Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı: Bilmediğin iş hakkında neden konuşursun? Sus da adam sansınlar

Erdoğan, partisinin genel merkezinde AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı: Bilmediğin iş hakkında neden konuşursun? Sus da adam sansınlar

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir depremine ilişkin, konuştu.

"Yaşanan her felaket bir derstir. Ne yazık ki ana muhalefetin başındaki zat, oraya yaptığı turistik ziyarette, '5 gün oldu, enkaz hala kaldırılmadı' diyor" diyen Erdoğan, "Bilmediğin iş hakkında neden konuşursun? Sus da adam sansınlar" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

İZMİR DEPREMİ

İzmir depreminde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

Deprem anından itibaren arama-kurtarma, enkaz kaldırma, hasar tespiti ve sağlık hizmetleri ile barınma-gıda tespitleriyle depremzedelerin tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılanmıştır.

1 ay içinde deprem konutlarının yapımına başlayacağız.

Önümüzdeki yıl bitmeden de hak sahiplerine evlerini teslim etmiş olacağız.

ANA MUHALEFETE ELEŞTİRİ

Yaşanan her felaket bir derstir. Ne yazık ki ana muhalefetin başındaki zat, oraya yaptığı turistik ziyarette, "5 gün oldu, enkaz hala kaldırılmadı" diyor.

Bilmediğin iş hakkında neden konuşursun? Sus da adam sansınlar.

İzmir milletvekilisin... Düşünebiliyor musun? Şöyle bir uğrayıp dönüyorsun. Başından sonuna kadar kalman lazım. o ilin vekilisin yahu. Bunu da yapmayıp orada hayatını her şeyini feda etmeye hazır olan bakan arkadaşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız hakkında ileri geri konuşuyorsunuz.

Kızılay ile ilgili de bir şey demişti, hatırlarsınız. 'Bir tane Kızılay çadırı görmedim' demişti.

Şimdi burayla ilgili de Kızılay'a verdiler veriştirdiler. Kızılay orada, AFAD tüm imkanlarıyla orada. 4000'e yakın çadırla orada hazır oldular. Yoğun şekilde de çadır kuruluşları yapıldı.

Hangi imkanlar istendiyse bunlar sağlandı.

Yaşanan her felaket bize ülkemizin deprem kuşağında olduğunu, her an yeni sarsıntılarla karşılaşabileceğimiz gerçeğini tekrar hatırlatıyor.

Bu konuda milat hiç şüphesiz 1999 depremidir. Bu işin çok daha gerisi var. Erzincan, Erzurum, Çaldıran'dır... Bunlar çok daha önceleri.

Erzincan depreminde CHP sözcüsünün dedesinin sözcüsü de o zaman İçişleri Bakanı'ydı. 33 bin vatandaşımız o zaman ebediyete intikal ettiler.

"İZMİR'DE 1 MİLYON 400 BİN METREKARE TAHSİS EDİLDİ"

Büyük Marmara Depremi'nin ardından başlayan mevzuat düzenlemelerini hükümetlerimiz dönemlerinde geliştirerek sürdürdük.

Farklı kurumlara dağılmış imkanları bir araya getirerek her depremde ön safta yer alan AFAD'ı biz kurduk.

Stokta bin konteyner vardı. Bu konteynerleri İzmir'de kullanıyoruz, kullanacağız.

Şuanda İzmir'le ilgili bu malum depremin olduğu bölge sulak bir bölge.

Biz şimdi orada Tarım Orman Hayvancılık'a ait bölgeyi 1 milyon 400 bin metrekare, burayı rezerv alan olarak şuanda yapılacak olan konutlara tahsis ettik. Konutları Çevre Şehircilik Bakanlığımız inşaata başlayacak. İstiyoruz ki zemin sorunu olmasın.

Tüm oradaki zeminle ilgili etütler yapıldı, adımlarımız buna göre atılıyor. Genişleme noktasında da daha farklı rezerv alanlarını oluşturma gayreti içindeyiz.

Hâlâ dönüştürmemiz gereken 6-7 milyon konut bulunuyor.

İstanbul başta olmak üzere deprem riskinin yüksek olduğu şehirlerimizde bu süreci hızlandıracağız.

Artık depremlerin ve diğer afetlerin ardından hızlı bir müdahale ile vatandaşlarımızın yanında yer alıyoruz.

Riskli yapı tespiti yapılan 1 milyon 395 bin birimdeki 5 milyon vatandaşımıza yaklaşık 15.5 milyar liralık destek verdik.

1 MİLYON YENİ ÜYE

1 milyon yeni üyeyi temsilen 1 milyon fidanı toprakla buluşturmayı sürdüreceğiz.

Bu yıl 1 milyon yeni üye hedefimize ulaşıyoruz.

Şuanda toplamda 11 milyon 200 bin üye sayısını yakalamış bulunuyoruz. Üyelerimiz kollarını açarak, el ele verseler rahatlıkla Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna insan zinciri oluşturabiliriz.

Hedefimiz nasıl bu ülkedeki her bir seçmenin oyunu alabilmekse, aynı şekilde 18 yaşını doldurmuş her bir kardeşimizi de partimiz üyesi olarak görmek istiyoruz.

Telefonumuz 24 saat açık olmalı. Cevap veremediğimiz çağrıya dönüş yapmalıyız.

Milletle arasına duvar ören, insanları küçümseyen bir AK Parti üyesi varsa, haksız işgalci demektir.

AK Parti'nin hiçbir il, ilçe başkanı, yöneticisi, belediye başkanı, milletvekili, hiçbir temsilcisi milletten kopuk olamaz, milletten kopuk yaşayamaz.

Üye sayısı bizim için sadece bir skor değildir. Bir gönüldaş olarak görüyoruz.

Seçimlerde aldığımız oy da bir oran değildir.

AK Parti'nin yerinde sayması elbette beklenemez. Biz de politikalarımız geliştirip, teşkilatlarımızı değiştirerek milletimize daha çok hizmet sunmanın gayreti içindeyiz.

Teşkilatlarımız içindeki yeni üye yarışı hayırda yapılan bir yarıştır. AK Parti'nin büyümesi Türkiye'nin büyümesi demektir. AK Parti'nin başarılı olması gözünü ve kalbini bize yönelten kardeşlerimizin umutlarının artması demektir.

18 yıl önce 'artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' diyerek çıktığımız yolda bugün işte bu noktadayız. Esasen bugün de özünde 19 yıl önce söylediklerimizi tekrarlıyoruz: Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Nereden geldiğimizi nerede durduğumuzu nereye gittiğimizi iyi bilmek mecburiyetindeyiz.

Yeni üyelerimizi her biri için toprağa diktiğimiz fidanlarla karşılaşmamız rastgele bir tercih değildir.

İstanbul çöl gibiydi, biz ağaçlandırdık.

Türkiye'de çevrenin korunmasına en büyük yatırımları biz yaptık.

Gördüğünüz gibi teröristler boş durmuyor. Baktılar ki insanları öldürmekle başarılı olamıyorlar... Bu defa her canlı gibi sessiz, masum ağaçlarımızı yakmaya başladılar. Bir insan gibi ağaçlar da bizim için bir canlıdır, aynı şekilde değerlidir.

Teröristler benzin dökerek Hatay'ın ilçelerinde ormanlarımızı yaktılar.

Milli parkların sayısını 45'e, tabiat parkların sayısını 249'a, olmayan şehir ormanlarının sayısını 136'ya, BAL ormanlarının sayısını da 558'e yükselttik.

Bugüne kadar 77 ilimizde 50 milyon metrekareyi bulan 270 adet millet bahçesinin yapımına başladık. Bunların 35 tanesini milletimizin hizmetine sunduk. Diğerlerinin çalışmaları sürüyor.

Çiftçilerimize 11 ayda 17.1 milyar liralık tarımsal destek verdik.

Bazı ürünlerde spekülatörlerin stok yaparak fiyatları yükselttiklerinde ithalat yolunu açıyoruz. Bu tür stokçuluk faaliyetlerine elbette göz yumamayız.

Salgın döneminde tüm ülkeler gıda ürünlerinde ihtiyatlı bir gümrük politikası yürütürken Türkiye'nin de bunun dışında kalması beklenemez.

Yine bazıları Türkiye'nin tohumda dışarıya bağımlı olduğunu öne sürüyor. Bizim sadece geçen yılki tohum ihracatımız 155 milyon doları buluyor.

Yahu bir sor be... Görevlendir adamlarını... Ama dert başka.

Amacımız yenilenebilir enerjinin her alanında dünyada ilk sıralara yerleşmek. Gerçek çevrecilik işte budur Bay Kemal. Bunları da öğren.

Aziz milletime sesleniyorum; geçen yılki sertifikalı tohum üretimimizde 1 milyon 134 milyon tonla bizden önceki döneme göre 8 kat artmıştır.

Evsel atıkların geri kazanımı konusunda yaptığımız çalışmalarda yüzde 35'lik seviyeye ulaştık.

100 bin kişiye istihdam sağlayacak, yılda 20 milyar TL ekonomik kazanç sağlayacak geri dönüşüm sistemi kurmayı amaçlıyoruz.

Henüz geri dönüşüm tesisleri konusunda yüzde 13 seviyesinde olmamıza rağmen yıllık 35 milyar lirayı bulan ekonomik hacim oluşmuştur.

Sıfır atık projemiz yaygınlaştıkça, plastik atık kirliliğinin azaldığını görüyoruz.

Kongrelerimizi sürdürüyoruz. Geçen hafta itibariyle bir taraftan daha çok büyükşehir kongrelerine katılıyorum, her hafta bunları gerçekleştiriyorum. Geçen hafta Van kongremizi yaptık. Van teşkilatımıza gerçekten teşekkür ediyorum. Ciddi bir katılımın olduğu bir büyük kongre yaptık. Bunları statta yapıyoruz, mevcut koronavirüs salgının nedeniyle. Ertesi gün Samsun'u yaptık. İnşallah bu hafta da Cumartesi günü Kahramanmaraş mitingimizi yapacağız. Hava şartları el verirse stadyumda yapacağız.

Tüm derdimiz şu; teşkilatlarımızda sen-ben olayını bir kenara koyalım. Kanaat önderi olan arkadaşlarımızı özellikle tercih ederek, bu il teşkilatlarımızı oluşturalım. Bunu özellikle de nefsi nefsi diye bağırarak da yapmayalım. Burada bir davanın erleriysek, dava erleri olarak olaya yaklaşalım ve bakışımız da böyle olsun. Gönül sofrasını böyle kuralım. İnanıyorum ki siz değerli kardeşlerim bu hassasiyet içerisindesiniz."