HDP'den çok tartışılacak açıklama: Türkiye’nin savaş suçu işlediğine kuşku yok

HDP Sözcüsü Günay Kubilay parti genel merkezinde düzenlediği haftalık gündem toplantısında konuştu.

HDP'den çok tartışılacak açıklama: Türkiye’nin savaş suçu işlediğine kuşku yok

HDP Sözcüsü Günay Kubilay parti genel merkezinde düzenlediği haftalık gündem toplantısında konuştu. "Türkiye’nin savaş suçu işlediğine kuşku yok" iddiasında bulunan Kubilay hükümete, “Silah zoruyla Kürtleri yaşadıkları topraklardan koparıp etnik temizlik yaparak, demografik yapıyı değiştirerek bir insanlık trajedisinin altına imza atarak neyi kazandınız?” diye sordu.

Halkların Demokratik Partisi sözcüsü Günay Kubilay, HDP Genel Merkezinde düzenlediği haftalık gündem toplantısında açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin uluslararası savaş suçu işlediğini öne süren Kubilay, ” Basit bir soru soralım: Ne kazandınız? Hiçbir şey. Silah zoruyla Kürtleri yaşadıkları topraklardan koparıp etnik temizlik yaparak, demografik yapıyı değiştirerek bir insanlık trajedisinin altına imza atarak neyi kazandınız? Yüz binlerce sivili doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı topraklardan sürdünüz. Pek çok çocuğu öksüz bıraktınız. Uluslararası hukuku ihlal ettiniz. Savaş suçu işlediniz. Sizin zafer dediğiniz, kazanım dediğiniz bu mu?” iddiasında bulundu.

Soçi mutabakatını bölgede yaşanacak sivil katliamı önleyeceği için desteklediklerini ifade eden Kubilay, ” Kuzey ve Doğu Suriye ve Soçi Mutabakatına gündemine gelince; Soçi mutabakatı, her şeyden önce savaşı durdurarak en modern silahlarla gerçekleştirilecek olan kitlesel sivil katliamı önlediği için olumludur. İnsan yaşamı her şeyin üstündedir. Elbette bu anlaşmanın içeriğine dair, devlet iktidar güçlerinin doğrudan silahlarını doğrulttuğu başta Kürtler olmak üzere Rojava halkları değerlendirmekte, SDG yetkilileri olumlu ve olumsuz yanlarını kamuoyuna açıklamaktadır”.

KUBİLAY: ”ONLARIN ZAFER DEDİKLERİ PİRUS ZAFERİ BİLE DEĞİL”

Fakat mutabakatın hangi tavizler verilerek, hangi gayri insanı taahhütlerin altına girilerek gerçekleştiğini henüz bilmiyoruz. Hiç kuşkusuz süreç ilerledikçe her şey açığa çıkacaktır. Bu mutabakatı başta siyasi iktidar olmak üzere devlet, iktidar güçleri zafer naraları atarak karşıladılar. Onların zafer dedikleri pirus zaferi bile değil”.

KUBİLAY:”BU SAVAŞIN TEK KAYBEDENİ TÜRKİYE’DİR”

Türkiye’nin ağır ekonomik problemlerinin olduğunu, işsizliğin tavan yaptığını ancak yine de iktidarın sabah akşam ‘ezerim, geçerim, yıkarım, dökerim’den başka bir şey söylemediğini belirten HDPli sözcü, “Savaş sürecinin tek kaybedeni var, o da Türkiye’dir. Türkiye’ye kaybettiren AKP-MHP iktidarıdır. Ona destek veren parlamento içi muhalefettir” dedi.

KİMYASAL İDDİASINI SÜRDÜRDÜ

Rojavalı doktorların ve uluslararası basın kuruluşlarının kimyasal silah kullanıldığına yönelik çok ciddi iddialarının olduğunu ifade eden Kubilay, “Savunma bakanı Akar, kimyasal silah kullanmadıklarını, TSK’nın silah envanterinde kimyasal silah olmadığını açıkladı. Sanki kullansalar kullandık, silah envanterinde olsa ‘var’ diyecekmiş yapay bir güven havası yaratıyorlar. Tam da bu aşamada Rojava’da kimyasal silah kullanıldığı iddialarını araştıracağını açıklayan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli tarafından 17 Ekim’de 30 bin Euro bağış yapıldığı ortaya çıktı” dedi.

KUBİLAY: “TÜRKİYE SURİYE’DEN TAMAMEN ÇEKİLMELİDİR”

“AKP-MHP iktidarının ısrarla sürdürdüğü savaş ve şiddet politikaları bölücüdür. Halklar arasına kin ve nefret tohumları ekmektedir. Türkiye halklarının eşit haklar temelinde birlikte yaşamının önündeki en büyük engeldir. Bu AKP-MHP bloğu iktidarda olduğu sürece ülkede de bölgede de diyalogdan, müzakereden, onurlu barıştan ve demokratik çözümden söz etmek olanaksızdır. Biz tekrar ediyoruz: Türkiye’ye herhangi bir saldırı, işgal girişimi söz konusu değildir. Türkiye Suriye topraklarından askeri varlığı dahil bütünüyle çıkmalıdır. Suriye halklarının ortak iradesiyle şekillenecek yeni Suriye’yle barışçıl bir ilişki kurmalıdır. Kardeşlik hukukuna dayalı bir komşuluk ilişkisini geliştirmelidir.

KUBİLAY: “KAPSAYICI BİR DİYALOĞA İHTİYAÇ VAR”

Putin’in Soçi Mutabakatı sonrası yaptığı “Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürtler ve Suriye arasında kapsayıcı bir diyalog başlatılması gerekiyor. Çok uluslu Suriye halkının parçası olan Kürtlerin hakları ancak böyle savunulabilir.” sözlerini hatırlatan Kubilay, ” Çok uluslu, çok inançlı, çok kimlikli Suriye’de Kürtlerin dahil edilmediği bir anayasal çözüm demokratik olmayacak, Suriye’de tarihten bakiye kalmış Kürt sorunu ne yazık ki yeni kuşaklara devredilmiş olacaktır” ifadelerini kullandı.

“Yol yakınken Türkiye halklarına başta Kürtler olmak üzere, ağır bedeller ödeten savaştan, şiddetten, halklar arasında düşmanlığı körükleyen politikalardan vazgeçiniz. Washington’da, Moskova’da çözüm dilenmenize gerek yok. Çözümün adresi bir adım ötenizdedir. İmralı’dadır. Seçilmişlerdir, belediye eş başkanlarıdır, milletvekilleri ve Kürt halkının siyasi iradesini yansıtan partileridir. Aksi yaklaşımların tamamı çözümsüzlüktür, çıkmazdır, bütün bir ülkeye kurulmuş karanlık bir tuzaktan başka bir şey değildir.”

HDPli belediyelere kayyum atanmasına ve başkanların tutuklanmasına da değinen Kubilay, sözlerine şöyle devam etti:

“19 Ağustos 2019 tarihinden bu yana 3’ü büyükşehir olmak üzere toplam 12 belediyemize kayyım atanmıştır. Geçen gün uydurma bir gerekçeyle tutuklanan Amed belediye eş başkanımız Selçuk Mızraklı’nın tutuklanması siyasi rehine siyasetinin bir devamdır. Servis edilen fotoğraf Kürt halkının siyasi iradesine vurulan pranganın fotoğrafıdır. Bu fotoğraf, iktidarın alnına sürülmüş kara bir lekenin ve siyasi utancın fotoğrafıdır. 31 Mart seçimlerinde Kürt halkı 2016’da 102 belediyenin 95’ni siyasi darbeyle kurulan kayyım rejimini silip süpürmüştü. Ne var ki, azınlığa düşmüş, gayri meşru konumdaki iktidar, artık demokratik ve meşru yöntemlerle yönetemez hale gelmişti”.

Etiketler
HDP Türkiye