminde amatör anlatım ayak çekimleriyle orkestra şeifnin omzunu dürtüp elinden baton alıp yönetmeye benzemiyor , gerçek sanatta şef o batonu neyse, vermez.

Kesici cesaretle doğruyu söylemiştir.

Devlet tiyatrolarınında bir üst yapı kurumu olarak kalmadığı takdirde başına gelecekleri yıllarca anlattık (Tiyatro Kurultay Bildirge-Namık Kemal Zeybek Zamanı ) yazılı belge bıraktık , görevleri yasayla belirlenmiş bir üst yapı sanat kurumunu yaygınlaştırıyoruz diye markasından etmek bir kenara bu hale getirdiler .

Şimdi birde asıl sorunmuş gibi takdim edilen ‘Belirsizlik’ çöktü her yere .

Eğitimin durumu belirsiz,

Pandemik yasakları belirsiz ,

Ekonomi belirsiz ,

Bayram’da sokağa çıkmak yasak mı , değil mi belirsiz

Düğünlerde silah atmak suç değil mi, belirsiz

Barolar direniyor ne olacağı belirsiz .

Ekranlar ne olduklarına henüz net karar vermemiş ama yaşını almış insanları bir övüyor, bir yeriyor ne bok yedikleri belirsiz.

Dünyada kadının gücünün yükselen bir trend olarak dönüşümünü izlerken bizde neden hala dayak yediği belirsiz .

Mecliste , siyasette ; kadını ezen , hamile iken sokağa çıkma yasağı koyabilen , saçmalayan erkekleri savunan kadınların maksatları belirsiz . Bütün bu belirsizlikler doğru olabilir ama….

Türkiyeyi uzun süredir yöneten 1946-1964 doğumlular demografik cohort’u şimdilerde Z kuşağını kafaya almakla bozmuş durumdalar, bu cohort yanlız yaşıyla değil belli özellikleri aynı insanlar .

Köpeği öldüğü, plajda denize girdiği , Bodrum’da şişe suyunu , lahmacunu pahallı bulduğu için gündemde olanda bu cohort .

Neden bu kadar takip edildikleri de belirsiz olanlar onlar ve takip listelerinde sanki önemliymişler , bırakın dünyayı kendi halkının bile sanki umuruymuşlar gib i yer aldırılanlarda . Kim bunları bu kadar çığırdan çıkarttı belirsiz , ‘Z’ den önce esas soru bu.

Açlık sınırı belli , bu kadar yemek programında nedir bunca tıkınma sebebi gibi , o da belirsiz

Şarkı söyleyemeden star olan nedeni belirsiz şöhretlere bunlar karar verdi yıllarca , peki söyleyebil en dünya starlarını hiç mi dinlemez ve hallerinden utanmazlar o da belirsiz.

Memlekette tek belirsiz olmayan Cansu Dere ve diğer vazgeçilmezlerin yeni sezon hangi dizide oynayacakları , iyi mi ?

Çok iyi. Çok Yaşayın emi .

Savulun geliyor Medea rolünde Cansu Dere ,

Medea gibi melun kadın az bulunur mitolojide bile.

Bakalım ne gibi moral verecek kadınlara yoksa bir kadının kıskançlık uğruna ne şeytanlıklar yapabileceğini mi gösterecek , bunca kadına bunca şiddet uygulanan bir toplumda hangi kamu yayıncılığı bilinci buna evet der, yasak değil ama düzenlemeler bunun için lazım değil mi ? Kardeşini öldüren Büyücü Medea, eşinin yeni eşini, kral babasını öldüren Medea sonunda kendisini terk eden kocasından çocuklarını öldürerek intikam alan yine Medea , seri katil, boktan kadın .

Kusura bakmayın kadınların şiddet gördüğü bu dönemde hangi cin fikirdir bu projeyi bulan , siz laik görüntüsünde kadın dayağına dayanak mı arıyorsunuz diyeceğim çok ince olur.

Bula bula bunu mu buldunuz lan , zaten aslının oynanması büyük virtüözite isteyen bir iş , bunlarınki İngilizlerin yaptığı modernize edilenin benzeri olacak , yani suyunun suyu. Dövülen , ölen korumaya alınan kadın sorunlarının tavan yaptığı bir dönemde kamu yayıncılığında yeri en son gelecek bir iş herhalde , sonuçları yıllar önce dama çıkan kız’dan beter olabilir mi, bilemem, arkadaşlar en azından denemek istiyorlar ! Bunlara atış serbest ! Diziler zaten üzerinden büyük para kazanılan canlı insanlara yapılan deneyler alanı oldu , nasıl bir imtiyaz, güçtür dur durak tanımaz.

Belirsizliğin karanlığında sabah olmasını bekliyoruz, kimsenin aklına ışığı açmak gelmiyor , yeniden aydınlanmak mümkün .

Artık delirmekten korkuyoruz.

Allahtan ; Nietche’ye göre ‘Delilik ‘ belirsizliğin sonucu değildir , tam aksi deliliğin nedeni kesinliktir .

Çok içim rahatladı .

Russell da aslında bu savı pekiştiren ‘ Dünyadaki sorun aptalların kendilerine çok güvenmeleri , entelektüellerin ise kuşku duymaları’ diyor. Bu aptallar kendilerine çok güvenebilirler ama biz güvenmek zorunda değiliz hele devlet asla .

Peki sorun ne o zaman ? Ben içinde bulunduğumuz şu durumdan herkes keyif alsa bir şey demiyeceğim ,

Lakin keyif alanlar hep aynı , ızdırap çekenler değişmiyor ama çoğalıyor , bu çok can sıkıcı , değişmeyen temel sorunlar .

Mesela ; aynı gazete ne kadar el değiştirise değiştirsin hep Papazlara haddini bildiriyor !

Sanki yıllardır aynı berbat filmin içinde bizi oynatıyorlar.

Yoksa hayat bu :

Tıpkı bazı kafiyesiz şiirler , başı sonu belirsiz hikayeler gibi de olabilir , illa hayal ettiğimiz gibi olmak zorunda değil.

Her sorumuza cevap vermek siyasetçilerin işi de değil , bazı cevaplara ne onların ne bizim yüreğimiz dayanmayabil ir.

Önemli olan hala belirsizliklere mahkum edilenlerle ,

hangi festivalde ne ödülü alacağı bile belli olan düşük kalibre tercihlerin hayatı yaşanası kılan ne varsa önüne çıkan yakıp yıkmış olması ve salaklıkları , cehalet ve yeteneksizlikleri netlik kazanmışların pervasız bir inatla yola devam etmeleri .

Sanat bilinçsiz övgüler, yüceltilenlerle varlığını nasıl korusun ?

En son Kesici gibi kalibresi çok yüksek , hani Allah emanet yangında ilk kurtaracağımız bir değerimiz bu çok düşük seviye saldırılardan , nasibini aldı , ama ‘Tabutta Rövaşata’ atmada usta olduğunu hesap edemeyenlere, anladılarsa ders olmuştur diye umut ediyorum .

Aslında bu ülkede ;

Belirsizlikler değil belli olan ne varsa asıl sorun .

Ne halt edecekleri belli ve üstelik sınırlı zekalarıyla , devletimiz bunlarla baş edecek akıl ve güce sahip değilse ne yaparız .

Karar verenlerin bir bildiği var diyeceğim onlarında bu sürekli kaybedenler, kazanması imkansızlardan neden hala sıkılmadıkları belirsiz , bu beni aşıyor .

Bu arada okuduğuma göre Julian Assange meğer evliymiş , ve iki küçük çocuğu varmış , şu an hapiste , biliyordun da niye söylemedin demeyin , malum bizim medya en son duyan kocalara döndü, tık yok Saygıyla Kayda Geçsin necefugurlu@gmail.com

Etiketler
Cansu Dere