Hükümet nafaka hakkını neden hedefine alıyor?

Avukatlar nafaka hakkının kaldırılmasına itiraz ediyor.

Hükümet nafaka hakkını neden hedefine alıyor?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 100 günlük eylem planı içinde yer alan nafaka düzenlemesi ile ilgili tartışmalar devam ederken 2016 yılında “Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu”nun kurulmasıyla birlikte nafaka hakkının kaldırılması gündemde.

21 Haziran günü, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, “Kadının korunması esas, ama iki yıl evli kalmışlar sonra medeni şekilde ayrılmışlar. İki sene evli kaldılar diye bunları birbirleriyle ölene kadar hukuken bağlamak doğru değil” derken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da 4 Ağustos’ta, 100 günlük eylem planını açıklarken nafaka ödeme sisteminin adil bir hale getirilmesinin gündemlerinde olduğunu söyledi.

Mezopotamya haber ajansından Necla Demir, nafaka düzenlemesinde tartışılan başlıkları Avukat Leyla Süren ile değerlendirdi. Hükümetin kadınlara yönelik şiddeti ve çocuklara yönelik istismarı önlemek yerine "Nafaka çalıştayı" düzenlediğini dile getiren Avukat Leyla Süren, nafakanın kaldırılmasının ekonomik şiddet olduğunu belirtti.

‘SÜRESİZ NAFAKA DİYE BİR ŞEY YOK’
Nafaka hakkında bilinen yanlışlara dikkat çeken Süren, “Boşanan kadının hiçbir gelirinin olmaması gerekiyor. Örneğin malı varsa, işi varsa, mesleği varsa nafaka verilmesi diye bir şey yok. Şuan gündemde tutulan şekliyle sanki her boşanan kadın nafaka alabiliyormuş gibi gösteriliyor ama hala sadece kanunda belirli kıstaslara uygun kadın yoksulluk nafakası isteyebiliyor. Bunu çok iyi anlamamız lazım" dedi.

Süren, Adalet Bakanı'nın süresiz nafaka açıklamalarına açıklık getirdi: "Bir kere süresiz nafaka diye bir şey yok. Her ne kadar mahkeme süre belirtmeden bunu kabul ediyorsa da örneğin bir iki sene sonra o kadının mali gücünde bir değişiklik olduğunda nafaka ödeyen kişi nafakanın kaldırılması ya da indirilmesini isteyebilir. Üçüncü önemli olan konuysa şu; Bir kadın sadece kendisi için değil, kendisine velayeti bırakılan çocuklar varsa onu da iştirak nafakası adı altında isteyebilir. O çocuğun bakımıyla ilgili her iki eş sorumlu olduğuna göre velayet verilmeyen tarafa çocuğun bakımı ile ilgili maddi oran belirlenir.”

‘BOŞANMAYI ZORLAŞTIRMAK İÇİN YAPILAN ŞEYLER’
Her yıl yüzlerce kadının yaşamını yitirdiğini hatırlatan Süren, “İki bakanlık kadın cinayetleri veya çocuk istismarını nasıl azaltabiliriz diye bir çalıştay yapmazken belki de yüzdeleri o kadar düşük oranda olacak nafaka mağdurları için çalıştaylar düzenlediklerini görüyoruz. Esas itibariyle boşanmayı zorlaştırmak için yapılmaya çalışılan şeyler bunlar. Açıkça, 'boşanmayın, şiddet gördüğünüz, özellikle yaşam hakkınızın ihlal edildiği evlerde ve evliliklerde kalmaya devam edin' diyorlar. Tercümesi bu" ifadesinde bulundu.

‘ŞİDDETİN DEVAMI İÇİN DEVLET ELİYLE YASALAR ÇIKARILIYOR’
Süren, düzenlenmenin kendileri açısından ne anlama geldiğini şu sözlerle açıkladı: “Bakanlık ‘süresiz nafaka alınmasını engelleyeceğiz, erkekleri koruyacağız’ diyerek hareket ettiklerini söylüyor. Peki o evlilikle kadın erkek eşit mi ya da kadın neden boşanmak ister? İstatistikler şiddetin en yüksek boşanma sebebi olduğunu söylüyor. Türkiye’de kadınların yoksulluk oranı yüzde 21.6. Bu iki bilgi sadece kadınların nafaka almaması halinde şiddet görmeye devam edeceğini gösteriyor. Yani kadınlar yalnızlaştırılmaya çalışılıyor, eve kapatılmak isteniyor ve o evde gördüğü şiddetin de devam etmesi için devlet eliyle yasalar değiştirilmeye çalışılıyor.”

‘BU BİR EKONOMİK ŞİDDETTİR’
Nafaka hakkının engellenmesinin aynı zamanda ekonomik şiddet olduğunu belirten Süren, “Yoksun bırakma bu bir ekonomik şiddet. Yoksullukla şiddet arasına kadın sıkıştırılmaya çalışılıyor. Sonuçta ekonomik şiddet de fiziksel şiddetle kadın karşı karşıya getiriliyor. Eğer nafaka konusunda belirttikleri şekilde bir düzenleme getirirlerse kadın; evdeki psikolojik ve fiziksel şiddetle, yoksun bırakılmayla, evlilik ile ekonomik yoksulluk arasında seçim zorunluluğuna mahkum edilecek” dedi.

“Bu düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değil" diyen Süren mücadele çağrısı yaptı.

Etiketler
Define