Ünlü şirketin yönetim kurulu başkanından demokrasi vurgusu

Şahinler Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Şahin, ekonominin düzelmesi için demokrasi ve hukuka vurgu yaptı.

Ünlü şirketin yönetim kurulu başkanından demokrasi vurgusu

Dünya devlerine tekstil üretimi yapan, Avrupa Serbest Bölgesini işleten, turizm, inşaat ve gıda alanlarında faaliyet gösteren Şahinler Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, “Demokrasiyi ve hukuku iyi çalıştırabilirsek, etrafımızda ve içimizde barışı sağlayabilirsek enflasyonu da düşürürsek, halk birbirine güvenirse dışarısı da bize güvenmeye başlarsa Türkiye’yi kimse tutamaz” dedi.

Şu anda net döviz getiren sektörün turizm olduğunu, konfeksiyon gibi net ihracatı yüksek olan sektörlere de teşvik ve can suyu verilmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, “İki tane büyük atlı, onlara yem verilmesi lazım ki daha hızlı koşsunlar. Bizi krizden bunlar çıkaracak” diye konuştu.

Ünlü şirketin yönetim kurulu başkanından demokrasi vurgusu - Resim : 1

Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç, Kemal Şahin ile holdingin hedeflerini, ekonomiyi, krizi ve çıkış yollarını konuştu.

Ekonomi zorlu bir süreçten geçiyor, özellikle 2018 birçok şirket için kötü bitti, 2019 nasıl geçiyor?

- İşlerimizin yüzde 80’i döviz geliriyle. 2018 bizim için kötü geçmedi. Turizm, tekstil ve Avrupa Serbest Bölgesi’nde gelirlerimizin hepsi dövizle, o nedenle gelirlerimizin arttığı bir yıl oldu. Ama tabii inşaat projemiz Westside biraz yavaşladı. Orada satış TL ile. Tabii büyük yatırımlara biz de girişmedik. İş dünyasının çoğu açısından özellikle iç piyasaya çalışan firmalar sıkıntı yaşadı. Döviz borcu olan firmalar sıkıntıya girdi. Büyük firmalar bile borçlarında yeniden yapılandırmaya gitmek zorunda kaldı. İç piyasada enflasyon artınca insanların alım gücü düştü. Döviz artınca, her şey ona endeksi arttı. Ülkeye para girişi durdu. İki üç cepheden hakikaten iş dünyası sıkıntı yaşıyor.

Hükümet de buradan çıkış için elinden geleni yapıyor. Ama ha deyince de her şey düzelmiyor. ABD bir taraftan karıştırıyor, Ortadoğu karışık. Türkiye de bu ateş çemberinin içinde kaldı. Dış siyasetten ya da uzun zamandır birikmiş sıkıntılardan ve hiç beklemediğimiz olaylar olduğu için bu krize girdik. Yavaş yavaş krizin ortasına gidiyoruz.

Projeyi rafa koyduk

Krizden çıkışa doğru mu gidiyoruz?

- Krizin dip noktası bence doların 7 TL’yi bulduğu dönemlerdi. Büyük piki geçtik. Ama bugünden yarına bundan çıkamayız. Senenin sonuna doğru yavaş yavaş büyüme eğilimine girebiliriz. Hükümet de işçi teşviki, tüketicilere teşvikler çıkarıyor. İnşallah dış siyasette işi oturtabilirsek daha iyi olabilir. Finans piyasaları Türkiye’yi riskli görüyor. Para istediğimiz kadar gelmiyor. Tekrar o kanallar açılırsa motor da daha iyi çalışmaya başlar.

İnşaat projeniz var, o alanda kriz daha ciddi hissediliyor, nasıl etkilendiniz?

- İnşaattaki krizden biz çok etkilenmedik. Çünkü kriz geldiğinde projemizin yüzde 80-85’ini satmıştık. Maliyetler artmasına rağmen aynı fiyatlarla satmak durumunda kaldık. Westside büyük bir proje, 1.200’ü aşkın ünite var. Geçen yılki ciromuzun belki yüzde 15-20’sini bu proje oluşturdu.


Kısa vadede inşaatta yeni yatırımınız olacak mı?

- Yeni projeyi hazırladık ama çıkmayı düşünmüyoruz. Piyasayı bekleyeceğiz. Faizlerin, enflasyonun düşmesi lazım. Halkın alım gücünün yerine oturması gerekiyor. Şimdilik projeyi rafa koyduk. İklim olgunlaşırsa piyasaya çıkaracağız. Hava ısınsın, ortam iyi olsun onu da raftan indireceğiz.

Kurtuluş turizm ve tekstilde

Enflasyon hangi seviyeye inerse iş yapılabilir?

- Enflasyonun kuyruğunda faiz var. Enflasyon yüzde 7-8’e inmeli. İnmezse faizler düşmeyecek. Tabii bu yıl düşmez ama yüzde 15’e düşerse krizden çıkış kapısı olur. İyi politikalar oluşturulursa daha da düşer. Enflasyonun düşmesi için üretimin de artması gerekiyor. Para sermaye olmadığı için üretim de artmıyor. İnsanlar borçlu, çok sıkıntılı firma var, bunların düzeltilmesi lazım. Canlandırılması lazım.
Şu anda net döviz getiren sektörümüz turizm. Bu yıl turizmden 40-45 milyar dolar net döviz geliri bekleniyor. Hükümetin buraya teşvik vermesi gerekiyor. Tekstil gibi net ihracatı yüksek olan sektörlere de bir can suyu vermesi lazım ki krizi aşalım. İki tane büyük atlı, onlara yem verilmesi lazım ki daha hızlı koşsunlar. Bizi krizden bunlar çıkaracak.

Lokomotifler beslenmeli

Ne tür teşvik ve can suyundan bahsediyorsunuz?

- Mesela konfeksiyonda ihracat artmıyor, çünkü finansmanda sorun var. Firmalar her şeyi vadeli alıyor, bunlar da dövize bağlı. Vade farkları çok arttı. Faizin inmesi lazım. Burada hükümet ya teşvik verecek ya da diyecek ki konfeksiyonun ihracatına yüzde 5-10 katkı veriyorum. Net ihracat getiren yerlere destek olunmalı. Çare bu. Herkesi kurtaralım onu bunu kurtaralım derken lokomotifleri beslemezsek çıkamayız bu durumdan.

Teşvikler ağırlıklı olarak inşaata gitti, yanlış mı yapıldı sizce?

- Desteklemek lazım. Ciddi sermaye yatıyor. Ama şu anda tüm parayı inşaat şirketlerine versek de alıcı yok. Çünkü vatandaşın alım gücü yok, güvenmiyor. Onları yüzdürmek lazım ama lokomotif sektörleri, kasları olan atları daha hızlı koşmaları için daha çok teşvik etmek lazım. Şimdi üç aylığına istihdam desteği verildi. Yanlış bence. Üç ayda insan işçi alamaz ki. Hükümet bunu en az 1 yıl için vermeli. Hükümetin yaptığı bir hata daha var. 500 kişinin altında çalıştıran firmalara 150 TL asgari ücret desteği veriyor. 500 kişinin üstünde çalıştırana 100 TL destek var. Çok istihdam yaratanı cezalandırıyor.

1 milyar dolar ciro

Gıda sektöründe Teyvaş şirketiniz var, krizden nasıl etkilendi?

- İstikrarlı gidiyor. Bir de perakende sektörüne girdik. Beylikdüzü’nde Website projesi içinde BiTavuk diye bir yer açtık. Zincir de düşünüyoruz. Hazır yemekte 20 bin civarında kişiye yemek veriyoruz. Orada da büyüme stratejimiz ve üst segmente girme hedefimiz de var.

Yeni gireceğiniz sektörler olacak mı?

- Şu anda düşünmüyoruz. Para kazanamadığımız alanları da kapatıyoruz. Mesela iplik üretimini bıraktık. Döviz geliri fazla olan tekstilin diğer ayaklarını güçlendiriyoruz.

Grubun cirosu ne kadar?

- 1 milyar dolar ciro ve 10 bin çalışanımız var.

İflaslar engellenmeli

İş dünyası olarak kısa vadede ne tür riskler görüyorsunuz, hangi adımlar atılmalı?

- Hakkını yememek lazım, hükümet çalışıyor. Ama şu iklimin iyileşmesi lazım. Bazı şeyler Türkiye’nin elinde de değil. Dışarıda da işler karıştıkça krizden çıkmak da zorlaşıyor. Ama içeride de hükümetin ihracatı desteklemesi lazım. İstihdama destek vermesi gerekiyor. Çünkü istihdam çökerse iç piyasa da çöker. Borcu derdi olanların paralarının zamanında verilmesi lazım. Firmaların batması engellenmeli. Çünkü o yapıları tekrar kurmak kolay değil. Bankalar zor kredi veriyor. Hiç kimseyi de suçlayamayız. Her tarafta sıkıntı var. Bunu elbirliğiyle çözmemiz lazım.

Siz yurtdışında da üretim yapıyorsunuz, orada iş dünyasının Türkiye’ye dönük ne tür kaygıları var?

- Başta güven sorunu var. Mesela Suriye ile savaş olur mu olmaz mı endişesi biraz azaldı. Terör endişesi gitti. Ülkelerle güven artırıcı ilişkiler kurmamız gerekiyor. Hukuk düzenimizi güvenilir hale getirmemiz şart. Bu konuda yurtdışında ciddi endişeler var. Yurtiçinde de var. Hepimizin, yerli yabancı, kadın erkeğin güvencesi hukuk. Bunu sahiplenmemiz lazım. Bu aslında en büyük teşvik olur.
Tren kaçtı ama toparlanabilir... AB standartlarını sağlayıp AB sürecini devam ettirmemiz lazım. Onun bir ayağı hukuk bir ayağı özgürlükler onları istiyorlar. Kopenhag kriterlerine uyumu sağlayabilirsek en büyük teşvik. Bunları sağlarsak yabancı yatırımcı da gelir, buradaki de çok yatırım yapar. Çok basit, parasını getirmişse, buraya güvenmesi lazım. ‘Bana bir şey olmaz’ demesi lazım. Çevremizdeki sis perdesi bir dağılsa tekrar o güzel günler gelir.

Büyümeye devam

Holding olarak ana odağınızda hangi sektörler olacak?

- Birinci odağımız turizm. Antalya’daki Club Mega Saray bünyesinde Megasaray Tennis Academy’i açacağız. 50 milyon dolarlık yatırımız olacak. Konfeksiyonda Trakya’daki fabrikalarımızın üretimini artırıyoruz, ihracat ünitelerimizi güçlendiriyoruz. Gelecek bir iki yıl içinde iki üç yeni otelimiz olabilir.

Holdingin ana işi tekstil, orada büyümeyi düşünüyor musunuz?

- Hazırgiyimi büyütüyoruz. Hazır giyimde bizde 5 binin üzerinde çalışan var. Avrupa Serbest Bölgemiz var oraya da odaklanıyoruz. Onu büyütebiliriz. Belki Edirne’de yeni bir serbest bölge kurabiliriz. Avrupa Serbest Bölgesi’nin 2.5 milyar dolarlık iş hacmi var. Turizm, konfeksiyon ve serbest bölge alanlarında durmayı düşünmüyoruz.

Hele seçim geçsin

Ortamın iyi olmasından, havanın ısınmasından neyi kastediyorsunuz?

- Önce şu seçimlerin geçmesi gerekiyor. Seçimler gerçekten çok gerdi. Sanki ölüm kalım savaşı gibi oldu. Ekonomiye dönmek şart. Tabii en önemlisi enflasyonun düşmesi lazım. Enflasyon düşmeden faizler düşmez. Güven gelmesi lazım. Dövizin belli bir seviyeye oturması şart. Yurtdışının, finans dünyasının Türkiye’ye güvenmesi lazım. Ekonomi büyümeye başlamalı. Dış siyasetimizi istikrarlı noktaya oturtmamız gerekiyor, Avrupa ile, ABD ve Ortadoğu ile. Münferit kararlar almadan uzun vadeli düşünmeliyiz. Türkiye’nin etrafında bir barış havzası oluşturmak gerekiyor. Bunu yaratırsak, hukuğu da oturtursak işler daha iyi olacak. Darbe ile bozulan yapıların düzelmesi gerekiyor. Demokrasiyi, hukuku iyi çalıştırabilirsek, etrafımızda ve içimizde barışı sağlayabilirsek, enflasyonu da düşürürsek, halk birbirine güvenirse, dışarı bize güvenmeye başladığı andan itibaren bizi kimse tutamaz.