'Saray' ittifakında büyük kriz!

AKP ile MHP arasında gerçekleşen cumhur ittifakında MHP'lilerin tavrından dolayı kriz yaşanıyor.

'Saray' ittifakında büyük kriz!

Barış CAN/YURT - AKP'lilerin de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'emri vakileri'nden ve 'ülkeyi ben yönetiyorum' havalarından büyük rahatsızlık duydukları iddia edildi. MHP İstanbul milletvekili, Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Atila Kaya'nın 'oyum MHP'ye ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek adama, Erdoğan'a oy vermeyeceğim' çıkışının ardından Kaya'dan yeni açıklamalar geldi.

Bir radyo programına konuk olan Kaya, "Benim tespit ve gözlemlerime göre; yıllarca bu hareketin çeşitli kademelerinde bulunmuş, görev yapmış biri olarak söylüyorum; beklenilenin çok çok üzerinde bu yönüyle bir fire olacağını görüyorum ben. Cumhur ittifakı için Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı’nın dediği gibi; tabanda böyle bir ittifak yok. Bu gerçekten yok yani... Görevde olan arkadaşlarımı, konuştuklarımı da katarak söylüyorum 'partimize oyumuzu veririz, Erdoğan’a oy vermeyiz' diyorlar. Partide kalanlar için söylüyorum; Cumhurbaşkanlığı’nda Erdoğan'a oy vermeyeceğim çok yaygın bir kanaat" ifadelerini kullandı.

16 Nisan Referandumu'nda 10 eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ile 'hayır' için Türkiye'yi gezdiklerini belirten Kaya; 3 Mayıs'ta bu arkadaşları ile görüştüğünü, açıklamasını önce onlara sunduğunu, onların da desteklediğini ifade ederek; "Önümüzdeki günlerde arkadaşlarımızla bir şeyler yapabiliriz. 3 Mayıs’ta bir araya geldik sohbet ettik. Yayınladığım metni de arkadaşlarımızla paylaştım. Memnuniyetle karşıladılar. Referandum sürecinde olduğu gibi arkadaşlarımızla dolaşarak bu görüşlerimizi de milletimizle paylaşacağız" dedi.

Atila Kaya şu açıklamaları yaptı:

Geçmiş dönemlerin bir muhasebesini yaparak mensup olduğum camiaya karşı sorumluluk gereği düşüncelerimi paylaşmak istedim. Açıklamam da ‘vekilinden asil Türk milletine’ diye başlıyordu. Hangi ihtiyaçtan kaynaklandığını tam olarak anlamadığımız, bu referandumu gündeme getirenlerin de herkesin anlayacağı şekilde izah edemediği bir sürecin sonunda 16 Nisan Referandumunu yaşadık. O süreçte geçmişte ülkü ocakları genel başkanlığı yapmış, 10 arkadaşımla beraber; kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığı, yargının bağımlı hale getirildiği, her şeyin tek bir adama bağlandığı, bir anlamda tek adam ve parti devletini öngören Anayasa değişikliği teklifine 'hayır' kampanyası yürüttük.

24 Haziran seçimleri; adına cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dedikleri, eşi benzeri olmayan, tarihsel gelişimi tersine doğru akıtan bir sürecin başlangıcı bir tarih olacak. 24 Haziran'dan sonra bu anayasa yürürlüğe girecek. Bununla ilgili Meclis İç Tüzüğü’nden tutun da yapılması gereken birçok şey varken, altyapısı hazırlanmadan böyle bir rejime, yeni bir sisteme geçiyoruz. Terk ettiğimiz sistem ise 100 seneden fazla pratiğimiz olduğu bir sistem.

Referandumdan sonra şunu bir kez daha görme fırsatı oldu. Her şeyin tek adama bağlandığı, her şeyden onun talimatı olmadan kararların verilmediği, her şeye müdahale edildiği ve her türlü sınırsız diyebileceğimiz yetkiler verilmiş olacak. Ama bunun dengelenmesinin, denetlenmesinin, şeffaflığının olmadığı bir rejimde yaşamak istemediğimiz için şahsen böyle bir çağrıda bulundum.

Ben yıllarını Milliyetçi hareket Partisi'ne, Türk milliyetçiliği fikri anlayışı çerçevesinde yürütmüş bir insan olarak, elbette ki sandığa gittiğim zaman mührü 3 hilale vuracağım. Ancak, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu tek adam rejimi ve parti devleti anlayışının temsilcisi olan zata oy vermeyeceğim. Arkadaşlarıma da bu yönde davranmaları için çağrıda bulunacağım.

Etiketler
Saray