İşte CHP'li 15 vekilin istifasının perde arkasında olanlar

Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk, CHP'den 15 vekilin istifasına ilişkin sürecin perde arkasını kaleme aldı.

İşte CHP'li 15 vekilin istifasının perde arkasında olanlar

Sözcü Gazetesi Yazarı Saygı Öztürk'ün "İstifaların perde arkasında olanlar" başlıklı köşe yazısı şöyle:

"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'de nöbetçi Grup Başkanvekili Engin Altay'ı, cumartesi günü makamına davet etti. CHP'den 15 milletvekilinin istifa edip, İYİ Parti'ye katılmalarını istedi ve bunun için vakit geçirmeden hazırlık yapılmasını istedi.

Engin Altay, TBMM'ye döndü, milletvekili listesini önüne aldı, istifayı “parti görevi” olarak kabul edeceğine inandığı isimleri belirlemeye başladı. Hazırlığı çok uzun sürmedi ve bu aşamada kimseyle de temas etmedi. Her şey büyük bir gizlilik içinde yürütülüyordu. Sonuna gelindi ve Altay hazırladığı listeyi, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na götürdü.

İŞARETLEDİĞİ İSTİFA ETTİ

CHP tabanından gelen, partinin verdiği görevleri bugüne kadar eksiksiz yerine getiren isimler arasından 35 kişi belirlenmişti. Kılıçdaroğlu, listeyi inceledi, CHP'den istifa etmesini istediği isimlerin başına artı işareti koydu. Belirlediği isimlerin istifa edeceğine o kadar emindi ki, yerlerine “yedek isim” işaretlemeye gerek bile duymadı.

Zor görev yine Engin Altay'a düştü. Yılların partililerine “CHP'den istifa edip, İYİ Parti'ye geçeceksiniz” demek de öyle kolay değildi. Altay, saat 20.00 civarında, istifasını isteyecekleri 15 CHP milletvekilini tek tek telefonla aramaya başladı. Onlara, “Ankara dışındaysanız pazar günü saat 11.00'de benim odamda bulunun” dedi. “Gelemem, yetişemem” diyen çıkmadı. Niçin çağrıldıklarını da bilmiyorlardı.

Saat 11.00'de, 15 milletvekili de Altay'ın odasındaydı. Milletvekilleri niçin çağrıldıklarını anlamaya çalışıyordu. Altay, elinde bir kağıt gösterdi, “Arkadaşlar, demokrasimiz için kurulmuş bir kumpası boşa çıkarmak için sizlere tarihi bir görev düşüyor. Genel başkanımız, partimizden istifa edip, İYİ Parti'ye katılmanızı istedi. İsimlerinizi bizzat genel başkanımız belirledi” dedi.

DİLEKÇELER HAZIRLANSIN

Odada buz gibi bir hava esti. Herkes birbirine baktı. Partilerine karşı bir yanlışları da olmamıştı. Üstelik TBMM'de hemen her zaman bulunan, saha görevi en çok verilenler olması da dikkat çekiyordu. Şeker fabrikalarının satışını engellemek için il il dolaşan 7 milletvekili, emek komisyonundan 5 milletvekili, Kılıçdaroğlu'nun danışmanlığı görevini de yürüten 3 milletvekili odada olacakları bekliyordu.

Odada, milletvekillerine tek tek, “İstifa edecek misin, etmeyecek misin?” diye sorulmadı. Parti görevi olarak bunu gördükleri için onlardan da bir itiraz da olmadı. Engin Altay, telefonla, partisinin Grup Müdürlüğü'nü aradı, “CHP'den istifa dilekçelerinin yazılmasını” istedi. CHP'nin diğer grup başkanvekilleri Özgür Özel ve Engin Özkoç, ardından da Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan geldi.

Sohbette, “İnsanların TBMM önüne gelip kendilerini yakmaya başladığı, OHAL kapsamında konuşma özgürlüğünün kalktığı bir dönemde iktidarın bu uygulamalarına karşı yapılacak mücadelede bunlar da birer vatan görevi” yorumları yapıldı. Böyle yorumlamalarına rağmen, istifa dilekçelerini imzalamak öyle kolay olmadı. Ahmet Akın, dilekçeyi imzalamak için kalemi aldığında ellerinin titrediğini fark etti. Burdur Milletvekili Mehmet Göker'in gözleri doldu…

“SÖZ KONUSU VATANSA”

İstifaların hemen ardından İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ geldi. Partilerinin yeni milletvekillerine “hayırlı olsun” derken, son cümlesi de “Başaracağız” oldu. O toplantıda ilginç bir hava vardı. İstifa edenlere ne adaylık, ne de seçilme garantisi verilmedi ve böyle bir şey de hiç konuşulmadı. İYİ Parti'nin, CHP kökenli milletvekillerini Meral Akşener, telefonla aradı ve verdikleri destekten dolayı teşekkürlerini bildirdi.

İstifanın yankısı seçim bölgelerinde nasıl oldu? Ömer Fethi Gürer, “İnanın Niğde'den yüzlerce tebrik telefonu alıyorum. Yapılanın bir vatan görevi olduğunu” belirtiyorlar. Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, “İstifa edişimizin nedenini vatandaşlarımız biliyor ve bizi de çok iyi anlıyor. Tabii, böyle bir kararı vermek parti yönetimi için de, bizim için de kolay olmadı. Atatürk'ün ‘Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır' sözü bize güç verdi. Demokrasimizi korumak için, önünde bir zırh gibi durmak için böyle bir karar verdik. Kumpası yıkmak için kendimizi siper ettik” diyor.

İYİ Parti(nin seçime girmesinin yolunun nasıl açılacağını geçen cumartesi günü İzmir'de Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş ve Milletvekili Mustafa Balbay'la konuşuyorduk. Savaş, “15 milletvekili CHP'den istifa edip İYİ Parti'ye girmedikçe, bu partiyi seçime sokmazlar” diyor ve bazı yasa maddelerini açıklıyordu. Aslında, Okan Öztürk gibi çok sayıda okuyucumuzdan da günlerdir benzer öneriler geliyordu.

AKP'nin bunun üzerine yapacağı karşı hamle var mı? Bunu da bekleyelim, görelim..."

Etiketler