Emin Çölaşan: Bunlar yalancıdır, sahtekardır, utanmazdır

Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan'dan Lozan Barış Anlaşması yazısı.

Emin Çölaşan: Bunlar yalancıdır, sahtekardır, utanmazdır

Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın “30 Ağustos halkın genelini ilgilendiren bir bayram değildir!” sözlerini değerlendirerek Lozan Anlaşması'nı da hatırlatan önemli bir yazı kaleme aldı.

Emin Çölaşan'ın "Temmuz ayı önemlidir" başlıklı köşe yazısı şöyle:

"Sevgili okurlarım, milletlerin tarihinde öylesine önemli günler, önemli tarihler vardır ki, asla unutulmaması gerekir.
Örneğin bizim ulusal bayramlarımız (sırasıyla):
– 19 Mayıs 1919.
– 23 Nisan 1920.
– 30 Ağustos 1922.
– 29 Ekim 1923.

Bunlar aşama aşama gerçekleşti. Mustafa Kemal Paşa Samsun'a çıkıp milli mücadeleyi başlattı. Sonra Ankara'da Meclis açıldı. 30 Ağustos günü işgalci Yunan ordusuna karşı büyük zaferi kazandık ve sonunda Cumhuriyet ilan edildi.
Hadise budur.

Bugün birkaç cümle ile geçiştirilen bu büyük mücadelenin her dakikası aslında önemlidir, nice belgesellere ve romanlara konu olan olayları sinesinde barındırır.

★★★

Bursa'nın AKP'li Büyükşehir Belediye Başkanı olan şahıs birkaç gün önce bir cevher yumurtladı!

“30 Ağustos halkın genelini ilgilendiren bir bayram değildir!”
Peki niçin yumurtluyor bu cevheri?
Belediye Meclisi üyeleri Bursa'da toplu taşıma araçlarının 30 Ağustos günü ücretsiz olmasını istemişler…

Ben bu AKP'lilerin bu tür saçma sapan ve düşmanca laflarını anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu ilk değil, son da olmayacak.
Aklı başında hiçbir Türk vatandaşı, hele Bursa gibi önemli bir kentimizin belediye başkanı bu lâfı edemez. Eğer ederse en başta partisinin ona hesap sorması gerekir ama kim soracak!
Sen neyi küçümsediğinin farkında mısın efendi?

★★★

Sevgili okurlarım, yazının başlığında “Temmuz ayı önemlidir” demiştim. Gerçekten de öyledir.
Örneğin milli mücadele döneminin ilk örgütlü toplantısı olan, çoban ateşinin yakıldığı Erzurum Kongresi bundan tam 100 yıl önce Mustafa Kemal Paşa başkanlığında toplanmıştı.

Katılanların çoğu sivildi:
“Vatan bir bütündür, bölünmesine izin vermeyeceğiz. Her türlü yabancı işgale karşı milletçe direnişe geçeceğiz…”
Elde silah, cephane, örgüt, asker, hiçbir şey yoktu ama adım adım başardılar.

★★★

Atatürk'ün en büyük hayali 1930'lu yıllarda Fransız egemenliğinde olan Hatay'ı Türk topraklarına katabilmekti.
Sağlığı giderek bozuluyordu ama Hatay onun için bir numaralı sorundu.
Diplomatik girişimlerde bulundu, hadiseyi hep gündemde tuttu.
O sağlıksız hali ile çıktığı çeşitli yurt gezilerinde hep Hatay'dan söz etti…
Önce orada bir Türk devleti kurdurdu…

Ve günün birinde Türk askerinin Hatay'a girdiğini göremeden aramızdan ayrıldı.
Olayı başlatan Atatürk, bitiren Cumhurbaşkanı İsmet İnönü olmuştu.
Hani o küçümsedikleri, “Camileri ahır yaptı” diye hakkında inanılmaz iftiralar savurdukları İnönü var ya, işte o!..
Ve 23 Temmuz 1939…
Hatay devleti Türkiye'ye katılma kararı aldı.

★★★

Sevgili okurlarım, bugün başka bir açıdan da çok önemli bir gündür, asla unutmamak gerekir.
30 Ağustos 1922 zaferi kazanılmış, 9 Eylül'de İzmir kurtarılmış ve silahlı mücadele artık sona ermişti.

Silahlı mücadeleyi kazanmıştık ama bağımsızlığımız, egemenliğimiz, ekonomimiz elimizde değildi. Osmanlı döneminde bize yutturdukları kapitülasyon belası aynen devam ediyordu.
Bu konuda sadece bir tek örnek vereyim, bilmeyenler kapitülasyonların ne anlama geldiğini öğrensin.

Varsayalım bir Rus vatandaşı başkent İstanbul'da cinayet işledi. Büyükelçiliği onu Osmanlı zabıtasına isterse verir, istemezse serbest bırakıp doğrudan ülkesine gönderirdi. Polis o katilin evine adımını bile atamazdı.
Başımızda böyle bir bela vardı.

Savaş bitmiş, sıra bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi kurtarmaya, kapitülasyon belasını kaldırmaya gelmişti.
İsviçre'nin Lozan kentinde barış görüşmeleri başladı. Mustafa Kemal Paşa Ankara'da devlet başkanı, heyetimizin başında İsmet Paşa…
Konferanstaki pazarlıklar aylarca sürdü. Bir ara kesintiye uğradı, heyetler ülkelerine döndü. İngiltere, Fransa, İtalya, ABD, Japonya ve başka devletler… Sonra yine Lozan'da toplandılar…

★★★

Aslında bugün, yakın tarihimiz açısından yine çok önemli bir gün.
Lozan Anlaşması 24 Temmuz 1923 günü imzalandı. Yeni Türk devletinin bağımsızlığı ve egemenliği bütün dünya tarafından kabul edilmiş, kapitülasyon belası kaldırılmıştı.

Hemen ardından Ankara başkent oldu, 29 Ekim günü Cumhuriyet ilan edildi.
Aradan bunca yıl geçti, Lozan anlaşmasını küçümseyen bu yobaz güruhu şimdi bile milletimizin karşısına büyük yalanlarla çıkmaktan utanmıyor!..

“Efendim, İsmet Paşa Lozan'da çok büyük topraklarımızı ve Ege adalarını yabancılara terk etti!”
Anlaşma metni ortada. Yalanın böylesi az bulunur!
Lozan'da yabancılara herhangi bir yerde bir karış toprak, bir tek ada bile verilmedi. Ege adaları zaten bizim değildi…

Duyarsanız inanmayın, isim vermelerini isteyin.
Bunlar yalancıdır, sahtekârdır, utanmazdır.
Erzurum kongresinden Lozan'a, oradan Hatay'a…
Temmuz ayı yakın tarihimizde çok önemlidir, unutmayın…

Etiketler
Emin Çölaşan