'İki yakanızın biraraya gelmeyeceğini garanti edebilirim'

Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, ülkede yaşanan ekonomik krizlerin tarihini yazarak gençlere seslendi.

'İki yakanızın biraraya gelmeyeceğini garanti edebilirim'

Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil'in "Durmak yok yola devam..." başlıklı köşe yazısı şöyle:

"Gençler endişeleniyor.
Soruyorlar…
Ne olacak?

İzah edeyim.

1965'te doğdum.
1969'da kriz oldu.
Uçuyoruz büyüyoruz yalanlarıyla milli servet çarçur edildi, üretmeden tüketildi, bütçe açığı büyüdü, ithalat büyüdü, dışardan yüksek faizli borçlar alındı, Türk Lirası yüzde 66 devalüe edildi.

1974'te kriz oldu.
Kıbrıs'a çıktık, ambargo yedik, bütçe açığı rekor kırdı, dışardan yüksek faizli borçlar alındı.

1978'de kriz oldu.
Refahı arttırıyoruz ayaklarıyla ithalat patlatıldı, kıçında don olmayan sayın köylümüze yedek parçası bile olmayan yabancı marka traktörler aldırıldı, düşük gelirli vatandaş otomobil fabrikalarının önünde kuyruğa sokuldu, henüz kazanmadığı paraları harcaması için takside sokuldu, sayın sosyetemize Milano'dan Paris'ten indirimli kürk seyahatleri organize edildi, devletin borcu 1.8 milyar dolardan 10 milyar dolara çıktı, har vurup harman savruldu, dışardan alınan borçları ödemek için dışardan borç alınmaya başlandı.

1980'de kriz oldu.
Enflasyon yüzde 65'e fırladı, işsizlik yüzde 20'ye yükseldi, geçmiş krizlerden hiç ders alınmadığı için, üretmeden tüketmeye devam edildiği için temel tüketim maddelerinde karaborsa başladı, Türk Lirası yüzde 49 devalüe edildi, yetmedi, bi yüzde 33 daha devalüe edildi, yabancı sermayeye kapılar açıldı, bırakınız geçsinler bırakınız yapsınlar politikası benimsendi, dış borç ikiye katlandı, IMF'nin kucağına oturuldu.

1986'da kriz oldu.
Batan geminin malları misali kamu harcamalarında anormal artış oldu, milletin parasını harcadılar, millet “müthiş zenginleşiyoruz” diye sevindi, bütçe açığı yüzde 150 arttı, tarıma ilk darbe vuruldu, dışardan daha ucuza alırız denildi, dış borç gene ikiye katlandı, Türk Lirası yüzde 10 devalüe edildi, gazetelerimiz o zamanlar da yalakaydı, “mini” devalüasyon denildi.

1988'de kriz oldu.
Bırakınız geçsinler'in neticesinde, sanayiciler bile kendi fabrikalarını kapatıp ithalatçı oldu, dolar 375 liradan 2.150 liraya fırladı, dış borç 49 milyar dolara çıktı, enflasyon yüzde 70'i geçti, stagflasyona girildi, sayın ahalimiz sürüm sürüm sürünürken papatyalar has bahçe partileri düzenliyordu, sayın ahalimiz papatyaları eleştirenlere “vatan haini” diyordu.

1991'de kriz oldu.
Körfez savaşı patladı, zaten pamuk ipliği durumunda olan Türkiye ekonomisi inceldiği yerden koptu, enflasyon yüzde 70'lerde dolaştı, büyüme hızı yüzde bir'in altına düştü, cari açık yedi misli arttı, dolar ikiye katlandı, 5.000 lirayı geçti, bir koyup üç alma sevdasına kapılan Türkiye'ye bir milyon peşmerge mülteci girdi.

1994'te kriz oldu.
Enflasyon yüzde 120'ye ulaştı, faiz yüzde 400'ü aştı, yarım milyon kişi işinden oldu, dolar 18 bin lira oldu, bankalar battı.

1998-99'da kriz oldu.
Gümrük Birliği'ne girdik uçuyoruz denildi, paramız pul oldu, 10 milyon liralık banknot çıktı, gecelik faiz yüzde 1700 oldu!

2001'de kriz oldu.
Cari açık rekor kırdı, dış borç 115 milyar dolara çıktı, bir dolar bir milyon lirayı aştı, gecelik faiz yüzde 7.500 oldu, piyasa allak bullak oldu, batan batana oldu.

2008'de kriz oldu.
IMF reçetesi uygulandı, millete ait ne varsa satıldı, ne banka bırakıldı, ne fabrika, ne liman, babalar gibi satıyoruz denildi, millet alkışladı, ithalat patladı, borç patladı, tarım imha edildi, tarlasını sürene ekstra vergi yüklendi, tarlasını boş bırakana üste para ödendi, enflasyon sepeti makyajlandı, fiyatı yükselen ürünler sepetten çıkarıldı, fiyatı ucuzlayan ürünler sepete konuldu, enflasyonun her mevsim düşük çıkması sağlandı, işsizlik oranı makyajlandı, iş arıyorum, bulamıyorum, iş aramaktan umudu kestim diyenler işsiz sayılmamaya başlandı, medya makyajlandı, 24 saat aralıksız yalan söyleyen gazeteler ve televizyonlar oluşturuldu, Satürn dünyaya çarpsa haberi olmayacak toplum yaratıldı, sonra da “hamdolsun teğet geçti” denildi.

2018…
Saman ithal ediyoruz.
“Tarımda Avrupa'da bir numarayız” deniyor.
Dört milyon Suriyeli memlekete girdi, nüfusumuzun yüzde beşi Suriyeli oldu.
“Dünya lideriyiz, Almanya bizi kıskanıyor” deniyor.
Dolar altı lirayı geçti.
“Onların doları varsa, bizim Allahımız var” deniyor.
Konkordato ilan eden edene…
Dört milyar liralık özel uçağa biniliyor, sarayda ejder smoothie içiliyor, “kriz mriz sakın inanmayın, bizde kriz yok” deniyor.

Değerli gençler…
Bizim jenerasyon işte böylesine zeki bir jenerasyondu!

Eğer siz de bizim kadar zeki olmaya devam ederseniz, 2058'de bile iki yakanızın biraraya gelmeyeceğini garanti edebilirim.

YAZIYI SÖZCÜ'DE OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Etiketler
Ekonomik kriz Yılmaz Özdil