Dükkân kapalı, esnaf sahipsiz

Memleketin dört bir yanındaki esnaf, kredi değil, krizden çıkmak için destek bekliyor. Dokuz aydır işsiz kalan küçük işletme sahibi ve çalışanları evlerine ekmek dahi götüremeyecek durumda.

Dükkân kapalı, esnaf sahipsiz

Memleketin dört bir yanındaki esnaf, kredi değil, krizden çıkmak için destek bekliyor. Dokuz aydır işsiz kalan küçük işletme sahibi ve çalışanları evlerine ekmek dahi götüremeyecek durumda.

Havva Gümüşkaya / Birgün - Yazı dizimizin bugünkü bölümünde esnafa uzattık mikrofonu. Derdi boyunu aşan yurttaşa bir dokunan bir ah işitiyor. Kimi bu darboğazda mülk sahibinin kiraya zam yapmak istediğini söylüyor kimi de öncesinde en azından kendi yağında kavrulduğunu… Şimdi hepsi kara kara bu zor günlerin nasıl geçeceğini düşünüyor. Evlerine ekmek dahi götüremeyecek durumda olan çok sayıda küçük işletme sahibinin gözü kulağı gerçek bir destek haberinde. İktidar ise üç maymunu oynamaya devam ediyor.

Birinci dalgada yaklaşık üç ay kapalı kalan yüzlerce lokanta, ikinci kapanmayı kaldıracak güçte olmadığı için paket servise başladı. Ancak ondan da giderleri karşılayacak bir beklenti yok.

BOŞ DÜKKÂNDA OTURUYORUM

15 yıldır Mersin’de kahvehane işleten 59 yaşındaki İbrahim Demir, 9 aydır yaşadığı sıkıntıdan uykularının kaçtığını söylüyor. Demir, etrafında 30’a yakın esnafın olduğunu söyleyerek “Komşum benden çay içmeyince ben nasıl geçineceğim? Dükkânım kira değil ama kendimi zor doyuruyorum. Kiram olsaydı kapatırdım. Pandemiden önce en azından kendi yağımla kavruluyordum. Şimdi burada zaman öldürüyorum. Boş dükkânda oturuyorum. Kredi çekeyim desem nasıl ödeyeceğim ki. Çekenlerin derdi ayrı. Çok arkadaşım dükkânını kapattı gitti. Vallahi ne yapacağımızı bilmiyoruz” diyor. Bu süreçte iktidara olan güvenlerinin azalıp azalmadığını sorduğumuz Demir, “Sizce söylemeye gerek var mı? Her şey ortada. Bu sektör öldürüldü” diyerek tepkisini dile getiriyor.

UYGULANAN POLİTİKALAR İDEOLOJİK

Son yıllarda baskı altına alınan tekel bayileri de yeni kapanma kararlarından nasiplerini aldı. Ankara’da tekel bayisi işletmecisi ve Türkiye Tekel Bayileri Platformu’nun kurucusu Özgür Aybaş, devletin uyguladığı politikaların ideolojik olduğunu vurguluyor. Yeni genelge ile içki satışı yapan yerlerin çalışma saatleri 10.00-20.00 olarak belirlendi. Kararın absürtlüğüne değinen Aybaş, “Bakkal, kuruyemişçi, büfeci açık ama biz kapalıyız. Çünkü içki satıyoruz. Üvey evlat muamelesi görüyoruz” diyor.

Üzerlerinde ciddi bir baskı olduğunu söyleyen Aybaş, “Zaten gelirimiz yüzde 50’ye düştü. Yasaklardan dolayı zor durumdayız. En düşük cezamız 63 bin lira. En çok vergiyi ödeyen işletme biziz ama şu an bize yönelik bir kıyım var. Sattığımız her üründen yüzde 234 vergi alınıyor. En çok vergi veren yine biziz ama düşman gözüyle bakılıyoruz. Esnaf arasında bile ayrım var.”

MALZEMENİN FİYATI HER GÜN ARTIYOR

İstanbul Çeliktepe’de 11 yıldır küçük bir dönerci işleten İslam Altay, “Eskiden işte çarkları döndürüyorduk” diyor. Altay, Köşem Döner adında 5 kişilik bir aile işletmesi olan dükkânlarını kapatmamak için mücadele ettiğini söylüyor. Mayıs ayında Esnaf Destek Kredisi’ne başvurduğundan bahseden Altay, “Başvurduk ama alamadık. Çevremdeki birçok esnaf da alamadıklarını söylüyor” dedi.

Destek beklediklerini vurgulayan Altay, şöyle konuştu: “Bir senedir BAĞ-KUR borcumu ödeyemiyorum. Muhasebeci aradı geçen gün, yatır artık faiz birikiyor diye. Ama yok, para yok nasıl yatırayım. Geçen sene bin lira ile kapatırdık dükkânı şimdi 300-400 lira anca oluyor. Millet perişan, esnafın rahatlamaya ihtiyacı var. Düşünün dükkân işletiyorsun ama eve bir ekmek götüremiyorsun. Biz aile işletmesiyiz Allahtan akşam kapatırken ne düşerse payımıza diyoruz. Çalışanımız olsa öyle olmaz tabii mecbur maaşını vereceksin, sigortasını yapacaksın.

Etrafta çok esnaf kapattı dükkânını. 10 bin lira kira ödüyorum ayda şimdi mal sahibi de gelmiş zam yapacağım diyor. 14 bin lira istiyor, bu zor durumda… Veremem dedim. Ne yapacağımı bilmiyorum.

Arkadaşlarla oturuyoruz ağzını açan söylüyor, kimse memnun değil iktidardan. Dolar 8 lira oluyor, tedarikçi biz dolarla çalışıyoruz diyor, zam yapıyor. Sonra dolar düşüyor ama mallara yapılan zamlar geri inmiyor. Malzemenin fiyatı sürekli artıyor. Bu iş paket servis ile olacak iş değil.”

BANKALARA MAHKÛM EDİLDİK

Okullar kapalı, kültürel faaliyetler yapılamıyor, düğünler yok, birçok özel sektör uzaktan çalışma düzenine geçti. Hal böyle olunca servis şoförleri de 9 aydır işsiz. Ankara Mamak’ta Duygun Turizm’in sahibi Benhur Duygun ile konuşuyoruz. Devletin yalnız bıraktığını söyleyen Duygun, “Bankalara mecbur bırakıldık” diyor. Durumun çok kötü olduğunu vurgulayan Duygun, “2007 yılından beri faaliyet gösteriyoruz. Şimdi 600 bin liralık yatırımdan bin lira kazanıyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Salgının başından beri yalnız bırakıldıklarına dikkat çeken Duygun, son dokuz aylık yıkımı şöyle anlatıyor: “Bugün şoför aylıklarını çıkardıktan sonra bana bin lira kalıyor. Yani 600-700 bin liralık yatırım bin lira kazandırıyor. 10 tane arabam vardı, 6 tanesini satmak zorunda kaldım. Çalışamadığımız için küçülmeye gittik. Araçlarımızı kredi ile almıştık. Aylık 30-40 bin liralık kredi ödemelerim vardı. Ödeyemeyince yapılandırma yapayım dedim. 3 ay öteledim borcu ama 100 lira faiz koydular. Bankalara mecbur bırakıldık. 3 ay geçti ödeyemeyeceğimi düşünüp arabamı sattım, krediyi yatırdım. Şimdi yine ödemeler var her an icra ile karşı karşıyayız. Pandemi öncesi 13 kişi çalışıyorduk şimdi 4. Mecbur kaldık. Bu işin böyle gitmeyeceği belli. Tam kapatma yapılsın. Her şey kapatılsın. Ama bu süreçte de gelirsiz kalan insanlara maddi destek sağlanmalı. Eve ekmek götüremiyor millet.”

‘5 LİRALIK KALEMİN İÇİNİ 1 LİRAYA DEĞİŞİYORUZ’

Uzaktan eğitim en çok kırtasiye esnafını etkiledi. Veliler eğitim masraflarını erteledi, çok sayıda kırtasiye esnafı da “Artık dayanacak gücümüz kalmadı” diyor.
Bartın’da 61 yıllık Ece Kırtasiye’nin sahibi Metin Kaleli ile konuşuyoruz. Kaleli, “Mart ayında kapatmayı düşündük ama eski, köklü yer diye kıyamadık dükkânımıza diye konuşuyor.”

İşlerin yarı yarıya kesildiğini söyleyen Kaleli, kentin en eski kırtasiyelerinden biri olduğu için piyasada denge unsuru olduklarını dile getiriyor. Pandeminin başından bu yana dükkânın kazancı ile giderleri karşılayamadıklarını söyleyen Kaleli, “Biraz birikim vardı kenarda onu kullandık. Ama hazır da bitiyor tabii… Mal satacağız umuduyla geleceğe borçlanıyoruz. Mal alıyoruz 3 ay, 6 ay vadeli” diyor.

Geçen yıl ikinci dükkânını kapatan Kaleli, “Kredi borcum var. Allahtan emekli maaşım var. Emekli maaşımın tamamı ile kredi ödüyorum. Dükkândan da kalan masraflara gidiyor” ifadelerini kullanıyor.

Yurttaşın ekonomik kriz içinde olduğunu çok ilgi çekici bir örnekle anlatan Kaleli: “Biz eski bir kırtasiye olduğumuz için kalem içleri ve uçları var. İnsanlar eşantiyon, 5 liralık kalemi getiriyor, 1 liraya içini değiştiriyor. Hani eskiden pantolon yamalatırdık onun gibi işte.”

MECBUREN PAKET SERVİSE BAŞLADIK

Trabzon’un merkezinde bulunan Kalender Lokantası’nın sahibi Şeyda ve Selim Güner çifti ile konuşuyoruz. Öğlen aralarında öğrencilerin ve beyaz yakalıların yer bulabilmek için sıraya girdiği lokanta son dokuz aydır karanlık içinde.

Dokuz ayın özetini anlatan Selim Güner, şöyle ifade ediyor: “Salgın nedeniyle lokanta ve kafeler kapandığında 13 kişi çalışıyorduk. 2 buçuk ay kadar kapalı kaldık. Yani tümüyle hizmeti durdurduk ve ciromuz sıfıra düştü. Şu an kira borcumuz var. 1 Haziran itibarı ile kısıtlama kalktı ve güncel çalışan sayımız 7 olmak üzere hizmete başladık. Hani şu normalleşme dedikleri dönem. Tabi cirolar normalleşmedi. Salgın öncesine göre ortalama yüzde 30- yüzde 60 arasında düzensiz bir grafik izledi.”

DESTEK DEĞİL BORÇ

Bu süreçte krediye başvurmadığını söyleyen Güner, geleceğe dair güveni ve umudu olmadığı için borçlanmadığını belirtiyor: “Esnaf destek kredisi, fatura erteleme, sigorta erteleme, vs. tüm bunlar ‘borçlanmak’ demek. Eğer en başından kararlı ve etkin bir kısıtlama, daha doğrusu kapanma süreci olsaydı, borçlanma anlamlı olabilirdi, çünkü bilirdiniz ki kısıtlamalar olumlu sonuç verecek, ardından işler normale dönecek ve borçlar ödenecek. Oysa durum böyle değil. Çoğu esnaf zaten borçlu olarak salgın dönemine girdi ve işler düzelmedikçe bu dönemi atlatacak birikimden yoksun.”

ZORUNLU ÖDEMELER YOK SAYILSIN

Ekonomiyi ve gündemi takip ettiğini söyleyen Güner: “Bu saatten sonra devletten parasal bir destek beklemek pek gerçekçi değil diye düşünüyorum. Daha gerçekçi beklentimiz, hayatın ve işlerimizin biran önce normale dönmesi olmalı. İşte bu noktada yapılması gerekenlerle ilgili olarak iktidara güvenim yok. Halkla ilişkilerde çok çelişkili açıklamalar, tutumlar sergilendi. İşletme olarak kapatmak, açmak, sonra yeniden kapatmak; bir yandan kendiniz, aileniz ve yakın çevrenizin sağlığı için endişelenmek; çok yıpratıcı ve tüketici bir süreç bu. En azından fatura, kira, vergi, SGK gibi giderler de bir süre karşılıksız, ertelemesiz yok sayılsa. Başka türlü normalleşme zor gibi görünüyor.”

SALGIN ÖNCESİNE GÖRE YÜZDE 15’LERDEYİZ

Yeni açıklanan kısıtlamalarla bu sefer kapalı kalma yükünü kaldıramayacaklarını söyleyen Şeyda Güner ise “Paket servisi deneme kararı aldık. Acemiyiz bu konuda” diyor.

Şeyda Güner, paket servis işini şöyle anlatıyor: “Şimdilik durum pek iyi değil; salgın öncesine göre yüzde 15’lerdeyiz. Geldiğimiz noktada, bu kez işletmemizi kapatmamış olsak da, giderlerimizi karşılayabileceğimizden emin değilim. Uzunca zamandır burada olduğumuz için kiramız çevre işletmelere kıyasla biraz daha uygun. Ama yine de epey bir kira yükümüz var. Aylık giderimizin önemli bir kalemi kira ödemesi.”

Etiketler
Ekmek Kredi