Gri pasaportla Almanya'ya kaçırılan kişi konuştu: Böyle bir olanak sunulmuş, kullanmışım... Suçum ne?

Habertürk yazarı Sevilay Yılman, gri pasaportla Almanya’ya giden kaçak H.B’yle görüştü.

Gri pasaportla Almanya'ya kaçırılan kişi konuştu: Böyle bir olanak sunulmuş, kullanmışım... Suçum ne?

AKP’li Yeşilyurt Belediyesi tarafından, Eylül 2020’de ‘Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirmek Projesi’ için yurt dışına gönderilen 45 kişiden 43’ü geri dönmedi. Olayın ortaya çıkmasının ardından birçok belediyenin benzer yasa dışı faaliyetlerle, para karşılığı gri pasaport verilen vatandaşları yurt dışına kaçırma işine karıştığı iddia edildi.

Habertürk yazarı Sevilay Yılman, gri pasaportla Almanya’ya giden kaçak H.B’yle görüştü.

Görüşmeyi köşesinde aktaran Yılman'ın bugünkü yazısı şöyle:

İlk yazımın ardından çorap söküğü gibi gelmeye başladı belge ve bilgiler.

Hala da gelmeye devam ediyor.

Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde patlak veren ancak bu haberin gündeme yansımasının ardından aynı yöntem ve usül ile gerçekleştirildiği anlaşılan birçok organizasyona alet olan belediyelerin sayısı tahminimce bilinenden çok fazla.

Mesela belgesi elimde olmadığı için bilmiyordum… Meğer bu işte merkez olarak Bingöl Belediyesi kullanılmış. Onu da Almanya’ya bu yolla gidebilenlerin anlattıkları sayesinde öğrendim. Bunlardan biri Bingöl’ün Solhan ilçesinden.

Adını saklı tutmam kaydı ile konuşan kişi 2019 yılının Temmuz ayında Bingöl Belediyesi bünyesinde gerçekleştirilen; “Çevreye duyarlı bireyler” projesine 6 bin Euro karşılığında dahil olduğunu itiraf ediyor.

Hiç uzatmayayım ve gri pasaportla Almanya’ya giden kaçak H.B’yle yaptığım görüşmeyi aynen aktarayım…

"15 GÜNDE GRİ PASAPORT ELİMDEYDİ"

Nasıl oldu bu organizasyona dahil olman? Nereden duydun bunu? Ya da kim söyledi?

“Kimsenin bir şey söylemesine gerek yok ki… Bingöl’de yaşayan herkes zaten bu yolla Almanya’ya gidildiğini biliyor. Yeter ki verebileceğiniz 6 bin Euro’nuz olsun…”

Bazıları daha yüksek rakamlar telaffuz ediyor ama…

“Doğru. 20 bin Euro’yu veren kek de var. Benden de önce 10 bin istediler. Dedim benim hepi topu 6 binim var. Başka da verecek param yok. Eli mahkum kabul ettiler…”

Nasıl oldu peki gri pasaporta kavuşman?

“Valla hiçbir şey yapmadan oldu. Bana dediler nüfus cüzdanınla parayı getir, gerisini bize bırak. Öyle de oldu. Parayı götürdüm söyledikleri emanetçi adrese. 15 gün sonra gri pasaport elimdeydi….”

"BİNGÖL’DEN EN AZ 450-500 KİŞİ"

O adres neresiydi?

“Bingöl merkezde bir kuyumcuydu. Orada toplanıyordu paralar, kimlikler…”

Sonra?

“Sonra tarih verdiler. Otobüsle götüreceğiz dediler. Bindik otobüse çıktık yola. Hiç sorun yaşamadan da vardık Almanya’ya… Zaten aynı şehre de gelmedik. Hepimiz değişik şehirlerde indik. Essen, Hannover, Bremen… Ben Hamburg’u istedim. Çünkü akrabalarım buradaydı… “

Kaç kişiydiniz?

“Bir otobüs dolusuyduk… Ama bakın ben size bir şey söyleyeyim mi? Siz sanıyorsunuz ki 45-50 kişidir bu yolla çıkan. Bu yanlış bilgi. Sırf bizim Bingöl’den benim tanıdığım, burada hala görüştüğüm 150 kişi var. 2019-2020 yılları arasında Bingöl’den en az 450-500 kişi böyle çıkarıldı. Bu işin merkezi de Bingöl’dür. Siz oraya iyice bir bakın bence. Çünkü bu işin esas mimarı sizin de yazınızda yazdığınız gibi Ali Ayrancı’dır. Bingöllüdür kendisi ve çevresi çok geniştir. Eli kolu çok uzun bir vatandaştır… Bir de Sedat diye biri var. Soyadını bilmiyorum ama İstanbul’da yine Bingöllü biri…”

Giderken hiç sorun yaşadınız mı yolda?

“Hiçbir sorun yaşamadık. Otobüsten inmedik bile. Geliyorlardı alıyorlardı pasaportları elimizden. Götürüp damga vurduruyorlardı. Tekrar yola devam ediyorduk…”

"GİDİNCE PASAPORTLARI ALDILAR"

Ne oldu peki pasaportun? Ne yaptın?

“Geri verdik. Teslimat bittiği anda elimizden aldılar. Zaten şart oydu. Varır varmaz vereceksiniz pasaportları diye…”

Şimdi pasaport yok ne yapıyorsun peki? Orada hangi kimliğini kullanıyorsun?

“Bir kimlik kullanmama gerek yok. Kimse bilmiyor ki benim burada olduğumu. Almanya benden habersiz….”

Nasıl yaşıyorsun peki? Kaçak olarak zor olmuyor mu?

“Valla zor olmuyor. Kaçak gibi yaşamıyorum. Geziyorum da, dolaşıyorum da… Kimse sormuyor ki bana sen kimsin, nesin diye… Bir bekar evinde kalıyorum arkadaşlarla. İnşaatlarda çalışıyorum. Bir sorun yaşamıyorum şu anda….

Ama bir gün yaşayacaksın illa ki…

“O zaman da Allah büyüktür. Başımızın çaresine bakarız inşallah…”

"İLTİCA TALEBİNE OLUMLU BAKILMIYOR"

Çoğu insan iltica etmiş deniliyor. Sen niye etmedin?

“O çok doğru bir bilgi değil. Başvuranlar oldu evet ama Almanya olumlu cevap vermedi daha. Çünkü ne diye gidip iltica edeceğim. Dese ki sen niye geldin buraya… Desem; “Siyasiyim… Ülkemde baskı görüyorum” filan. İnanır mı Almanya? Demez mi; “Kardeşim gri pasaportla girişin var senin. Madem ülkende baskı görüyordun, zulmediyorlardı. Nasıl aldın bu gri pasaportu? O yalan ablacığım. Gelenlerin çoğu iltica miltica edemiyor. Kaçak yaşıyoruz hepimiz!”

Peki siyasi bir tarafın var mı?

“Hiç öyle bir tarafım yok ablacığım. Ben ekmeğimin derdinde bir insanım. Buraya da ekmeğimi kazanmak için geldim. Allah’a çok şükür memnunum da. İyi kötü kazanıyorum. Bir oğlum var Bingöl’de. Ona rahat rahat bakıyorum. Ama adımı yazmayın lütfen. Kendim için korkmuyorum. Ailem orada. Oğlum var. Onların başına bir şey gelmesin…”

Ne yapacaksın bundan sonra peki?

“Valla bir şey yapmayacağım… Gittiği yere kadar böyle götüreceğim… Yakalanana kadar artık…”

Memnun musun peki? Pişmanlık duyuyor musun?

“Niye pişman olayım ki? Burada her şey var. Orada iş yoktu, güç yoktu. Açtım yav. Bak düşün burada her gün et yiyorum. Ben orada et yiyemiyordum. Eşim vefat etti. Bir tane oğlum var. Onu mutlu edecek kadar para kazandıktan sonra gerisi önemli değil…”

"HER ŞEHİRDE AYRI KONTAK VAR"

Peki Almanya’daki kontaklar kim?

“Her şehirde ayrı bir kontakları var. Bir kişi değil ki! Siz bir tanesini yazdınız. Ersin Kilit. Ondan başka bir sürü isim var. Uyduruk şirketler kurmuşlar burada. Onlar üzerinden davet yaptırıyorlar. Diyorlar ki; “Gelenlerin tüm masraflarını bu şirket karşılayacak” Belediyeye veriyor listeyi. Belediye de görevli diye müracaat ediyor valiliğe. Alıyor gri pasaportu. Mis gibi. Hiç sorun yaşanmadan getiriyor seni…”

Evet mis gibi de… Ama bu büyük suç sonuçta…

“Benim ne suçum var? Ben bana böyle bir olanak sunulmuş bunu kullanmışım. Kime deseler seni bu yolla Avrupa’ya götüreceğiz. Kim yok der? Haftada 3 ya da 4 otobüs geliyor. Düşünün…”

Hala gelen var mı?

“Kesildi son dönemde ama Kovid yüzünden. En son geçen Eylül’de geldi birkaç otobüs. Araya salgın girdi diye durdu yoksa çok güzel bir yöntem bulmuş adamlar. Tıkır tıkır işliyordu… “

Benim anladığım kadarıyla bu yolla giden 1000’in de üzerinde…

“Ne 1000’i hanımefendi? Ne 1000’i… Diyorum ya! Sırf Bingöl’den 450-500 kişi geldi. Yalnız sizden bir ricada bulunacağım. Bazı yerlerde gördüm diyorlar ki; FETÖ’cüleri kaçırmışlar… Bu benim çok zoruma gitti. Ondan zaten size ulaşmak istedim. Ben FETÖ METÖ bilmem kardeşim. 5 vakit namaz kılan Müslüman bir insanım. Ben devletçi bir insanım. Ülkemi seviyorum. Ben buraya hain olduğum için falan gelmedim. Ekmek param için geldim. Çalışmaya geldim. Keşke böyle bir şeye mecbur kalmış olmasaydım ama kimse bizi FETÖ METÖ ya da PKK MKK diye konuşmasın. Öyle bir şey olsaydık devletin GBT soruşturmasından temiz çıkar mıydık? Bize gri pasaport verilir miydi? Arkamızdan böyle konuşulması çok ayıptır. Ne FETÖ bilirim ben ne PKK şu bu. Benim bir bildiğim ekmek parasıdır…”

Etiketler
Almanya Muş Habertürk