Erdoğan'a eski danışmanından 'talimat' tepkisi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde basın danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Erdoğan'ın 'talimat' açıklamasına tepki gösterdi.

Erdoğan'a eski danışmanından 'talimat' tepkisi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde basın danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Erdoğan’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan eski korgeneral Metin İyidil’in beraat etmesinin ardından yaptığı “Yargı camiamız için gerçekten çok çok üzücü bir adım olmuştur. İlginç olan şey şu; tabii bunların hepsinin talimatlarını da verdik, yani kararı veren kişi veya kişilerin de FETÖ'cü olması bu işin nerelere vardığını gösteriyor” açıklamasına tepki gösterdi.

Beki, “Anayasa'nın telkin ve baskıyla yargıyı etkilemeye çalışma yasağına uyulduğu, mahkemelere emirle müdahale edilerek yargı bağımsızlığının çiğnenmediği, yol açılan aksi algıdan sonra nasıl izah edilecek?” ifadesini kullandı.

Beki yazısında şu düşünceleri kaydetti:

Türkiye, İyidil'in beraatine hükmeden üç istinaf hakiminin FETÖ'cü olduğunu, yargılama sonunda bir mahkeme kararıyla değil Cumhurbaşkanı'nın bir iki gün içindeki açıklamasıyla öğrendi.

Yine hayretengizdir ki FETÖ'cü çıktıklarını söylediği hakimler, HSK müdahalesiyle derhal dağıtılıp üç ayrı şehre sürülürken Cumhurbaşkanı, hemen talimatları verdiğini ve sağ olsun Adalet Bakanlığı ile savcılığın da gereğini süratle yaptığını duyuruyordu.

Tek bir cümleye kaç hayretin sığdığını görmek, hayret uyandırmıyor mu sizde de!

Yani FETÖ'cülük adına görevi kötüye kullanmanın cezası sürgün mü sorusu, bir!

Başka mahkemelerde masum insanların hayatını karartmaya ya da suçluları aklayıp adaletin pençesinden kurtarmaya devam edebilecekler mi? İki!

Anayasa'nın telkin ve baskıyla yargıyı etkilemeye çalışma yasağına uyulduğu, mahkemelere emirle müdahale edilerek yargı bağımsızlığının çiğnenmediği, yol açılan aksi algıdan sonra nasıl izah edilecek? Etti mi üç!

En baştaki soruya doğru cevap verilse böyle ürkünç bir tutarsızlıklar silsilesi hiç yaşanır mıydı? Alın size dört!

Hani şu soru: Bir mahkemede ağırlaştırılmış müebbet alana, bir başka mahkeme nasıl beraat ve tahliye verebilir?

Haksız çıkan karar ve işlemleri, hakim ve savcıların yanına kalırsa olacağı budur. Ne bekliyordunuz ki!

Suçsuz yere insanları yıllarca içeride yatırmış bile olsa...Mağdurları, hakim ve savcıyla ödeşemiyor.

Balyoz ve Ergenekon davalarında haksız tutuklananlara tazminat ödenmesine hükmedildi mesela.

Mahkeme emriyle, başka bir mahkeme emrinin mağdurlarına yüzbinlerce liralık tazminatları ödemesi istenense Maliye hazinesi...

Açık bir kasıt unsuru bulunmadığı sürece, kararı Yargıtay’da bozulan ya da AYM'den, AİHM’den dönen hâkimlere zaten rücu ettirilmiyor ceza.

Dava Adalet Bakanlığına açılıyor, cezaya vatandaş çarptırılıyor. Bedeli size, bana ödettiriliyor.

Ceza, hâkim ve savcıya döndürülmedikçe adil bir ödeşmeden söz edebilir misiniz?

Bir mahsuplaşma olacaksa, takdir yetkisini kötüye kullanan ya da kararında haksız çıkan yargıçla mağdur arasında görülmeli değil mi bu hesaplaşma?

Yazının devamı için tıklayın

Etiketler
Akif Beki Recep Tayyip Erdoğan